DEVAM: 18. Cehmiyye
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ عَمْرٍو
حَدَّثَنَا
سَلَمَةُ
يَعْنِي
ابْنَ
الْفَضْلِ قَالَ
حَدَّثَنِي
مُحَمَّدٌ
يَعْنِي
ابْنَ إِسْحَقَ
قَالَ
حَدَّثَنِي
عُتْبَةُ
بْنُ مُسْلِمٍ
مَوْلَى
بَنِي تَيْمٍ
عَنْ أَبِي
سَلَمَةَ بْنِ
عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ
قَالَ
سَمِعْتُ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَقُولُ فَذَكَرَ
نَحْوَهُ
قَالَ
فَإِذَا
قَالُوا ذَلِكَ
فَقُولُوا
اللَّهُ
أَحَدٌ
اللَّهُ الصَّمَدُ
لَمْ يَلِدْ
وَلَمْ
يُولَدْ
وَلَمْ
يَكُنْ لَهُ
كُفُوًا
أَحَدٌ ثُمَّ
لِيَتْفُلْ
عَنْ يَسَارِهِ
ثَلَاثًا
وَلْيَسْتَعِذْ
مِنْ الشَّيْطَانِ
Ebu Hureyre'nin:
"Ben Rasûlullah (s.a.v.)'i (şöyle) buyururken işittim" dediği (ve
sözlerine devamla bir Önceki 4721. hadisin) bir benzerini zikrettiği rivayet
edilmiştir. Hz, Ebu Hureyre'nin bu rivayetine göre Hz. Peygamber şöyle
buyurmuştur:
"Size böyle
(Allah'ı kim yarattı gibi) bir söz söyledikleri zaman (siz de) 'Allah birdir,
hiçbir şeye muhtaç değildir (fakat herşey var olabilmek ve varlığını devam
ettirebilmek için ona muhtaçtır) doğmamış, doğurmamıştır. Onun bir dengi de
yoktur.' deyiniz.
(Muhatab olduğu böylesi
batıl sözlere bu şekilde karşılık veren kimse bu hareketinden) sonra sol
tarafına üç defa tükürsün. Sonra da (eûzu billahi mine'ş şeytanirracim,
diyerek) şeytandan (Allah'a) sığınsın."
İzah:
Bu hadis-i şerif de bir
öncekinin aynısı olduğundan bir önceki hadis-i şerifteki hükümleri ihtiva
ettiği gibi ayrıca "Allah'ı kim yarattı?" gibi küfür şaibesi taşıyan
sorular karşısında kalan mü'minlerin İhlas suresini ve manasını hatırlayıp
muhatabına bu surenin ihtiva ettiği inanç hükümleriyle de cevap verebileceğini
hatırlatmakta ve bu cevaptan sonra da üç defa soluna tükürüp: "Euzu
billah-mineşşeytanirracîm" diyerek Allah'a sığınmasını tavsiye etmektedir.
Üç defa sol tarafa
tükürmenin hikmeti, şeytanın insana bu gibi vesvese verebilmek için ona sol
tarafından yaklaşması, bir başka ifadeyle şeytanın insanın sol tarafında
bulunmasıdır.
Tükürdükten sonra
şeytandan Allah'a sığınmanın hikmeti ise, onun şerrinden kurtulmak için
Allah'dan yardım istemektir.