SAHİH-İ MÜSLİM |
İMAN |
باب بيان
أركان
الإسلام
ودعائمه
العظام
5- İSLAM'IN RÜKÜNLERİNİ
VE PEK BÜYÜK TEMELLERİNİ AÇIKLAMA BABI
19 - (16) حدثنا
محمد بن
عبدالله بن
نمير الهداني.
حدثنا أبو
خالد (يعني
سليمان بن
حيان الأحمر)،
عن أبي مالك
الأشجعي، عن
سعد بن عبيدة،
عن ابن عمر،
عن النبي صلى
الله عليه وسلم
قال
: "بني
الإسلام على
خمسة. على أن
يوحد الله.
وإقام الصلاة.
وإيتاء
الزكاة. وصيام
رمضان. والحج" فقال
رجل: الحج
وصيام رمضان؟
قال: لا. صيام
رمضان والحج.
هكذا سمعته من
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم.
111- Bize Muhammed b.
Abdullah b. Numeyr el-Hemdani tahdis etti. Bize Ebu Halid -yani Süleyman b.
Hayyan el-Ahmer- Ebu Malik el-Eşcai'den tahdis etti. O Sa'd b. Ubeyde'den, o İbn Ömer'den, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den
şöyle buyurduğunu nakletti: "İslam beş şey üzerine bina edilmiştir:
Allah'ın tevhid edilmesi, namazın dosdoğru kılınması, zekatın verilmesi,
ramazan orucu ve hac (üzerine)."
Bir adam: Hac ve ramazan
orucu şeklinde değil mi, deyince, o (İbn Ömer): Hayır, ramazan orucu ve hac
(üzerine). Ben bunu Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den böylece
dinledim, dedi.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir; Tuhfetu'l-Eşraf, 7047
20 - (16) وحدثنا
سهل بن عثمان
العسكري.
حدثنا يحيى بن
زكرياء حدثنا
سعد بن طارق؛
قال: حدثني
سعد بن عبيدة
السلمي، عن
ابن عمر، عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم؛ قال: "بني
الإسلام على
خمس. على أن
يعبد الله
ويكفر بما
دونه. وإقام
الصلاة.
وإيتاء
الزكاة. وحج البيت.
وصوم رمضان".
112- Bize Sehl b. Osman el-Askeri de tahdis etti. Bize Yahya b.
Zekeriya -ki o İbn Bize Sa'd b. Tarık tahdis etti. Bana Sa'd b. Ubeyde
es-Sülemİ, İbn Ömer'den tahdis etti. O Nebi (Sallallahu aleyhi ve sellem)'den
şöyle buyurduğunu nakletti: "İslam beş esas üzerine bina edilmiştir:
Allah'a ibadet olunup, onun dışındakilerin inkar edilmesi, namazın dosdoğru
kılınması, zekatın verilmesi, Beytin haccedilmesi ve ramazan orucunun
tutulması"
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir; Tuhfetu'l-Eşraf, 7047
21 - (16) وحدثنا
عبيدالله بن
معاذ. حدثنا
أبي. حدثنا عاصم(وهو
ابن محمد بن
زيد بن
عبدالله بن
عمر)، عن أبيه؛
قال: قال
عبدالله: قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم
: "بني
الإسلام على
خمس. شهادة أن
لا إله إلا
الله وأن
محمدا عبده
ورسوله. وإقام
الصلاة. وإيتاء
الزكاة. وحج
البيت. وصوم
رمضان".
113- Bize Ubeydullah b. Muaz tahdis etti, bana babam tahdis etti.
Bize Asım -ki o ibn Muhammed b. Zeyd b. Abdullah b. Ömer'dir- babasından şöyle dediğini
tahdis etti: Abdullah dedi ki: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle
buyurdu: "İslam beş temel üzerine bina edilmiştir: Allah'tan başka ilah
olmadığına ve Muhammed'in onun kulu ve Rasulü olduğuna şahôdet etmek, namazı
dosdoğru kılmak, zekatı vermek, Beyti haccetmek ve ramazan orucunu tutmak
(üzerine). "
Yalnız Müslim rivayet etmiştir; Tuhfetu'l-Eşraf, 7429
22 - (16) وحدثني
ابن نمير.
