DEVAM: 26, 27. İslam
Toplumundan Ayrılanlarla Savaşmanın Hükmü
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
وَسُلَيْمَانُ
بْنُ دَاوُدَ
الْمَعْنَى
قَالَا
حَدَّثَنَا حَمَّادُ
بْنُ زَيْدٍ
عَنْ
الْمُعَلَّى
بْنِ زِيَادٍ
وَهِشَامِ
بْنِ
حَسَّانَ
عَنْ الْحَسَنِ
عَنْ ضَبَّةَ
بْنِ
مِحْصَنٍ
عَنْ أُمِّ
سَلَمَةَ
زَوْجِ
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَتْ
قَالَ
رَسُولُ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ سَتَكُونُ
عَلَيْكُمْ
أَئِمَّةٌ
تَعْرِفُونَ
مِنْهُمْ
وَتُنْكِرُونَ
فَمَنْ أَنْكَرَ
قَالَ
أَبُو دَاوُد
قَالَ
هِشَامٌ
بِلِسَانِهِ
فَقَدْ بَرِئَ
وَمَنْ
كَرِهَ
بِقَلْبِهِ
فَقَدْ سَلِمَ
وَلَكِنْ
مَنْ رَضِيَ
وَتَابَعَ
فَقِيلَ يَا
رَسُولَ
اللَّهِ
أَفَلَا
نَقْتُلُهُمْ
قَالَ
ابْنُ
دَاوُدَ
أَفَلَا
نُقَاتِلُهُمْ
قَالَ لَا مَا
صَلَّوْا
Nebi (s.a.v.)'in hanımı
Ümmü Seleme'den (rivayet edildiğine göre) Rasûlullah (s.a.v.) şöyle
buyurmuştur: "İleride sizin başınıza bir takım devlet başkanları
gelecektir. Bunlardan (göreceğiniz) bazı işleri (Allah'ın ve Rasûlü'nün
emirlerine uygun olduğu için) iyi karşılayacaksınız; Bazı işlerini de (Allah'ın
ve Rasulünün emirlerine aykırı olduğu için) reddedeceksiniz. (Allah'ın ve
Rasûlünün emirlerine aykırı olan bu davranışları) reddeden kimse (nin durumu
ise, aşağıda açıklandığı gibidir:)
Ebu Davud der ki: Hişarn
(bu cümleyi) "dili ile reddeden kimse (bu mevzuda üzerine düşen
sorumluluklardan ve nifaktan) kurtulmuştur. Kalbiyle reddeden kimse (o başkanın
günahına iştirak etmekten) kurtulmuştur. Fakat (o başkandan) razı olan ve
(kendisine) uyan kimse ise (onun günahına ortak olmuştur", şeklinde)
rivayet etti. (Lakin el-Mualla îbn Ziyad bu cümleyi naklederken "dili ile
reddeden kimse" sözünü rivayet etmedi). Bunun üzerine (orada bulunanlar
tarafından) "Ey Allah'ın rasulü onlarla savaşmayalım mı?" diye
soruldu da (Hz. Nebi); "Hayır, namaz kıldıkları sürece (Onlarla
savaşmayınız)" buyurdu.
İzah:
Müslim imâre; Tirmizi,
fiten; Nesâi, iman; Ahmed b. Hanbel, VI, 295,302,305,321.
Bu hadisi şerif
gelecekten haber veren bir mucizedir yerilen nat,er olduğu gibi zuhur etmiştir.
Bir kötülüğü defetmekten âciz kalan insanın mücerred susmakla günaha
girmeyeceği, günaha ancak ona kalben razı olduğu zaman gireceği ve keza halife,
İslamın esaslarından bir şey değiştirmedikçe sırf zulmünden, ve fışkından
dolayı aleyhine ayaklanmanın caiz olmadığı, bu hadisin delalet ettiği
hükümlerdendir.[Bk. Davudoğlu, A., Sahih-i Müslim Tercüme ve Şerhi, IX, 27-28.]