SAHİH-İ MÜSLİM |
İMAN |
باب
السؤال عن
أركان
الإسلام
3- İSLAM'IN
RÜKÜNLERİNE DAİR SORU SORMAK BABI
حدثني عمرو
بن محمد بن
بكير الناقد.
حدثنا هاشم بن
القاسم أبو
النضر. حدثنا
سليمان بن
المغيرة، عن
ثابت، عن أنس
بن مالك؛ قال: نهينا
أن نسأل رسول
الله صلى الله
عليه وسلم عن
شيء. فكان
يعجبنا أن
يجيء الرجل من
أهل البادية.
العاقل.
فيسأله ونحن
نسمع. فجاء
رجل من أهل
البادية.
فقال: يا محمد!
أتانا رسولك.
فزعم لنا أنك
تزعم أن الله
أرسلك؟ قال: "صدق" قال: فمن
خلق السماء؟
قال: "فمن خلق
الأرض؟ قال:
"الله"
قال:
فمن نصب هذه
الجبال، وجعل
فيها ما جعل.
قال: "الله"
قال: فبالذي
خلق السماء
وخلق الأرض
ونصب هذه الجبال
آلله أرسلك.
قال: "نعم" قال:
وزعم رسولك أن
علينا خمس
صلوات في
يومنا
وليلتنا. قال:
"صدق" قال:فبالذي
أرسلك. آلله
أمرك بهذا؟
قال: "نعم" قال:
وزعم رسولك أن
علينا زكاة أموالنا
. قال: "صدق"
قال: فبالذي
أرسلك. آلله
أمرك بهذا؟
قال: " نعم"
قال: وزعم
رسولك أن
علينا صوم شهر
رمضان في
سنتنا. قا ل"صدق"
قال: فبالذي
أرسلك. آلله
أمرك بهذا؟
قال: " نعم"
قال: وزعم
رسولك أن
علينا حج
البيت من استطاع
إليه سبيلا.
قال: "صدق" قال:
ثم ولى قال:
والذي بعثك
بالحق! لا
أزيد عليهن
ولا أنقص منهن.
فقال: النبي
صلى الله عليه
وسلم "لئن صدق
ليدخلن الجنة".
102- Bana Amr b. Muhammed
b. Bukeyr en-Nakid tahdis etti (Dedi ki): Bize Haşim b. el-Kaasım Ebu'n-Nadr rivayet
etti. (Dedi ki): Bize Süleyman b. el-Mugire, Sabit’ten, o da Enes b. Malik'den
naklen rivayet eyledi. Enes b. Malik dedi ki:
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e herhangi bir şey hakkında soru
sormamız yasaklanmıştı. Bu sebeple çöl halkından aklı başında bir adamın
gelerek biz de dinlerken ona soru sorması hoşumuza giderdi. Derken çöl
halkından bir adam çıkageldi.
- Ey Muhammed, senin
elçin bize geldi, bize senin Allah'ın seni peygamber olarak gönderdiğini
söylediğini söylüyor, dedi. Allah Rasulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Doğru söylemiştir" buyurdu.
Adam: Peki, semayı
(göğü) kim yarattı, dedi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Allah" buyurdu.
Adam: Peki, arzı
(yeryüzünü) kim yarattı, dedi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
''Allah'' buyurdu.
Adam: O halde şu dağları
kim dikti ve orada var ettiklerini kim var etti, dedi. Allah Resulü (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): ''Allah'' dedi. (1/42a) Adam: O halde semayı da yaratan,
arzı da yaratan, bu dağları diken hakkı için söyle, seni Allah mı peygamber
olarak gönderdi dedi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Evet" buyurdu.
Adam: Senin gönderdiğin
elçi bir gün ve bir gecede üzerimize beş vakit namaz olduğunu da ileri sürdü dedi.
Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Doğru söylemiştir"
buyurdu. Adam: Seni Rasul olarak gönderen hakkı için bunu sana Allah mı
emretti, dedi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Evet"
buyurdu.
Adam: Senin elçin ayrıca
mallarımızda zekat yükümlülüğümüzün olduğunu ileri sürdü, dedi. Allah Resulü
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Doğru söylemiştir" buyurdu. Adam:
Seni rasul olarak gönderen hakkı için bunu Allah mı sana emretti, dedi. Allah
Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Evet" buyurdu.
Adam: Senin elçin ayrıca
her bir yılımızda ramazan ayında oruç tutmakla mükellef olduğumuzu da ileri
sürdü, dedi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Doğru
söylemiştir" buyurdu. Adam: Seni rasul olarak gönderen hakkı için bunu
sana Allah mı emretti, dedi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Evet" buyurdu.