حدثنا أبي.
حدثنا حنظلة.
قال: سمعت
عكرمة بن خالد
يحدث طاوسا؛
أن رجلا قال
لعبدالله بن
عمر
: ألا
تغزو؟ فقال:
إني سمعت رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
يقول: "إن
الإسلام بني
على خمس. شهادة
أن لا إله إلا
الله. وإقام
الصلاة.
وإيتاء الزكاة.
وصيام رمضان.
وحج البيت".
114- Bize İbn Numeyr tahdis etti, bize babam tahdis etti, bize
Hanzala tahdis edip dedi ki: İkrime b. Halid'i Tavus'a şunu tahdis ederken
dinledim: Bir adam Abdullah b. Ömer'e: Gazaya çıkmayacak mısın, dedi.
O şöyle dedi: Şüphesiz Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'i
şöyle buyururken dinledim: "İslam beş temel üzerine bina edilmiştir:
Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına şahadet etmek, namazı dosdoğru kılmak,
zekatı vermek, ramazan orucunu tutmak ve Beyti haccetmek (üzerine). "
Diğer tahric: Buhari, 8; Tirmizi, 2609; Tuhfetu'l-Eşraf, 7344
AÇIKLAMA: (Bu baptaki rivayetler ve aralarındaki
farklılıklar)
( 111 ) Müslim
(rahimehullah) dedi ki: "Bize Muhammed b. Abdullah b. Numeyr el-Hemdtlnl
tahdis etti ... İslam beş temel üzerine bina edilmiştir ... "
(112) İkinci rivayette
ise: "İslam beş temel üzerine bina edilmiştir. Allah'a ibadet edilmesi ve
onun dışındakilerin inkar edilmesi. .. "
(113) Üçüncü rivayette:
"İslam beş temel üzerine bina edilmiştir. Allah'tan başka hiçbir ilah
olmadığına ... " diye.
(114) Dördüncü
rivayette: "Bir adam Abdullah b. Ömer (r.a.)'a ... dedi ... "
şeklinde rivayet edilmiştir.
Bu başlıkta sözkonusu
olan birinci rivayetin isnadında yer alan ravilerin tamamı Kufelidir. Abdullah
b. Ömer (r.a.) müstesna, o Mekki, Medeni' dir. "el-Hemdani" nispeti ise sakin
mim ve dal harfi iledir. Bunu bu şekilde zapt etmek (harekesini belirtmek)
ihtiyat ve açıklanmanın tamamlanması içindir yoksa bunun böyle olduğu meşhur ve
bilinen bir husustur. Aynı zamanda fasılların sonlarında da Buhari ve Müslim'in
Sahihlerinde bulunan bu şekildeki nispetin tamamının mim harfi sakin ve dal ile
"Hemdanı" şeklinde olduğunu belirtmiş bulunmaktayız.
"Hayyan" ismi
ha' dan sonra alttan iki noktalı ye iledir. Yine önceki fasıllarda bu şekildeki
hattın nasıl harekeleneceği de açıklanmış idi.
Ebu Malik el-Eşcai
ikinci rivayette (112) adı verilmiş bulunan Sa'd b. Tarık'tır, babası
sahabidir.
Metindeki lafızların
zaptına gelince, birinci ve dördüncü rivayet yolunda (111 ve 114)
"beş" anlamındaki lafız sonunda yuvarlak te ile (...) diye
yazılmıştır. İkinci ve üçüncü yollarda (112 ve 113) he'siz olarak C.r~)
şeklindedir. Mutemet bazı asıl nüshalarda dördüncü rivayet yolunda da
he'sizdir. Her iki şekil de doğrudur. He ile rivayetten kasıt "beş esas
yahut şey ve benzeri bir lafız" takdirine göredir. He'siz rivayetine göre
ise "beş haslet yahut beş temel, direk yahut dayanak" ve benzeri
kelimeler takdir edilir. Allah en iyi bilendir.
