DEVAM: 134-135. Bir
Adam Yanından Ayrıldığı Adamla Karşılaşınca Selam Verir Mi?
حَدَّثَنَا
عَبَّاسٌ
الْعَنْبَرِيُّ
حَدَّثَنَا
أَسْوَدُ
بْنُ عَامِرٍ
حَدَّثَنَا
حَسَنُ بْنُ
صَالِحٍ عَنْ
أَبِيهِ عَنْ
سَلَمَةَ
بْنِ
كُهَيْلٍ
عَنْ سَعِيدِ
بْنِ
جُبَيْرٍ
عَنْ ابْنِ
عَبَّاسٍ عَنْ
عُمَرَ
أَنَّهُ
أَتَى
النَّبِيَّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
وَهُوَ فِي
مَشْرُبَةٍ
لَهُ فَقَالَ
السَّلَامُ
عَلَيْكَ يَا
رَسُولَ
اللَّهِ
السَّلَامُ
عَلَيْكُمْ
أَيَدْخُلُ
عُمَرُ
Ömer r.a. 'den (rivayet
edildiğine göre) Kendisi (birgün)
Peygamber (s.a.v.)'in yanına varmış, Hz. Nebi odasında bulunuyormuş. Esselâmu
aleyke ya Rasûlullah, esselamu aleyküm. Ömer, (huzurunuza) girebilir mi? diyerek
izin iste)miş.
İzah:
Buhari, savm, eyman,
mezalim, nikah, talak, libas; Müslim, talak
Ebu Davud, bu babı
açmakla selamlaşma hususunda karşılaşılabilecek şu dört duruma işaret etmek
istemiştir:
1. Bir adam diğer bir
adamia karşılaşıp selamlaştıktan sonra, birbirlerinden ayrılırlar ve kısa bir
süre sonra tekrar karşılaşırlarsa yine selam vermeleri gerekir mi gerekmez mi?
Bu mevzuya açıklık getirmek için musannif Ebû Dâvûd bir Önceki hadisi bu baba
yerleştirerek böyle bir durumda tekrar selâm vermenin .sünnet olduğunu açıklamıştır.
Bilindiği gibi buna karşılaşma selâmı denir.
2. Bir adam diğer bil'
adamın evine girmek için izin istemek üzere kapısına varıp selâm vererek izin
ister de kabul edilmezse bir süre sonra yine izin istemek üzere tekrar gelirse
yine selâm vermesi gerekir mi, gerekmez mi?
Musannif mevzumuzu
teşkil eden bu baba bu hadisi yerleştirmekle, böyle bir durumda ikinci defa
yine selâm vermek gerektiğine işaret etmek istemiştir.
3. Bir adamın diğer bir
adamın evine girmek için İzin istemek üzere iki defa gelip iki defa selâm
(istizan selâmı) verdikten sonra içeriye kabul edilmesi, haberli içeri girerken
tekrar selâm (karşılaşma selâmı) vermesi gerekir mi?
Musannif mevzumuzu
teşkil eden hadisi sevk etmekle tekrar selâm vermek gerektiğine işaret etmek
istemiştir.
Aslında mevzumuzu
teşkil eden bu hadis-i şerif Buhari ve Müslim'de geçen uzunca bir hadisin
kısaltılmış şeklidir. Hadisin tamamı yukarıda ifâde edildiği gibi. musannifin
açıklamak istediği hususları ayrıntılı bir şekilde dile getirmektedir. Bu
hadisin, mevzumuza ışık tutan kısımları, Buharî'de şu manaya gelen lafızlarla
rivayet etmiştir.
Hz. Ömer dedi ki: Sabah
namazını Nebi (s.a.v.)'te beraber kıldım. Nebi (s.a.v.) namazdan sonra odasına çekildi.
Bunun üzerine (kızım) Hafsa'nm yanına girdim. Bir de ne göreyim, (durmadan)
ağlıyor. Kendisine:
Seni ağlatan nedir? Ben
seni (daha önce) bundan men'etmemiş miydim? (Yoksa) Nebi (s.a.v.) sizi boşadı
mı? dedim.
Bilmiyorum, işte
kendisi odasına çekilmiş duruyor, dedi. Hemen dışarı çıkıp (Hz. Nebiin
mescidinde bulunan) minberin yanma vardım. Etrafına bir cemaat toplanmış, bir
kısmı ağlamakla meşgul Onlarla birazcık oturdum. Fakat gördüklerim beni
durultmadi. Doğru Hz. Nebi'in bulunduğu odaya vardım ve (kapıda) bulunan siyahı
hizmetçisine (içeri girmek için):
Ömer'e izin işte!
dedim. Bunun üzerine siyahî hizmetçi (bana izin almak üzere) içeri girip Nebi
(s.a.v.)'le konuştu. Sonra yanıma dönüp:
Nebi (s.a.v.)'le
konuştum. Kendisine seni anlattım seslenmedi, dedi. Ben de minberin etrafında
bulunan kimselerin yanına dönüp onlarla (bir süre) oturdum. Sonra gördüklerim
beni durultmadı. Tekrar o siyahi hizmetçinin yanına gelip:
Ömer'e (içeri girmesi
için) izin işte! dedim. Hizmetçi (benim için izin istemek üzere) hemen içeri
girdi. Sonra geri döndü ve:
Kendisine seni anlattım
(fakat) seslenmedi, dedi. Bunun üzerine tekrar geri dönüp minberin etrafında
bulunan kimselerle (bir süre daha) oturdum. (Fakat) gördüklerim beni
rahatlatmadı. Tekrar siyahi hizmetçiye geldim ve:
İzin işte! dedim. (Siyahi hizmetçi) içeri
girdi (bir süre) sonra yanıma döndü ve;
Seni kendisine anlattım
cevap vermedi, dedi. Ben de (görüşmekten) vazgeçerek geri döndüm. Bir de baktım
ki hizmetçi (arkamdan) beni çağırıyor ve:
Nebi (s.a.v.) sana izin
verdi, diyor. Bunun üzerine hemen yanına girdim. Gördüm ki üzerinde sergi
bulunmayan bir hasır üzerinde yatıyor. Hasır vücuduna iz yapmış, içi hurma lifi
ile dolu olan bir yastığa da dayanmış; hemen selâm verip yanına
girdim..."[Buhari, nikah; Müslim. Ulak]
Bilindiği gibi yukarıda
geçen dört maddeden birincisi bir numara önce geçen Ebu Hureyre hadisiyle
açıklanmıştır. Kalan üç maddeye ise mevzu-muzu teşkil eden bu hadis-i şerifin
tamamı delâlet etmektedir.
Ayrıca bu hadis-i şerif
Hattabî'nin ifade ettiği gibi bir kimsenin evine girmek için izin isteyecek
olan kimsenin ev sahibinin "Kim o?" sorusuna "Benim" gibi
belirsizlik ifade eden kelimeler yerine selamla birlikte ismini de açıkça
bildirmesinin sünnetten olduğuna da delalet etmektedir.