DEVAM: 119-120. Anne
Ve Babaya İyilik Ve İtaat
حَدَّثَنَا
إِبْرَاهِيمُ
بْنُ
مَهْدِيٍّ وَعُثْمَانُ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ
وَمُحَمَّدُ
بْنُ
الْعَلَاءِ
الْمَعْنَى
قَالُوا حَدَّثَنَا
عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
إِدْرِيسَ
عَنْ عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
بْنِ
سُلَيْمَانَ
عَنْ أَسِيدِ
بْنِ عَلِيِّ
بْنِ
عُبَيْدٍ
مَوْلَى بَنِي
سَاعِدَةَ
عَنْ أَبِيهِ
عَنْ أَبِي
أُسَيْدٍ
مَالِكِ بْنِ
رَبِيعَةَ
السَّاعِدِيِّ
قَالَ
بَيْنَا
نَحْنُ
عِنْدَ
رَسُولِ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ إِذْ
جَاءَهُ رَجُلٌ
مِنْ بَنِي
سَلَمَةَ
فَقَالَ يَا
رَسُولَ
اللَّهِ هَلْ
بَقِيَ مِنْ
بِرِّ أَبَوَيَّ
شَيْءٌ
أَبَرُّهُمَا
بِهِ بَعْدَ
مَوْتِهِمَا
قَالَ نَعَمْ
الصَّلَاةُ
عَلَيْهِمَا
وَالِاسْتِغْفَارُ
لَهُمَا
وَإِنْفَاذُ
عَهْدِهِمَا
مِنْ
بَعْدِهِمَا
وَصِلَةُ
الرَّحِمِ
الَّتِي لَا
تُوصَلُ
إِلَّا
بِهِمَا
وَإِكْرَامُ
صَدِيقِهِمَا
Ebû Üseyd Malik b.
Rabia'dan demiştir ki: Biz (birgün) Rasûlullah (s.a.v.)'in yanında iken
huzuruna Seleme oğullarından bir adam gelip: Ey Allah'ın Rasulü, anne ve babama
ölümlerinden sonra da yapabileceğim iyilik kaldı mı? dedi. Evet, onlara dua
etmek, onlar için Allah'dan mağfiret dilemek, ölümlerinden sonra (varsa)
ahidlerini (vasiyyetlerini) yerine getirmek, yakınlığı ancak onlar vasıtasıyla
olan akrabalarla ilgilenip onlara karşı üzerine düşeni yapmak ve (onların)
arkadaşlarına ikram ve hürmet etmek" buyurdu.
İzah:
İbn Mâce, edeb
Hadis-i şerif anne ve
babanın vefatlarından sonra da
kendilerine iyilik yapmanın mümkün olduğunu ifade etmekte ve bu iyilikleri beş
maddede özetlemektedir:
1. Onlara dua etmek;
Aliyyül-Kari'nin açıklamasına göre cenaze namazı da bu duaya girer.
2. Onlar için istiğfar
etmek, yani günahlarının ve kusurlarının bağışlanması için Allah'a el açıp
yalvarmak.
Bilindiği gibi "Ey
Allah'ım! Ben küçükken onlar beni nasıl büyütüp beslemiş, rıfkü mülâyemetle
muamele etmişlerse sen de onlara acı, nfk ve yumuşaklıkla muamele
et."[İbrahim 41] âyetini dua maksadıyla okursa, mezkur âyette kasd
edildiği şekilde anne ve babası için dua etmiş olur.
3. Vasiyyetlerini yerine
getirmek.
4. Dostlarına ikramda
bulunmak.
5. Akrabaları ile
ilgilenmek, onlara sıla-i rahimde bulunmak. Bilindiği gibi sıla-i rahim, anne
ve baba, vesair akrabayı ziyaret edip
onlara gerekli yardımı
yapmak, demektir. Bunun aksine kat-ı rahm denir. Ibn Ebi Cemre demiştir ki:
Sıla-i rahim, akrabaya mali yardımda bulunmak, ihtiyaçlarını gidermek,
başlarına gelmesi muhtemel zararı defetmek, güler yüz göstermek ve dua etmekle
olur. Hulasa, mümkün olan her iyiliği yapmak ve şerri defetmek gayretini göstermektir.
Akraba kısmı dürst ve dindar olduğu sürece anılan iyi ilişkileri devam
ettirmelidir. Şayet kâfir veya fasık, yani kötülüklere dalan tiplerden olursa,
önce gerekli nasihat yapılır. Yollarının yanlış olduğu anlatılarak doğru yola
yönelmelerine gayret edilir. Buna göre akraba durumundaki kişi veya kişiler
kendilerine çeki düzen vermedikleri takdirde olumsuz tutum ve davranışları
gerekçe gösterilerek ve uyarıda bulunarak, onlarla münasebet veya ilişki
kesilir. Bu kesinti, Allah yolunda olduğu için sala-i rahim sayılır. İlişki
kesmekle beraber doğru yola yönelmeleri için Allah'a dua etmeye devam
edilir."
(5140) numaralı hadisin
şerhinde de bu mevzuda malumat vermiştik.