SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

EDEB BAHSİ

<< 5232 >>

DEVAM: 153-154. Bir Adam (Kendisine): "Falan Adamın Sana Selamı Var" Diyen Kimseye Nasıl Karşılık Verir?

 

حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحِيمِ بْنُ سُلَيْمَانَ عَنْ زَكَرِيَّا عَنْ الشَّعْبِيِّ عَنْ أَبِي سَلَمَةَ أَنَّ عَائِشَةَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهَا حَدَّثَتْهُ أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ لَهَا إِنَّ جِبْرِيلَ يَقْرَأُ عَلَيْكِ السَّلَامَ فَقَالَتْ وَعَلَيْهِ السَّلَامُ وَرَحْمَةُ اللَّهِ

 

Aişe (r.anha)'dan (rivayet edildiğine göre) Nebi (s.a.v.) kendisine: Cebrail (a.s.)'in sana selamı var demiş de (Hz. Âişe): Ve aleyhisselâmu ve rahmetullahi, diyerek bu selam'ı almış.

 

 

İzah:

Buhari, istizan; Müslim, fedail; Tirmizî, istizan; İbn Mâce, edeb; Nesaî, Amelülyevmi

 

1. Mevzumuzu teşkil eden (5231) nolu hadis selam  alınırken sadece "ve aleykümüsselam" demekle farzın yerine getirilmiş olacağına delalet ederken, (5232) numaralı Hz. Aişe hadisi de selam alırken "ve aleykümus selam" cümlesine ve "ve rahmetüllahi" kelimesini ilave etmenin daha faziletli olduğuna delalet etmektedir.

 

2. Yine bu iki hadis bir kimseden diğer bir kimseye selam götürmenin müstehap olduğuna delalet eder.

 

İbn Abidin'in açıklamasına göre "bir kimse falana selam söyle, dediği zaman gidip o selamı söylemek, vâcib olur. Çünkü bu emaneti sahibine vardırmak kabilindendir. Zahire göre bu vücub hükmü, selamı götürenin rızasına bağlıdır.

 

Sonra Münavî'nin Şerhinde İbn Hacer'den naklederek şu ibareyi gör­düm: Tahkik şu ki: Eğer elçi "ben selamı götürürüm" diye iltizam etmiş ise o zaman (selamı tebliğ etmek) emanete benzemiş oluyor. Aksi takdir­de, vedia oluyor. Yani (vedia olunca) gidip tebiğ etmek, boynuna vacib olmuyor. Çünkü vediada hüküm böyledir.

 

Şürünbilalî dedi: Buna göre kendisine: Selamımı Rasûlullah'ın huzu­runa götür, diye emredenin selamını tebliğ etmek gerekir. Yine Şürünbi­lalî dedi ki: Selamı getirene de cevap vermek müstehabdir. "Senin de üze­rine olsun" diyecektir.

 

Bunun benzeri, musannifin "Tuhfetü'l-Akran"adlı kitabında da var­dır. İbn Abbas bunun vacib olduğu rivayetini ayrıca ekler.

 

Lâkin Tatarhani'ye dedi ki: İmam Muhammed bir hadis rivayet etti. Buna göre; kim bir insana başkasının selamını getirip tebliğ ederse, selam alan önce tebliğ edene cevap vermek, sonra da hazır olmayana cevap ver­mek zorundadır. Bu ibarenin zahirinden (selamı tebliğ edene cevap ver­menin) vacib olduğu hükmü anlaşılıyor"