DEVAM: 13. Gölge İle
Güneş Arasında Oturmak
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
حَدَّثَنَا
يَحْيَى عَنْ
إِسْمَعِيلَ
قَالَ
حَدَّثَنِي
قَيْسٌ عَنْ
أَبِيهِ
أَنَّهُ
جَاءَ
وَرَسُولُ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَخْطُبُ فَقَامَ
فِي
الشَّمْسِ
فَأَمَرَ
بِهِ فَحُوِّلَ
إِلَى
الظِّلِّ
Kays (İbn Abdi Avf el
Haris'in) babasından (rivayet edildiğine göre bir gün) Rasûlullah (s.a.v.),
hutbe okurken bu zat gelmiş (biraz sonra yerini yavaş yavaş gölgeye terk edecek
olan) güneş(lik bir yer)e durmuş (ve Hz. Nebii dinlemeye başlamış. Hz. Nebi onu
bu halde görünce biraz sonra güneşle gölge arasında kalacağını anladığı için
ona tamamen gölgeye çekilmesini) emretmiş, o zat da (bu emre uyarak) gölgeye
çekilmiştir."
İzah:
Bu hadis-i şeriflerde
Rasul-i zişan efendimizin, insanın vücudunun bir kısmım gölgeye alıp da bir
kısmını güneşte bırakmaktan nehyettiği ifade edimektedir. Çünkü insan vücudunun
bir kısmı gölgede iken bir kısmının güneşte kalması vücudunun birbirine zıt iki
müessirin etkisinde kalmasına sebep olur. Vücut iki zıt tesir altında kalınca
mizacı bozulur. Bu bozulma neticesinde vücut sıhhatini kaybeder.
Hafız Münzirî (4821)
no'lu hadisi ravilerinden birinin kimliği belli olmadığı gerekçesiyle tenkid
etmiştir.