Haccın önce ve sonra
anılması meselesine gelince, birinci ve dördüncü rivayette önce oruç sözkonusu
edilirken, ikinci ve üçüncü rivayetlerde hac daha önce zikredilmiştir.
Diğer taraftan ilim
adamları haccı öne alan adama -sözünü ettiğimiz iki rivayet yolunda görüldüğü
gibi- kendisi de böyle rivayet etmiş olmakla birlikte tepki göstermesi
hususunun açıklanması ile ilgili olarak ilim adamları farklı açıklamalar
yapmışlardır. -Yüce Allah en iyi bilendir- ama daha güçlü görünen İbn Ömer'in
bu hadisi Nebi (s.a.v.)'den iki defa dinlemiş olmasıdır. Bunların birisinde
haccı önceden sözkonusu ederken, diğerinde ise orucu önceden sözkonusu
etmiştir. Kendisi de iki ayrı zamanda her iki şekilde rivayet etmiş
bulunmaktadır. Adam ona cevap vererek farklı bir hatırlatmada bulununca İbn
Ömer: Bilgi sahibi olmadığın hususlarda karşı çıkma ve bilmediğin bir şeyi
söyleyerek de itiraz etme. Kesin olarak bilmediğin herhangi bir hususu
eleştirmeye kalkışma. Aksine rivayette oruç önce zikredilmiştir ve ben bunu
Rasulullah (s.a.v.)'den böylece dinledim diye cevap vermiştir. Bununla birlikte
onun bu şekilde cevap vermesi de öbür şekli işitmediği anlamına gelmez
İbn Ömer'in bunu iki
defada her birisini ayrı bir şekilde dinlemiş olması -belirttiğimiz gibi-
ihtimaldir. Daha sonra adam ona karşı soru sorunca kabul etmediği şekli de
rivayet etmiş olduğunu unutup, ona karşı çıkmış olabilir. Bu hususta bu iki
ihtimal tercih edilen açıklama şekilleridir.
Şeyh Ebu Amr b. es-Salah
(r.a.) dedi ki: İbn Ömer (r.a.)'ın hadisi Rastılullah (s.a.v.)'den dinlemiş
olduğu şekilde korumaya çalışması, aksinin rivayetini yasaklaması, aradaki
"vav" harfinin sıralamayı ifade etmek için kullanıldığını söyleyenler
için uygun bir delil olabilir. Şafii fukahasının çoğunluğunun ve istisnai
olarak da bazı nahivcilerin kanaati budur. Tercih edilen ve cumhurun kanaati
olan vav harfinin öyle bir sıralamayı gerektirmediğini söyleyenlerin lehine
olmak üzere şöyle diyebilirler: Bu şekilde cevap vermesi vav harfinin
sıralamayı gerektirdiğinden dolayı değildir. Aksine ramazan orucunun farz
olduğu hükmünün hicretin ikinci yılında inmiş olmakla birlikte hac farizasının altıncı
yılda inmiş olmasındandır. Hatta dokuzuncu yılda farz olduğu dahi söylenmiştir.
O halde önce farz kılınmış olanın daha sonra farz kılınmış olana göre öne
alınarak anılması hakkıdır. İşte İbn Ömer (r.a.)'ın bu hassasiyeti bundan
dolayıdır.
Haccın önce zikredildiği
rivayete gelince, sanki bu rivayeti mana yoluyla rivayeti kabul eden ve
birincisini ya da daha önemli olanı dilde yaygın görüldüğü şekliyle sonradan
bırakma kanaatini kabul eden bir kimsenin yaptığı bir tasarruf gibi görünüyor.
