بَاب
فِي
الْخُلَفَاءِ
8. Halifeler (Hakkında
Gelen Hadisler)
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ يَحْيَى
بْنِ فَارِسٍ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الرَّزَّاقِ
قَالَ
مُحَمَّدٌ
كَتَبْتُهُ
مِنْ
كِتَابِهِ قَالَ
أَخْبَرَنَا
مَعْمَرٌ
عَنْ
الزُّهْرِيِّ
عَنْ عُبَيْدِ
اللَّهِ بْنِ
عَبْدِ
اللَّهِ عَنْ
ابْنِ
عَبَّاسٍ
قَالَ كَانَ
أَبُو
هُرَيْرَةَ يُحَدِّثُ
أَنَّ
رَجُلًا
أَتَى إِلَى
رَسُولِ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَقَالَ
إِنِّي أَرَى
اللَّيْلَةَ
ظُلَّةً
يَنْطِفُ
مِنْهَا
السَّمْنُ
وَالْعَسَلُ
فَأَرَى النَّاسَ
يَتَكَفَّفُونَ
بِأَيْدِيهِمْ
فَالْمُسْتَكْثِرُ
وَالْمُسْتَقِلُّ
وَأَرَى
سَبَبًا
وَاصِلًا
مِنْ
السَّمَاءِ
إِلَى
الْأَرْضِ
فَأَرَاكَ
يَا رَسُولَ
اللَّهِ
أَخَذْتَ
بِهِ
فَعَلَوْتَ
بِهِ ثُمَّ أَخَذَ
بِهِ رَجُلٌ آخَرُ
فَعَلَا بِهِ
ثُمَّ أَخَذَ
بِهِ رَجُلٌ
آخَرُ
فَعَلَا بِهِ
ثُمَّ أَخَذَ
بِهِ رَجُلٌ
آخَرُ
فَانْقَطَعَ
ثُمَّ وُصِلَ
فَعَلَا بِهِ
قَالَ أَبُو
بَكْرٍ
بِأَبِي
وَأُمِّي
لَتَدَعَنِّي
فَلَأُعَبِّرَنَّهَا
فَقَالَ
اعْبُرْهَا
قَالَ أَمَّا
الظُّلَّةُ
فَظُلَّةُ
الْإِسْلَامِ
وَأَمَّا مَا
يَنْطِفُ
مِنْ السَّمْنِ
وَالْعَسَلِ
فَهُوَ
الْقُرْآنُ
لِينُهُ
وَحَلَاوَتُهُ
وَأَمَّا
الْمُسْتَكْثِرُ
وَالْمُسْتَقِلُّ
فَهُوَ
الْمُسْتَكْثِرُ
مِنْ
الْقُرْآنِ
وَالْمُسْتَقِلُّ
مِنْهُ
وَأَمَّا
السَّبَبُ
الْوَاصِلُ
مِنْ
السَّمَاءِ
إِلَى الْأَرْضِ
فَهُوَ
الْحَقُّ
الَّذِي
أَنْتَ
عَلَيْهِ
تَأْخُذُ
بِهِ
فَيُعْلِيكَ
اللَّهُ
ثُمَّ
يَأْخُذُ
بِهِ
بَعْدَكَ
رَجُلٌ فَيَعْلُو
بِهِ ثُمَّ
يَأْخُذُ
بِهِ رَجُلٌ
آخَرُ
فَيَعْلُو
بِهِ ثُمَّ
يَأْخُذُ بِهِ
رَجُلٌ آخَرُ
فَيَنْقَطِعُ
ثُمَّ يُوصَلُ
لَهُ
فَيَعْلُو
بِهِ أَيْ
رَسُولَ
اللَّهِ
لَتُحَدِّثَنِّي
أَصَبْتُ
أَمْ
أَخْطَأْتُ
فَقَالَ أَصَبْتَ
بَعْضًا
وَأَخْطَأْتَ
بَعْضًا فَقَالَ
أَقْسَمْتُ
يَا رَسُولَ
اللَّهِ
لَتُحَدِّثَنِّي
مَا الَّذِي
أَخْطَأْتُ
فَقَالَ
النَّبِيُّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
لَا تُقْسِمْ
İbn Abbâs (r.a.)'dan
(rivayet edildiğine göre) Ebu Hureyre (radiyallahü anh) şöyle demiştir: Adamın
biri Rasûlullah (s.a.v.)'e gelip: "(Ey Allah'ın Rasulü!) Ben bu gece
(rüyamda) kendisinden yağ ve bal yağan bir bulut gördüm. Halkı da (yağan yağ ve
baldan) elleriyle avuçlarken gördüm. Kimisi çok avuçluyordu, kimisi de az. Bir
de gökten yere ulaşan bir ip gördüm. Ey Allah'ın Rasülü, senin de o ipi tutup
yükseldiğini gördüm. Sonra onu başka bir adam tutup o iple o da yükseldi. Sonra
başkası onu tutup onunla o da yükseldi. Sonra onu başka bir adam tuttu. Fakat
(ip) koptu. Sonra (ip koptuğu yerden) eklendi. Onunla (o adam da)
yükseldi."
(Bu rüyayı Hz. Nebi ile
birlikte dinleyen) Hz. Ebu Bekir (söz alarak: "Ey Allah'ın rasulü!) İzin
ver de ben onu yorumlayayım "dedi. (Hz. Nebi de: "Haydi) onu
yorumla!" buyurdu. Bunun üzerine (Hz. Ebû Bekir şöyle) dedi: "Bulut'a
gelince. (O) İslâmın bulutudur. (Ondan) yağan yağ ve bal'a gelince o da
Kur'andır. (Yani Kurân'ın) yumuşaklığı ve tadıdır. (Yağ ve bal'dan) çok ve az
avuçlaym(lar)a gelince o Kur'an'dan az ve çok alandır.
Gökten yere ulaşan ip,
senin üzerinde bulunduğun hakk (yol) dur. Sen onu tutuyorsun (o da) seni
Allah'a yükseltiyor. Senden sonra onu bir adam daha tutuyor. O iple (o adam da)
yükseliyor. Sonra onu başka bir adam tutuyor, (fakat ip) kopuyor. Sonra O adam
için (ip) ekleniyor ve onunla o adam da yükseliyor. Ey Allah'ın Rasulü! Bana
kesinlikle söyle! (yorumumda) isabet mi ettim hata mı ettim? (Hz. Nebi de):
"Bazısında isabet ettin, bazısında hatâ ettin"
buyurdu. Bunun üzerine
(Hz. Ebû Bekir) "Ey Allah'ın rasulü yemin verdim hatamın ne olduğunu bana
söyle!" dedi. Nebi (s.a.v.) de, "Yemin verme!" buyurdu.
Tahric edenler: Buharî,
ta'bir; eymân; Müslim, ru'yâ; Ebû Davud, eymân; Tirmizî. ru'yâ; İbn Mâce, ru'ya;
Dârimî, ru'yâ; Ahmed b. Hanbel, I, 236.
İzah: 4633 te