DEVAM: 5. (İnsanlarla)
İyi Geçinmek
حَدَّثَنَا
نَصْرُ بْنُ
عَلِيٍّ
قَالَ أَخْبَرَنِي
أَبُو
أَحْمَدَ
حَدَّثَنَا
سُفْيَانُ
عَنْ
الْحَجَّاجِ
بْنِ
فُرَافِصَةَ عَنْ
رَجُلٍ عَنْ
أَبِي
سَلَمَةَ
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ ح
و حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
الْمُتَوَكِّلِ
الْعَسْقَلَانِيُّ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الرَّزَّاقِ
أَخْبَرَنَا
بِشْرُ بْنُ
رَافِعٍ عَنْ
يَحْيَى بْنِ
أَبِي
كَثِيرٍ عَنْ
أَبِي
سَلَمَةَ
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ
رَفَعَاهُ
جَمِيعًا
قَالَ قَالَ
رَسُولُ اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
الْمُؤْمِنُ غِرٌّ
كَرِيمٌ
وَالْفَاجِرُ
خِبٌّ لَئِيمٌ
Ebu Hureyre'den (rivayet
edildiğine göre) Rasûlullah (s.a.v.): "Mü'min
saf ve kerem sahibidir. Bozguncu insan ise (daima) aldatıcı, alçak ve
cimridir" buyurmuştur.
İzah:
Tirmizî, birr. Ahmed b.
Hanbel, 11-394.
Girrun: Aldanan,
aldatılan anlamlarına gelir.
Kerîm: İyi, cömert, çok
affeden, kıymetli gibi manalara gelir.
Fâcir: Allah'ın
emrinden çıkan, günahkâr demektir. Hıbb: Aldatıcı manasına gelir. Leîm: Alçak
ve cimri demektir.
Hattabî (r.a.)'nin
açıklamasına göre: Hadis-i şerifin zahirinden anlaşılan şudur ki: Hakiki mü'min
aldatılmaya müsait, kötülüğü kavramaktan ve araştırmaktan uzak olur. Bu durum
onun cehaletinden değil, kereminden ve ahlâkının güzelliğinden, iyi niyetli ve
itimat sahibi oluşundan kaynaklanır.
Allah'ın emrinden
çıkmış bozguncu insanlar ise daima aldatıcı, alçak, cimri, kötülük planlarını
araştırmakla meşgul olur. Bu durum onun akıllılığından değil, kötülüğünden
kaynaklanır.
İbn Esir'in açıklamasına
göre bu hadisden anlaşılan şudur:
"Mü'min hilekâr ve
düzenbaz olmaz. Ancak yumuşaklığı ve itimat sahibi olması sebebiyle bazan
aldanıp tuzağa düşer."
Bu mevzuda Muhammed
Zekeriyâ b. Yahya el-Kândehlevî şöyle diyor:
Her ne kadar bu hadisin
zahiri "Mü'minin firasetinden sakınınız."[Suyûtî, el-Caimü's-Sağîr,
I, 8.] hadisine aykırı gibi görünüyorsa da aslında bu iki hadisin arasını şu
şekilde te'lif etmek mümkündür:
Bu hadis mü'minlerin
avamı hakkındadır. Diğer hadis ise basiret sahibi olan hassas müminler
hakkındadır. Bu iki hadisin arasını "Mü'minin aldatılır olması onun hüsn-i
zan sahibi olmasından neş'et eder. Bu durum ise, onun firaset sahibi olmasına
mani değildir" diyerek te'lif etmek de mümkündür. Bu hadis-i şerifin:
"Mü'min bir delikten iki defa sokulmaz."[Sünen-i Ebû Davud, 4862
nolu hadis.] hadisine aykırı olduğu da söylenemez. Çünkü bir defa aldanmak
başkadır, ikinci defa aldanmak daha başkadır.
Hafız Suyutî'in
açıklamasına göre mevzumuzu teşkil eden hadis-i şerif, Hafız Siracüddin el-Kazvinî'nin
mevzu olduğunu iddia ettiği hadislerdendir.
Hafız b. Hacer ise bu
iddiayı reddederek şöyle demiştir: "Bu hadis Hâkim tarafından muttasıl
bir senedle rivayet edildiği gibi, Sevrî'nin ashabı
ve Haccac tarafından da
rivayet edilmiştir. İbn Main, Haccac hakında müsbet düşünmektedir. Ancak Buharî
ile Müslim bu hadisin râvilerinden Bişr'e güvenilmeyeceğim söylemişlerdir...
Mevzumuzu teşkil eden
bu hadis-i şerifte cimriliğin bozgunculuk sıfatı olduğuna da bir işaret
vardır.
Görüldüğü gibi hadis-i şerifte
cimrilik, çirkin bir huy, sehâ (cömertlik) büyük bir bir fazilet olarak
değerlendirilmiştir.
Nitekim şu âyet-i
kerimelerde de cimriliğin çirkin bir huy olduğu cömertliğin büyük bir fazilet
olarak değerlendirilmiştir,
"Kim nefsini (mala
olan) hırsından ve cimriliğinden korunursa, işte muratlarına erenler onların
tâ kendileridir."[Haşr 9]
"Allah'ın (fazl-u
kereminden) kendilerine verdiğini (sarf-ü intakta) cimrilik edenler, (asla)
bunun kendileri için bir hayır olduğunu sanmasınlar. Bilakis bu onlar için bir
serdir."[Al-i limran 180]
Bu konuyla ilgili bir
hadis-i şerif de şu mealdedir: "Cimri asla cennete giremez."[Tirmizî,
Birr. Ahmed b. Hanbel, I. 4. 7.]
Cimriliğin çeşitli
tarifleri yapılmışsa da en doğru olan tarife göre cimrilik, şer'an vâcib veya
mürüvvet yönünden münâsib olanı gücü yettiği halde vermemektir.