بَاب
الْعَفْوِ
عَنْ
الْحُدُودِ
مَا لَمْ تَبْلُغْ
السُّلْطَانَ
6. Yetkili Makama
Ulaşmadan Önce Hadleri Bağışlanabilir
حَدَّثَنَا
سُلَيْمَانُ
بْنُ دَاوُدَ
الْمَهْرِيُّ
أَخْبَرَنَا
ابْنُ وَهْبٍ
قَالَ
سَمِعْتُ
ابْنَ
جُرَيْجٍ
يُحَدِّثُ
عَنْ عَمْرِو
بْنِ شُعَيْبٍ
عَنْ أَبِيهِ
عَنْ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
عَمْرِو بْنِ
الْعَاصِ
أَنَّ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ
تَعَافُّوا
الْحُدُودَ
فِيمَا
بَيْنَكُمْ
فَمَا
بَلَغَنِي
مِنْ حَدٍّ
فَقَدْ وَجَبَ
Abdullah b. Amr b. el-As
(r.a.)'dan; Rasulullah (s.a.v.)'in şöyle
buyurduğu rivayet edilmiştir: "Hadleri aranızda bağışlayınız. Bana ulaşan
hadd (in uygulanması) ise vacib olmuştur. "
İzah:
Nesai. katu's-sarik
Hadis-i şerif, daha
hakime ulaşmadan önce haddi gerektiren suçlan bağışlamayı teşvik etmektedir.
Suçu bağışlamaktan maksat gizlemek, hâkime intikal ettirmemektir.
Hadisteki
"affediniz" emri vücûb için değil, istihbab içindir. Yani suç
işleyenin durumunu gizlemek, hakime götürmemek vacip değil müstehaptır.
Yukarıdaki hadiste de işaret edildiği gibi, haddi gerektiren bir suç hâkime
intikal etmiş ise artık haddi uygulamak vacib olur. Af sözkonusu olamaz.