SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

EDEB BAHSİ

<< 4831 >>

DEVAM: 16. Meclisinde Oturulması Tavsiye Edilen Kimseler

 

حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الصَّبَّاحِ الْعَطَّارُ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ عَامِرٍ عَنْ شُبَيْلِ بْنِ عَزْرَةَ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ مَثَلُ الْجَلِيسِ الصَّالِحِ فَذَكَرَ نَحْوَهُ

 

Enes İbn Malik'den (rivayet edildiğine göre): Nebi (s.a.v.) (şöyle) buyurmuştur: "İyi Arkadaşın benzeri..." deyip.(Hadisin bundan sonraki kısmında Hz. Enes 4829 no'lu hadisin) bir benzerini rivayet etmiştir.

 

 

AÇIKLAMA:

 

Bu hadis-i şerif, Fatiha suresi gibi beş vakit na­mazda  okunması   icab  eden   surelerden   fazla olarak her gün Kur'an-ı Kerim okumayı kendisine prensip edinen bir mü'mini kokusu hoş, tadı güzel bir portakala benzetmektedir.

 

Söz konusu mü'minin tatlılığı, kalbinde imanın kökleşip yerleşmesinden, hoş kokulu oluşu da Kur'an okumayı i'tiyad haline getirip Kur'anı sık sık okumasından, Kur'anı okurken hem kendisini hem de dinleyenleri huzura ve sükûnete kavuşturmasından ve aynı zamanda hem kendine hem de, dinleyenlere sevap kazandırmasından ve Kur'amn hikmetler hazinesinden nasib almaya vesile olmasından kay­naklanmaktadır.

 

Hadiste geçen: "yakrau: okuyan" kelimesi tekrar ifade ettiğinden biz bu kelimeyi "devamlı Kur'an okuyan" şeklinde tercüme ettik.

 

Yine, bu hadis-i şerifte sürekli Kur'an okumayan mü'min tadı,güzel olup da kokusu olmayan bir hurmaya benzetilmektedir. Çünkü her ne kadar mü'min iman sahibi olarak çok tatlı ise de sürekli Kur'an okumadığı zaman okunan Kur'an'ın etrafa yaydığı, hoş koku meselesindeki huzur, huşu, ilim ve hikmet nimetlerinden mahrum kalır. Bu bakımdan tadı olup da etrafa hoş kokular yayamayan meyvelere dönüşür. Yine bu hadis-i şe­rifte Kur'an-ı Kerim okuyan asi bir kimse kokusu güzel, tadı acı fesleğe­ne benzetilirken Kur'an okumayan asi kimse de tadı acı olup kokusu ol­mayan Ebu Cehil karpuzuna benzetilmiştir.

 

Çünkü isyan, neticesi itibariyle Ebu Cehil karpuzu gibi acıdır. Bu ba­kımdan günahkar bir insanın, Kur'an-ı Kerim okuyarak etrafa Kur'an-ı Kerimin hayat bahşeden nurlarını, Cennet kokusunu müjdeleyen nağme­lerini saçıyorsa kokusu olmayan acı, Ebu Cehil karpuzundan farkı kal­maz. Fakat, günahkarlığıyla birlikte Kur'an okuyan bir kimse günahkarlı­ğı yönüyle sevimsiz ve tatsız olmakla birlikte okuduğu Kur'an-ı Kerimle etrafa tatlı ve huzur verici kokular neşrettiği için tadı acı, fakat kokusu hoş fesleğene benzetilmiştir.

 

Hadis-i şerifte iyi arkadaş misk taşıyana, kötü arkadaş da etrafa du­manlar ve isler saçarak çevresini sisler içerisinde bırakan körükçüye ben­zetilmiştir. Durum böyle olunca is yanına varan is, misk yanına varan da misk kokacağından, iyi arkadaş yanına varan kimsenin arkadışının iyili­ğinden, kötü arkadaş yanma varan kimsenin de arkadaşının kötülüğünden etkileneceği muhakkaktır. Öyleyse insanlar arkadaşlarım iyi huylu kimse­lerden seçmelidirler.