SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

EDEB BAHSİ

<< 5151 >>

بَاب فِي حَقِّ الْجِوَارِ

122-123. Komşu Hakkı

 

حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ أَبِي بَكْرِ بْنِ مُحَمَّدٍ عَنْ عَمْرَةَ عَنْ عَائِشَةَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهَا أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ مَا زَالَ جِبْرِيلُ يُوصِينِي بِالْجَارِ حَتَّى قُلْتُ لَيُوَرِّثَنَّهُ

 

Âişe (r.anha)'dan (rivayet edildiğine göre); Nebi (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Cibril, komşu hakkında o kadar tavsiyede bulundu ki sonunda (kendi kendine) onu mirasçı kılacak, dedim."

 

 

İzah:

Buhari, edeb, Müslim birr; Tirmizî, birr; İbn Mace. edeb; Ahmed b. Hanbel, 11,85, 160, 259, 305, 445,458, 514. V, 32, 365. VI, 52.91, 125, 187,238.

 

Metinde geçen "kesinlikle onu bana mirasçı yapacak sandım" sözünden murad "Bana bu husus­ta yakında Allah Man bir emir gelecek sandım" demektir. Bu cümle kom­şu hakkının şiddetle riayet ve muhafazasını ifade için mübalağa mevkiine çıkmıştır. Komşu ismi, müslüman, kâfir, âbid, fâsık, dost, düşman, yaban­cı, hemşehri, faydalı zararlı, akraba ve ecnebi bütün çevre halkına şamil­dir. Bunların hukuku en yakından başlamak üzere sırayla uzaklara doğru gider. Komşuluğun hududu hakkında ihtilaf vardır. Hz. Ali'den bir riva­yete göre; birbirlerinin seslerini duyanlar komşudurlar. Bazıları sabah na­mazını mescidde birlikte kılanlar komşudur, demişlerdir.

 

Bir rivayete göre [Heytemî, Mecmeuzzevaid, V1Iİ, 168; el Münziri, et-Tergib, XIII, 353.] komşuluk hakkı evin her tarafından kırk haneye ka­dar devam eder. Evzaaî'den de Öyle bir kavil rivayet edilmiştir.

 

Komşuların hakkı her birine, haline göre muamele yapmak, hayır dile­mek, zarar vermemek, nasihat etmek, gibi şeylerdir. Buradaki emir güzel ahlâka irşad ve nedb içindir.

 

Hafız İbn Hacer el Askalanî'nin açıklamasına göre sahâbiler: "Ey Allah'ın Resulü, komşunun komşu üzerindeki hakkı nedir?" diye sormuşlar da Hz. Nebi şöyle cevap vermiş:

 

Komşu senden birşeyi ödünç olarak isterse onu vereceksin. Sen­den yardım dilerse, yardım edeceksin. Hastalanmışa ziyaret edecek­sin. İhtiyacı olursa yardım edersin. Hayırlı bir işi olursa tebrik eder­sin. Başına bir musibet gelirse taziyet ve tesellide bulunursun. Öldü­ğü zaman cenazesine iştirak edersin. Evinin önüne izin almadan ha­va almasına engel olacak şekilde evinden yüksek ev yapmazsın. Ten­cerenin yayacağı yemek kokusuyla onu rahatsız etmezsin. Pişirdiğin yemekten ona da gönderirsen o başka. Meyve alırsan ona da hediye edersin. Şayet hediye etmeyeceksen meyveyi dışarı çıkarmazsın. Komşunun çocuğu da görmez."