DEVAM: 86. Güzel
Konuşmaya Özenerek Ağzı Doldura Doldura Konuşmak
حَدَّثَنَا
سُلَيْمَانُ
بْنُ عَبْدِ
الْحَمِيدِ
الْبَهْرَانِيُّ
أَنَّهُ
قَرَأَ فِي
أَصْلِ
إِسْمَعِيلَ
بْنِ
عَيَّاشٍ
وَحَدَّثَهُ
مُحَمَّدُ
بْنُ
إِسْمَعِيلَ
ابْنُهُ
قَالَ حَدَّثَنِي
أَبِي قَالَ
حَدَّثَنِي
ضَمْضَمٌ عَنْ
شُرَيْحِ
بْنِ
عُبَيْدٍ
قَالَ حَدَّثَنَا
أَبُو
ظَبْيَةَ
أَنَّ
عَمْرَو
ابْنَ الْعَاصِ
قَالَ
يَوْمًا
وَقَامَ
رَجُلٌ فَأَكْثَرَ
الْقَوْلَ
فَقَالَ
عَمْرٌو لَوْ
قَصَدَ فِي
قَوْلِهِ
لَكَانَ
خَيْرًا لَهُ
سَمِعْتُ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَقُولُ
لَقَدْ
رَأَيْتُ
أَوْ أُمِرْتُ
أَنْ
أَتَجَوَّزَ
فِي
الْقَوْلِ
فَإِنَّ الْجَوَازَ
هُوَ خَيْرٌ
Ebû Zabye'den demiştir
ki: Bir gün bir adam ayakta, bir konuşma yapıp sözü uzatmıştı. Bunun üzerine
Hz. Amr ibn el-Âs şöyle dedi: Eğer (bu adam) konuşmasını fazla uzatmayıp
yerinde kesse idi kendisi için daha hayırlı olurdu. (Nitekim) ben Rasûlullah
(s.a.v.)'i şöyle buyururken işittim: "Ben özlü konuşmayı bilirim -yahutta
(bu şüphe raviye-aittir) -özlü konuşmakla emr olundum. Çünkü özlü konuşmak daha
hayırlıdır."
İzah:
Hadis-i şerif Rasulü
Zişan efendimizin özlü ve kısa konuşmayı sevdiğini ve bunu tavsiye ettiğini
ifade etmektedir. Gerçekten de bir konuşmanın sürçme ve noksanlıklardan sâlim
kalabilmesinin şartlarından biri sözü gerektiği kadar, konuşup, uzatmamaktır.
Rivayet olunur ki, bir
bedevi arap Rasûlullah (s.a.v.)'in huzurunda konuştu ve sözü uzattı. Bunun
üzerine Nebi efendimiz ona: "Dilin Önünde kaç perde vardır?"
buyurunca, bedevi arap:
Dudaklarım ve dişlerim
vardır, diye cevap verdi. Efendimiz (s.a.v.)'e
"Allah Teâlâ böyle
uzun konuşmaya dalanları sevmez. Onun için Çenab-ı Allah, ihtiyaç nisbetinde
konuşup sözü kısa kesen kimsenin yüzünü ak eylesin."dedi.
Bazı belagat ehli diyor
ki:
"Kişinin sözü
faziletinin belgesi ve aklının tercümanıdır. Onun için sözü yerinde bırak ve
azıyla yetin. Sultanını kızdıracak ve kardeşlerini nefret ettirecek uzun
konuşmalardan sakın. Çünkü sultanını kızdıran ölüme maruz kalır ve kardeşlerini
nefret ettiren de hürriyetini yitirir."