DEVAM: 119-120. Anne
Ve Babaya İyilik Ve İtaat
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ كَثِيرٍ
أَخْبَرَنَا
سُفْيَانُ
عَنْ بَهْزِ
بْنِ حَكِيمٍ
عَنْ أَبِيهِ
عَنْ جَدِّهِ
قَالَ قُلْتُ
يَا رَسُولَ
اللَّهِ مَنْ
أَبَرُّ
قَالَ أُمَّكَ
ثُمَّ
أُمَّكَ
ثُمَّ
أُمَّكَ
ثُمَّ
أَبَاكَ ثُمَّ
الْأَقْرَبَ
فَالْأَقْرَبَ
وَقَالَ رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
لَا يَسْأَلُ
رَجُلٌ
مَوْلَاهُ مِنْ
فَضْلٍ هُوَ
عِنْدَهُ
فَيَمْنَعُهُ
إِيَّاهُ
إِلَّا
دُعِيَ لَهُ
يَوْمَ
الْقِيَامَةِ
فَضْلُهُ الَّذِي
مَنَعَهُ
شُجَاعًا
أَقْرَعَ
قَالَ
أَبُو دَاوُد
الْأَقْرَعُ
الَّذِي ذَهَبَ
شَعْرُ
رَأْسِهِ
مِنْ
السُّمِّ
(Behz
b. Hakîm'in) dedesinden demiştir ki: (Hz. Nebie): Ey Allah'ın Rasulü kime
iyilik edeyim? diye sordum da, Annene, sonra annene, sonra (yine) annene, sonra
babana sonra da sıra ile en yakınına ve en yakımna"dedi ve şöyle buyurdu:
"Bir adam (kendisini hürriyete kavuşturan) efendisinden (yahutta
yakınından) yanında bulunan ihtiyaç fazlası o mal kıyamet gününde sahibinin
yanına (zehirinin çokluğundan dolayı) başının kılları dökülmüş (zehirli) bir
yılan olarak çağn(lıp getiri)Iir."
Ebu Davud der ki;
"Akra" tehirinden başının kılları dökülen demektir.
İzah:
Tirmizî, birr, İbn
Mâce, edeb; Ahmed b. Hanbel, V, 3, 5.
Mevzumuzu teşkil eden
bu hadis-i şerifle birlikte Allah'ın en
çok sevdiği amelin vaktinde kılman namazdan sonra anne ve babaya iyilik
olduğunu ifade eden hadis-i şerif [Buharî, edeb] ve Resulü Ekrem eendimzin
cihada katılmak isteyen bir sahabiye: "Git yaşlı anne ve babana hizmet et"
buyurması, ayrıca "Rabbin yalnız kendisine ibadet etmenizi, anne ve
babaya ihsanda bulunmanızı emretti."[İsrâ 23] ayet-i kerimesi gibi âyet-i
kerimeler, anne ve babaya iyilik ve ihsanın Allah'a itaattan sonra ikinci
derecede gelen büyük bir görev olduğunu açıkça ortaya koyan delillerdir.
Özellikle mevzumuzu teşkil eden hadis-i şerifte dayanarak Kurtubî (r.a) der ki:
"Bu hadis
gösteriyor ki, anneye yapılacak ihsan ve şefkatin, babaya yapılandan üç misli
azla olması gerekmektedir. Çünkü anne babadan fazla olarak, hamilelik, doğum ve
emzirme zahmetlerine katlanmıştır. Babanın bu üç konuda hiçbir yardımı
olmamıştır."[Kurtubî, el-Câmi, X, 209.]
Nitekim, şu âyet-i
kerime de bu gerçeği ifade etmektedir: "Biz insana anne ve babasını
tavsiye ettik (Çünkü) annesi kendisini (gebelik zahmeti, doğum sancısı ve
emzirme) zaaf üzerine zaafla taşımış, sütten ayrılması da iki yıl sürmüştür.
Bana, anne ve babana şükret. Dönüşünüz banadır."[Lukman 14]
Hadis-i şerifte fakir düşüp
de kendisini azad eden ve elinde ihtiyaç fazlası mal bulunan efendisine veya
yakın akrabasına müracaat ettiği halde onu eli boş geri çeviren efendinin veya
yakın akrabanın karşısına o malın, zehrinin çokluğundan başının kılları
dökülmüş kel bir yılan suretinde çıkarılacağı haber verilmektedir. Binaenaleyh
ihtiyaç fazlası bir malı, özellikle el açmış olan yoksul bir yakından
esirgemenin vebali çok büyüktür.
Hadis-i şerifin
sonundaki bu tehdidin, kendisini azat ettikten sonra fakir düşerek kendisine
el açan eski efendisine, yanında bulunan ihtiyaç fazlası malı vermekten imtina
eden kimse hakkında olması da mümkündür.