Adam: Senin elçin ayrıca
Beyti oraya yol bulabilen için haccetmek yükümlülüğümüzün olduğunu da ileri
sürdü, dedi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Doğru
söylemiştir" buyurdu.
(Enes) dedi ki: Sonra
adam dönüp gitti. (Giderken): Seni hak ile gönderene yemin olsun, bunların
üzerine ne bir şey ekler, ne de onlardan bir şey eksiltirim, dedi. Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'de: ''Andolsun söylediğine sadakatle bağlı kalırsa
kesinlikle (l/42b) cenn€te girecektir" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari,
(ta'liken) 63; Tirmizi, 619; Nesai, 2090; Tuhfetu'l-Eşraf, 404
AÇIKLAMA: Bu başlık altında Enes (radıyallahu
anh)'ın: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e bir şey hakkında soru
sormamız bize yasaklandı ... " hadisi yer almaktadır. Hadiste geçen;
"Soru sormamız yasaklandı" ibaresinden maksat zorunlu olmayan
sorudur. Nitekim az önce geçen hadisteki "bana sorun" buyruğunun
gerek duyacağınız şeyler hakkında sorun, demek olduğunu açıklamıştık.
"Çöl halkından bir
adam" ifadesinden maksat da kendisine soru sorma yasağı ulaşmamış bir
kimsedir.
"Aklı başında"
kaydından kasıt ise böyle bir kimsenin nasıl soru soracağım, sormanın adabını,
hangisinin önemli olduğunu ve nasıl cevap vereceğini daha iyi bileceğinden
dolayıdır. Çünkü bunlar verilen cevaptan elde edilecek faydamn daha büyük
olmasının sebeplerindendir. Ayrıca çölde yaşayanlar bedevidir, bilgisizlik ve
katılık onlarda daha yaygındır. Bu sebeple bir hadiste:
"Çölde kalan
katılaşır" denilmiştir.
Badiye ve bedv aynı
anlamdadır. Bu da hazar ve umran dışındaki yerlere denilir. Badiye'ye nispet
"bedevi" gelir, "el-Bidave" de Badive'de çölde ikamet etmek
demektir. Dilcilerin çoğunluğuna göre "el-Bidave"nin be harfi kesreli
okunur. İbn Zeyd ise (el-Bedave) şeklinde fethalı okunur demiştir. Sa'leb ise
ben fethalı olarak "el-Bedave" kullanışını Ebu Zeyd'den başka
kimseden nakledildiğini bilmiyorum.
"Adam: Ey
Muhammed... dedi." (1/169) İlim adamları der ki: Muhtemelen bu Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e adıyla hitabın yasaklanışından ve yüce
Allah'ın: "Rasulün çağrısını (ona seslenmeyi) aranızda birbirinize
çağırdığınız gibi bellemeyin. " (Nur, 63) buyruğunun inişinden önce
olmuştur. Bu da bu husustaki iki tefsirden birisi olan: Ey Muhammed, demeyiniz,
ey Allah'ın Rasulü yahut ey Allah'ın nebisi şeklinde hitap ediniz, şeklindeki
tefsire göredir. Ayetin inişinden sonra olmakla birlikte bu ayetin bu şekilde
konuşan kişiye henüz ulaşmamış olma ihtimali de vardır.
"Senin elçin senin
yüce Allah'ın seni rasul olarak gönderdiğini söylediğini iddia etti. Allah
Rasulü: Doğru söylemiştir buyurdu." Burada "(r.a.j):
Iddia etti, söylüyorsun,
iddia ediyorsun" ifadelerini kullanması Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in da bununla birlikte onu doğrulaması bu fiilin özel olarak yalan
hakkında ve hakkında şüphe bulunan sözler için kullanılmayacağına delildir.
Aksine bu fiil, kesin söz ve hakkında şüphe bulunmayan doğru söz hakkında da
kullanılabilir. Nitekim bu şekildeki kullanım hadis-i şeriflerde çokça gelmiş
bulunmaktadır. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den de:
"Cebrail böyle
iddia etti. (Buradaki gibi zeame fiiliyle)" dediği rivayet edilmiştir.
Arap dilinin imamı olan Sibeveyh de Arap dili kitaplarının önderi durumunda olan
kitabında da "el-Halil za'm etti, Ebu'l-Hattab za'm etti" sözünü
çokça kullanmıştır ki bundan kesin olarak söylenmiş sözü kastetmiştir. Bu
hususu da dilbilginlerinden olsun, başkalarından olsun büyük bir topluluk
nakletmiş bulunmaktadır. Ebu Ömer ez-Zahid de Şerhu'l-Fasıh adlı eserinde
hocası Ebu'l-Abbas Sa'leb'den, o Kufeli ve Basralı Arap dilbilginlerinden bunu
böylece nakletmiştir. Allah en iyi bilendir.
