بَاب
فِي
الرَّجُلِ
يَسُبُّ
الدَّهْرَ
168-169. İnsanın Dehre
Sövmesi(Nin Hükmü)
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
الصَّبَّاحِ
بْنِ
سُفْيَانَ
وَابْنُ
السَّرْحِ
قَالَا حَدَّثَنَا
سُفْيَانُ
عَنْ
الزُّهْرِيِّ
عَنْ سَعِيدٍ
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ
عَنْ النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَقُولُ
اللَّهُ
عَزَّ
وَجَلَّ يُؤْذِينِي
ابْنُ آدَمَ
يَسُبُّ
الدَّهْرَ
وَأَنَا
الدَّهْرُ
بِيَدِي
الْأَمْرُ
أُقَلِّبُ
اللَّيْلَ
وَالنَّهَارَ
قَالَ ابْنُ السَّرْحِ
عَنْ ابْنِ
الْمُسَيِّبِ
مَكَانَ
سَعِيدٍ
وَاللَّهُ
أَعْلَمُ
Ebu Hureyre r.a.'nin
Nebi (s.a.v.)'den (rivayetine göre) Aziz ve Celil olan Allah şöyle
buyurmaktadır: "Ademoğlu dehre söverek bana eziyet etmektedir. Oysa dehri
(yaratan) Benim; geceyi ve gündüzü Ben idare ederim.
İbn es-Serc (bu hadisi
rivayet ederken, Muhammed b. es-Sabah'ın rivayetinden farklı olarak) Said (den
rivayet edildi) yerine "İbn el-Müseyyeb'den (rivayet edildi)" dedi.
İzah:
Buharî, tefsir, tevhid,
Müslim, elfaz; Ahmed b. Hanbel, II, 238, 272.
Hattâbî (r.a.) bu
hadis-i şerifin şerhinde şu görüşlere yQy vermektedir: «Bu hadis-i Şerif,
Cahüiyye dönemi araplarının başlarına gelen musibetleri dehre izafe etmelerinin
yanlış olduğunu, aslında dehre izafe edilen bütün olayların gerçek yaratıcısının
kendisi olduğunu ifade etmektedir."
Müfessir, Elmalüı M.
Hamdi efendinin açıklaasına göre "Eddehr, âlemin yaratılışından, kıyamete
kadar geçen müddet yani zaman-i küldür"
Hattabî (r.a)'nin de
açıkladığı gibi hadis âlimleri metinde geçen "eddehr" kelimesinin
son harfim zamme olarak okumayı asla caiz görmemişlerdir ve gerçekte bu harf
zamme okunduğu zaman "ed-dehr" kelimesinin Allah'ın isimlerinden
biri olması lâzım geleceğini söylemişlerdir. Oysa "ed-dehr" kelimesi
burada zarf durumunda olduğu için harekesi feta olması gerekir. Buna göre de
cümlenin manası şöyledir. "Tüm zaman-ir boyunca gece ve gündüzü idare eden
benim, ben."
Hafız el -Münziri'ye
göre ise hadis-i şerifte geçen "Allah denirdir" ümlesinde mecaz
vardır. Yani "Allah dehrin yaratıcısıdır. Onu idare ien de yine
Allah'dir" demektir. Bu mevzuda Bezlü'I-Mechud yazarı a şöyle demektedir:
Netice itibariyle "Allah dehrdir" cümlesi üzerinde:
1. Bu cümledeki
"ed-dehr; müdebbir idareci" demektir. Yani bütün işdn ve olayların
idarecisi ve yaratıcısı Allah teâlâ hazretleridir.
2. "Ed-ehr"
kelimesinden önce hazfedilmiş bir "mukallib" kelimesi vardır. Bu-î
göre bu cümlenin manası şöyledir: "Allah bu dehri evirip çevirendir"
te "ed-dehr" kelimesinden önce bir "mukallib: çevirip çeviren"
kelimesi alunduğuna işaret için hemen bu cümleden sonra "ukallibülleyle
venne-âr (geceyi ve gündüzü ben evirip çeviririm)" cümlesi getirilmiştir.
Ehl-i Tahkike göre
"kainatta meydana gelen olayları gerçek manada îhre izafe eden bir kimse
kâfir olur. Fakat ağzından yanlışlıkla bu mana-i söz çıkan bir kimse kâfir
olmazsa da ehl-i küfre ait olan bir sözü aldı-
için bir kerahet
işlemiş olur.
Kadı Iyaz da
"Dehrin Allah'ın isimlerinden olduğunu söyleyenlerin ı sözlerinde
hikkatten bir eser yoktur" demiştir.
Metinde geçen
"Ademoğlu bana eziyet ediyor" sözünden maksat, ıdemoğlu benim
gazabını mûcib bir iş yapmış oluyor" demektir. Çünkü ice Allah eziyet
edilmekten münezzehtir. Binaenaleyh bu sözde "kim >yle dehre. söverse
Allah'ın gazabına maruz olur" manasında bir mecaz irdir.
Binaenaleyh başa gelen
musibetler karşısında mü'min bir insana düşen emleketimizde bazı şuursuz
insanların yaptığı gibi feleği suçlamak de-1, kâinatın yegane yaratıcısının
Allah olduğunu ve bütün olayların onun lgi ve iradesi altında vukua geldiğini
düşünmek ve: "De ki: Ey Allahim ty) mülkün sahibi, sen dilediğine mülkü
verirsin, dilediğinden mül-i alırsın, dilediğini yükseltirsin, dilediğini
alçaltırsın, iyilik senin indedir. Sen herşeye kadirsin."[Al-i İmran 26]
mealindeki âyet-i kerimenin ve benrlerinin sırrına ermektir.
EBU DAVUD B İ T T İ