SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

EDEB BAHSİ

<< 4876 >>

DEVAM: 35. Gıybet

 

حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَوْفٍ حَدَّثَنَا أَبُو الْيَمَانِ حَدَّثَنَا شُعَيْبٌ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أَبِي حُسَيْنٍ حَدَّثَنَا نَوْفَلُ بْنُ مُسَاحِقٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ زَيْدٍ عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ إِنَّ مِنْ أَرْبَى الرِّبَا الِاسْتِطَالَةَ فِي عِرْضِ الْمُسْلِمِ بِغَيْرِ حَقٍّ

 

Said b. Zeyd'den (rivayet edildiğine göre) Nebi (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Muhakkak ki Riba'nın en şiddetlisi haksız yere bir müslümamn şerefine (dil) uzatmaktır."

 

 

İzah:

Bu hadis-i şerifte grybetin haramlık bakımından ribadan daha şiddetli olduğu  ifade edilmektedir.

 

Çünkü ribada kişinin haksız yere malına tecavüz vardır. Gıybette ise kişi­nin şeref ve haysiyetine tecavüz vardır. Şeref ve haysiyyetin ise maldan üstünlüğü aşikardır.

 

Metinde geçen "Haksız yere" kaydı, bazı hallerde bazı kimseler hak­kında gıybet etmek hakkının doğduğuna ve bu durumda gıybet etmenin caiz olduğuna delalet etmektedir. Biz hangi hallerde gıybet etme hakkının doğduğunu (4874) numaralı hadisin şerhinde açıkladığımızdan burada tekrara lüzum görmüyoruz.

 

Ancak bazı hallerde dinler hakkında gıybet etme hakkı doğarsa da, ölüler hakkında gıybet etme hakkı hiçbir zaman doğmayacağı için onlar

 

hakkında gıybet etmek hiçbir zaman caiz olmaz.

 

Tîbî'nin de ifâde ettiği gibi bu hadis-i şerifte gıybet etme ribanın çeşit­leri arasına sokulmuş ve ribanın en şiddetlisi olarak gösterilmiştir. Bu du­rum mal değişiminden doğan meşhur ribâ çeşitlerine halk arasında maruf olmayan bir ribâ çeşidi daha ilave etmektedir.