İşte o da bu ibarede takdim ve tehir suretiyle bundan dolayı tasarrufta
bulunmuştur ama bununla birlikte onun İbn Ömer (r.a.)'ın böyle bir işi
yasakladığını duymamış olduğu da sözkonusu olmalıdır. Bunu kavramak gerekir
çünkü bu ben başkalarının açıkladığını görmediğim açıklanması zor (müşkil)
hususlardan birisidir. -Şeyh Ebu Amr b. es-Salah'ın ifadeleri burada sona
ermektedir.-
Ama onun bu söylediği
iki bakımdan zayıftır. Birincisine göre her iki rivayet de sahihte sabit
olmuştur, her ikisi de mana itibariyle sahihtir. Açıkladığımız üzere aralarında
da aykırılık yoktur. Bu sebeple bu iki rivayetten birisini iptal etmek caiz
olmaz. İkincisi bu gibi hallerde takdim ve tehir ihtimali kapısını açmak
(11178) raviler ve rivayetler hakkında ileri bir tenkittir çünkü böyle bir kapı
açılacak olursa pek azı dışında bizim rivayetlere güvenimiz kalmaz. Bunun
batılalduğu ve doğuracağı kötü sonuçlar kalbinde hastalık bulunanların da buna
sıkı sıkıya sarılacağı ise açıkça ortadadır. Allah en iyi bilendir.
Şunu da bilelim ki, Ebu
Avane el-İsferayini'nin "el-Muharrac ala Sahihi Müslim ve Şartih"
adlı eserindeki rivayetinde Müslim'de adamın İbn Ömer' e söylediği haccı öne
alan sorusunun aksi zikredilmiştir. Oradaki rivayete göre İbn Ömer (r.a.)
adama: Ramazan orucunu benim Rasulullah (s.a.v.)'den duyduğum gibi en
sonuncuları olarak say, demiştir. Şeyh Ebu Amr b. es-Salah (rahimehullah) dedi
ki: Bu rivayet Müslim'in rivayeti karşısında duramaz. Derim ki: Bunun da sahih
olma ihtimali vardır. Bu meselenin de iki farklı adamın başından iki defa
geçmiş olma ihtimali bulunmaktadır. Allah en iyi bilendir.
Dördüncü rivayette iki
şahadetten yalnızca birisini zikretmekle yetinmesine gelince, bu ya ravinin
dışındaki diğer hafızların tespit ettiği ikinci şahadeti kendisinin hazfetmesi
suretiyle bir taksiridir yahut rivayet aslı itibariyle muhtemelen böyle
gelmiştir. Bu şekilde hazf ise çoğunlukla iki karineden birisi ile yetinilmesi
ve zikredilenin hazfedilen diğerine delaleti dolayısıyla olur. Allah en iyi
bilendir.
(111): "Allah'ın
tevhid edilmesi" anlamındaki buyruk ye harfi ötreli, ha harfi fethalı,
edilgen bir kiptir. İbn Ömer (r.a.)'a haccın öne alınması ile ilgili soru soran
kişinin ismi ise Yezid b. Bişr es-Seksekl'dir. Bunu Hafız Ebu Bekr el-Hatib
el-Bağdadi "el-Esmau'l-Mübheme" adlı kitabında belirtmiştir.
(114) "Gazaya
çıkmaz mısın?" anlamındaki fiil, muhatap kip için te harfi iledir. Bununla
birlikte sonunda vav harfinden sonra elif ile yazılması da mümkündür. Birinci
yazılış önceki (mütekaddimun) yazıcıların görüşüdür, ikincisi ise bazı
müteahhirlerin görüşüdür. Daha sahih olanı da odur. Bu ikisini İbn Kuteybe
"Edebu'l-Katib" adlı eserinde zikretmiştir.
İbn Ömer'in ona:
"İslam beş temel üzerine bina edilmiştir" hadisi ile cevap vermesine
gelince, göründüğü kadarıyla bunun anlamı şudur: Gazaya çıkmak muayyen olarak
her kişi için bir gereklilik değildir çünkü İslam beş temel üzerine bina
edilmiştir ve gazaya çıkmak bunlardan birisi değildir. Allah en iyi bilendir.
Diğer taraftan bu hadis
dini bilmek hususunda pek büyük bir asıl dayanaktır, bu hususta din ona dayanır
ve bu hadis dinin rükünlerini bir arada toplamış bulunmaktadır. Allah en iyi
bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: