DEVAM: 35. Gıybet
حَدَّثَنَا
حَيْوَةُ
بْنُ
شُرَيْحٍ
الْمِصْرِيُّ
حَدَّثَنَا
بَقِيَّةُ
عَنْ ابْنِ ثَوْبَانَ
عَنْ أَبِيهِ
عَنْ
مَكْحُولٍ عَنْ
وَقَّاصِ
بْنِ
رَبِيعَةَ
عَنْ
الْمُسْتَوْرِدِ
أَنَّهُ
حَدَّثَهُ
أَنَّ
النَّبِيَّ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ مَنْ
أَكَلَ
بِرَجُلٍ
مُسْلِمٍ
أَكْلَةً
فَإِنَّ اللَّهَ
يُطْعِمُهُ
مِثْلَهَا
مِنْ جَهَنَّمَ
وَمَنْ
كُسِيَ
ثَوْبًا
بِرَجُلٍ
مُسْلِمٍ
فَإِنَّ
اللَّهَ
يَكْسُوهُ
مِثْلَهُ مِنْ
جَهَنَّمَ
وَمَنْ قَامَ
بِرَجُلٍ
مَقَامَ
سُمْعَةٍ
وَرِيَاءٍ
فَإِنَّ
اللَّهَ
يَقُومُ بِهِ
مَقَامَ
سُمْعَةٍ
وَرِيَاءٍ
يَوْمَ
الْقِيَامَةِ
Müstevrid'den (rivayet
edildiğine göre) Nebi (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Her kim (dünyada)
müslüman bir adam (ın gıybetini etmesi) sebebiyle (onun ölü etinden) bir lokma
yiyecek olursa, Allah (kıyamet gününde) ona o yediği et kadar bir yiyeceği
cehennem (ateşin)den yedirecektir.
Kim (dünyada düşmanı
yanında gıybetini yaptığı) bir müslüman sebebiyle (o düşman tarafından)
kendisine bir elbise giydirilirse (bu ihanet elbisesinin) bir misli de
kendisine cehennem ateşinden giydirilecektir.
Kim de (dünyada) bir
adamı süm'a ve riya makamına oturtursa Allah da onu kıyamet gününde riya ve
süm'a makamına oturtur."
İzah:
Bilindiği gibi Kur'an-ı
Kerim'de bir mü'minin arkadan çekiştirilmesi onun ölüsünü çiğneyip yemeye
benzetilmiştir.[Hucurat 12]
Metinde geçen:
"Her kim bir müslüman sebebiyle bir lokma (et) yiyecek olursa"
sözüyle kasd edilen de budur. Yani "Her kim bir müslümanın gıybetini yapmak
suretiyle onun ölü etini çiğneyip yemek günahını irtikab ederse"
demektir. Hadis-i şerifin devamından da anlaşılıyor ki, bu günah işleyen
kimseler Cehennem ateşine girmeyi gerektiren büyük bir günahı işlemiş olurlar.
"El-cezaü min
cinsi'I-amel" kaidesince dünyada böyle gıybet etmek suretiyle müslümanlann
ölmüş etlerini yiyen kimselere, bu amellerinin cezası olarak ahiret gününde
ettikleri gıybet nisbetinde Cehennem ateşi yedirilecektir.
Hadis-i şerifte söz
konusu edilen ikinci mesele dünyada gıybetleri karşılığında mükâfat olarak
kendilerine menfaat verilen kimselere ahirette ceza olarak cehennem ateşinden
elbiseler giydirileceği meselesidir.
Hadis-i şerifte üçüncü
mesele olarak da riya (gösteriş) ve sum'a (işittirme) meselesi ele alınıyor. Bu
meseleyle ilgili cümlede geçen "küsiye" kelimesinin mefûlü
durumundaki "racülin" kelimesinin başında bulunan "bi"
harf-i cerri burada iki ayn manaya gelebilir:
1. "Ta'diye"
için olabilir. Bu ihtimale göre cümlenin manası şöyledir: "Her kim dünyevi
emellerine erişebilmek için bir adamı övmek, onu güzel vasıflarla
nitelendirmek" suretiyle o adamı meşhur eder, bu suretle onu mürailiğe ve
gösterişe sürüklerse, yani onu zorla riya ve suma makamına oturtursa Allah da
onu ahirette yalancılığını teşhir etmek suretiyle riyacı ve sümacı kişilere
mahsus azabiyle cehennemde cezalandırır.
2.
"Sebebiyye" olabilir. Bu ihtimale göre cümlenin manası şöyledir: Her
kim mal ve makam sahibi kimseler vasıtasıyle yüksek makamlara gelir de o
makamda müttekilik ve salihlik taslayarak halkın elindekileri cebine aktarma
çabasına düşerse, yüce Allah onu ahirette müraîler ve sumacılar makamına
oturarak müraî ve sümacılara mahsus olan azablara çarptırılacaktır.
Bu ikinci ihtimal daha
kuvvetli ve uygun görülmektedir. Hafız Münzirî'nin açıklamasına göre, bu
hadisin senedinde bulunan, Bakiyye b. Velid ile Abdurrahman b. Sabit b.
Sevban'ın ikisi de zayıftır.