Ek bir bilgi olarak şunu
da belirtelim ki, çöl halkından gelen bu adamın adı dat harfi kesreli olarak:
Dimam b. Sa'lebe'dir. Buhari'nin ve başka kaynakların rivayetinde ismi bu
şekilde verilmiştir.
"Adam: Semayı kim
yarattı, dedi. .. Seni rasul olarak gönderen hakkı için sana bunu Allah mı
emretti dedi, evet buyurdu." Bu buyruklar çeşitli ilimiere delil teşkil
etmektedir. et-Tahrir sahibi dedi ki: (1/170) Bu, bu adamın güzel bir şekilde
soru sorduğunu, onun sıralamayı çok güzel yaptığını ve bunları dikkatli bir
şekilde arka arkaya getirdiğini göstermektedir çünkü o önce yaratılmışların
yara+ıcısının kim olduğunu sordu. Sonra ona yaratanın bir rasulü olduğu
hususunda kendisine doğru söylemesi için yaratıcısı adına ona and verdi. Sonra
onun risaletine vakıf olup, rasul olduğunu öğrendikten sonra bu sefer ona
kendisini rasul olarak gönderen hakkı adına and verdi. Bu ise oldukça güzel bir
aklı gerektiren bir sıralamadır. Diğer taraftan bu yeminler pekiştirmek ve
söylenenlerin açıkça ifade edilmesini sağlamak içindir. Yoksa ayrıca bu yeminlere
ihtiyacı olduğundan dolayı değildir. Tıpkı yüce Allah'ın pek çok hususa dair
yemin etmiş olması gibi. et-Tahrir sahibinin ifadeleri bunlardır.-
Kadı Iyaz dedi ki:
Açıkça göründüğü kadarıyla bu adam ancak Müslüman olduktan sonra gelmiştir. O
durumu Nebi (s.a.v.) ile ağızdan ağıza konuşup, emin olmak maksadıyla gelmişti.
Allah en iyi bilendir. Bu hadiste geçenlerden ayrı olarak çeşitli ilmi
meseleler de bulunmaktadır:
1- Beş vakit namaz, gece
ve gündüz tekrarlandıkça tekrarlanır. İşte "günümüz ve gecemizde"
ifadesinin anlamı budur.
2- Ramazan ayı orucu da
her senede bir farzdır.
3- Şeyh Ebu Amr b.
es-Salah (rahimehullah) dedi ki: Bu hadiste imam, önder ilim adamlarının
-Mutezile arasından bunu kabul etmeyenlerin kanaatine hilafen- kabul ettiği mukallid
avamın mümin oldukları ve herhangi bir şüphe ve sarsıntı olmaksızın kesin bir
şekilde hak olana sadece itikat etmelerinin onlar için yeterli olacağı
şeklindeki kanaatlerinin doğru olduğuna da delil teşkil etmektedir. Çünkü
Resulullah (s.a.v.) risaletini ve doğruluğunu tanımak hususunda, Oımam'ın
dayanağını ve yalnızca bunu kendisine (elçisinin söylediklerine dayanarak)
haber vermesi ile yetinmesini kabul etmiş ve böyle hareket etmesini red ve
inkar etmediği gibi, ona sen bu hususları, benim mucizelerimi tetkik edip
düşünmek ve kesin delilleri kullanmak suretiyle bilmekle yükümlüsün dememiştir.
İbnu's-Salah'ın ifadeleri bunlardır. (11171)
4- Ayrıca bu hadisten
vahid haber ile am el edileceği de anlaşılmaktadır.
Hadiste bundan başka
hükümler de vardır. Allah en iyi bilendir.
11 - (12) حدثني
عبدالله بن
هاشم العبدي.
حدثنا بهز.
حدثنا سليمان
بن المغيرة عن
ثابت؛ قال:
قال أنس:
كنا
نهينا في
القرآن أن
نسأل رسول
الله صلى الله
عليه وسلم عن
شيء. وساق
الحديث بمثله.
103- Bane Abdullah b. Haşim el-Abdi tahdis etti. (dediki:) Bize Behz
rivayet etti. (Dedi ki); Bize Süleyman b. el-Muğire, Sabit,den naklen rivayet
etti. Sabit dedi ki: Enes dedi ki: Kur'an-ı
Kerim'de Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e herhangi bir şey hakkında
soru sormak bize yasaklanmıştı....
Sonra da hadisi aynen rivayet etti.
Diğer tahric: Buhari,
(ta'liken) 63; Tirmizi, 619; Nesai, 2090; Tuhfetu'l-Eşraf, 404
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: