DEVAM: 61. (Çirkin)
İsimleri (Güzel İsimlerle) Değiştirmek
حَدَّثَنَا
هَارُونُ
بْنُ عَبْدِ
اللَّهِ حَدَّثَنَا
هِشَامُ بْنُ
سَعِيدٍ
الطَّالْقَانِيُّ
أَخْبَرَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ الْمُهَاجِرِ
الْأَنْصَارِيُّ
قَالَ حَدَّثَنِي
عَقِيلُ
ابْنُ
شَبِيبٍ عَنْ
أَبِي وَهْبٍ
الْجُشَمِيِّ
وَكَانَتْ
لَهُ
صُحْبَةٌ قَالَ
قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
تَسَمَّوْا
بِأَسْمَاءِ
الْأَنْبِيَاءِ
وَأَحَبُّ
الْأَسْمَاءِ
إِلَى
اللَّهِ
عَبْدُ
اللَّهِ
وَعَبْدُ الرَّحْمَنِ
وَأَصْدَقُهَا
حَارِثٌ
وَهَمَّامٌ
وَأَقْبَحُهَا
حَرْبٌ
وَمُرَّةُ
Sahabilerden olan Ebu
Vehb el-Cüşemî'den (rivayet edildiğine göre) Rasûlullah (s.a.v.) şöyle
buyurmuştur: "(Çocuklarınızı) Nebilerin isimleriyle
isimlen(dir)iniz.İsimlerin Allah'a en hoş olanları Abdullah ve Abdurrahman'dır.
En doğru olanları Haris ile Hemmâm'dır. En çirkin olanları da Harb ile
Mürre'dir."
İzah:
Buhârî, edeb. Müslim,
adab; Tirmizî, edeb; Darimî, istizan; Ahmed b. Hanbel, II, 24, 128, İbn Mâce,
edeb 30.
Bilindiği gibi
Abdullah, Allah'ın kulu, Abdurrahman’a Rahmân'ın kulu, anlamına gelmektedir, Bu
bakımdan bu isimlerde Allah'ın rububiyetinin, bu ismi alan kimselerin de
kulluklarının itirafı vardır. Binaenaleyh bu isimleri taşıyan kimselerin her
çağınlışlarında bu iki gerçek dile getiriliş olur. Yüce Allah'ın Kur'an-i
Keriminde Rasûlunden "abd-kul" ismiyle bahsetmesi[İsrâ 1] de bu ismi
ne kadar çok sevdiğinin bir delilidir.
Sindî'ye göre,
mevzumuzu teşkil eden hadis-i şeriflerde anlatılmak istenen "Nebiin
isimlerinden sonra Allah'a en sevimli gelen isimlerin Abdullah ve Abdurrahman
isimleri olmasıdır."
Netice itibariyle
Allah'a en sevimli gelen isimler, Nebi isimleridir. Sonra Abdurrahman ve
Abdullah gibi Allah'a izafe edilmiş abd kelimesi taşıyan isimlerdir.
Metinde geçen "esdaku"
kelimesi en doğru anlamına gelir. Buna göre müsemmasını (sahibini) ifade
etmesi bakımından "en doğru" isim gerçekten Haris ve Hemmâm
isimleridir. Çünkü "Haris", kazanan demektir. Nitekim Hars kelimesi,
Şura suresinin 20. âyetinde de bu manada kullanılmıştır. İnsanın en belirgin
vasfı kazamcıhğıdır. Bilindiği gibi kul, kâsib (kazanıcı)dır. Allah ise halik
(yaratıcı)dır. Hiçbir kul, bu Özellikten ayrılamaz. Bütün hareketlerinde,
müsbet veya menfi olarak kazamcı olmaktan uzak kalamaz. Yani ya hayır, ya da
şerr kazanmış olur.
Harb, savaş anlamına
gelir. Mürre ise acılık demektir. Savaşın yüzü soğuk, acılığın yüzü ve sevimsiz
olduğundan bu isimler yüce Allah'ın hoşuna gitmemişlerdir.