DEVAM: 122-123. Komşu
Hakkı
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدُ
بْنُ
مُسَرْهَدٍ
وَسَعِيدُ
بْنُ
مَنْصُورٍ
أَنَّ
الْحَارِثَ بْنَ
عُبَيْدٍ
حَدَّثَهُمْ
عَنْ أَبِي
عِمْرَانَ
الْجَوْنِيِّ
عَنْ
طَلْحَةَ
عَنْ عَائِشَةَ
رَضِيَ
اللَّهُ
عَنْهَا
قَالَتْ
قُلْتُ يَا رَسُولَ
اللَّهِ
إِنَّ لِي
جَارَيْنِ
بِأَيِّهِمَا
أَبْدَأُ
قَالَ
بِأَدْنَاهُمَا
بَابًا قَالَ
أَبُو دَاوُد
قَالَ
شُعْبَةُ فِي
هَذَا
الْحَدِيثِ
طَلْحَةُ
رَجُلٌ مِنْ قُرَيْشٍ
Âişe (r.anhâ)'den
demiştir ki: Ben (Nebi s.a.v.'e:) Ey Allah'ın Resulü! Benim iki tane komşum
var. (Ziyaret etmem veya hediye vermem icab ettiği zaman bunların) hangisinden
başlayayım? dedim de, Kapısı en yakın olandan, buyurdu.
İzah:
Buhari, edeb, şüf'a,
hibe
Ebu Davuddedi ki: Şu'be
bu hadisi rivayetinde: "Talka Kureyş'ten bir adamdır" dedi.
Bir semtte yaşayan
kimselerin kaç haneye kadar birbirlerine
komşu sayıldıkları, komşuluk sınırının nereye kadar uzandığını (5155) nolu
hadisin şerhinde açıklamıştık.
Mevzumuzu teşkil eden
bu hadis-i şerifte ise, komşuluk haklarından olan iyi geçinmek, içinde
bulundukları hale göre yardımlarına koşmak, kendileri için hayır dilemek
kendilerine gelecek zararları önlemeye çalışmak ve nasihat etmek gibi hakları
yerine getirirken öncelik hakkının kapısı en yakın olan komşuya ait olduğunu
ifade etmektedir.
Ulemadan bazılarına
göre mevzumuzu teşkil eden bu hadis: "Allah'a ibadet edin. Ona hiçbir şeyi
ortak koşmayın. Ana babaya, yakınlara, yetimlere düşkünlere, yakın komşuya,
uzak komşuya, yakın arkadaşa yolcuya ve elinizin altında bulunanlara iyilik
edin..."[Nisa 35] ayet-i kerimesinde geçen "yakın komşu"
tabirinin bir tefsiridir. Buna göre yakın komşudan maksat kapısı en yakın olan
komşudur. Yine aynı ayet-i kerimede geçen "uzak komşu"dan maksat da
kapısı uzak olan komşudur ve her komşu, şuf'a hakkına sahiptir. Çünkü Hz. Nebi:
"Komşu şuf asına (başlarından) daha çok müstehaktır"
buyurmuştur.[Buhari, hiyel; Ahmed b. Hanbel, VI, 390.]
Fakat-mevzumuzu teşkil
eden hadis-i şerif, bu görüşte olan ulemanın aleyhing Pir rierüdir. ÇünKü
mevzumuzu teşkil eden hadis-i şerifte komşuluktan doğan haklara birinci
derecede müstehak olanların duvar duvara bitişik komşular olduğu ifade
edilmektedir. İbn el-Münzir'in açıklamasına göre bu hadis-i şerif komşuluğun
duvar duvara bitişik olmayan yakın çevre için de cari olduğuna delalet
etmektedir. Ulemanın büyük çoğunluğu da bu görüştedir. Binaenaleyh şüf'a
hakkına en müstehak olan en yakın komşudur. O bu hakkından feragat edince bu
hak yakınlık sırasına göre diğer komşulara intikal eder. Fakat İmam Ebu Hanife
bu hususta ayrı bir görüş ileri sürerek bitişik olan komşudan başka hiçbir
kimsenin şuf'a hakkına sahip olamayacağını söylemiştir.[Kurtubi, el Cami li
âhkami'l-Kur'an, V, 184-185.]
Hafız el-Münzirî'nin
açıklamasına göre mevzumuzu teşkil eden hadisin senedinde bulunan Talha'dan
maksat Talha b. Abdullah b. Osman b. Ubeydullah b. Ma'mer el-Kureşi
et-Teymî'dir.
Musannif Ebu Davud da
metnin sonuna ilave ettiği açıklama ile bunu ifade etmek istemiştir.