بَاب
فِي
الدَّالِّ
عَلَى
الْخَيْرِ
114-115. Hayra
Kılavuzluk Eden (Onu Bizzat İşlemiş Gibidir)
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ كَثِيرٍ
أَخْبَرَنَا
سُفْيَانُ
عَنْ
الْأَعْمَشِ
عَنْ أَبِي
عَمْرٍو
الشَّيْبَانِيِّ
عَنْ أَبِي مَسْعُودٍ
الْأَنْصَارِيِّ
قَالَ جَاءَ
رَجُلٌ إِلَى
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَقَالَ يَا
رَسُولَ
اللَّهِ
إِنِّي أُبْدِعَ
بِي
فَاحْمِلْنِي
قَالَ لَا
أَجِدُ مَا
أَحْمِلُكَ
عَلَيْهِ
وَلَكِنْ
ائْتِ فُلَانًا
فَلَعَلَّهُ
أَنْ
يَحْمِلَكَ
فَأَتَاهُ
فَحَمَلَهُ فَأَتَى
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَأَخْبَرَهُ
فَقَالَ رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
مَنْ دَلَّ
عَلَى خَيْرٍ
فَلَهُ مِثْلُ
أَجْرِ
فَاعِلِهِ
Ebû Mes'ud el-Ensarî'den
demiştir ki; Bir adam Nebi (s.a.v.)'e gelerek: Ey Allah'ın Rasulü benim
hayvanım yola devam etmekten kesildi kaldı. Bana bir binek hayvanı ver, dedi.
(Hz. Nebi de): Ben sana verebilecek bir at bulamam, fakat sen falan kimseye
var, herhalde o sana bir binek hayvanı verebilir, buyurdu. (Söz konusu adam)
sözü geçen kimseye vardı; O kimse de kendisine bir binek verdi. Bunun üzerine
Rasûlullah (s.a.v.): Her kim bir hayra önderlik ederse ona da hayrı işleyen
kimsenin sevabı gibi (sevab) vardır, buyurdu.
İzah:
Müslim, imare; Tirmizî,
ilim; Ahmed b. Hanbel, IV, 120, V, 274, 357.
Hadis-i şerif, hayra
delâlet etmenin ve hayır yapmanın, yardımda
bulunmanın, ilim öğretmenin faziletine delildir.
Metinde geçen:
"Ona da hayrı işleyen kimsenin sevabı gibi sevab vardır." cümlesinden
maksat "hayrı yapana nasıl sevap verilirse o hayrın yolunu gösteren
kimseye de öyle sevap verilir" demektir. Bundan her iki sevabın da
miktarca eşit olması lazım gelmez.