بَاب
الْحُكْمِ
فِيمَنْ
ارْتَدَّ
1. Dinden Çıkan Kişi
(Mürted) Hakkındaki Hüküm
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ
مُحَمَّدِ
بْنِ حَنْبَلٍ
حَدَّثَنَا
إِسْمَعِيلُ
بْنُ إِبْرَاهِيمَ
أَخْبَرَنَا
أَيُّوبُ
عَنْ عِكْرِمَةَ
أَنَّ
عَلِيًّا
عَلَيْهِ
السَّلَام
أَحْرَقَ
نَاسًا ارْتَدُّوا
عَنْ
الْإِسْلَامِ
فَبَلَغَ
ذَلِكَ ابْنَ
عَبَّاسٍ
فَقَالَ لَمْ
أَكُنْ لِأُحْرِقَهُمْ
بِالنَّارِ
إِنَّ
رَسُولَ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ قَالَ
لَا
تُعَذِّبُوا
بِعَذَابِ
اللَّهِ وَكُنْتُ
قَاتِلَهُمْ
بِقَوْلِ
رَسُولِ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَإِنَّ
رَسُولَ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ مَنْ
بَدَّلَ
دِينَهُ
فَاقْتُلُوهُ
فَبَلَغَ
ذَلِكَ
عَلِيًّا
عَلَيْهِ
السَّلَام
فَقَالَ
وَيْحَ ابْنِ
عَبَّاسٍ
İkrime (r.a)'den rivayet
edildiğine göre: Hz. Ali (r.a) dinden çıkan bir takım insanları ateşte yaktı.
Bu (haber) Abdullah b. Abbas'a ulaştığında Abdullah (r.a) şöyle dedi: (Ben
olsaydım) Onları ateşte yakmazdım. Çünkü Rasulullah (sallallahu aleyhi ve
sellem) "Allah'ın azabı ile cezalandırmayınız" buyurdu. Ama,
Rasulullah'ın sözü sebebiyle onları öldürürdüm. Çünkü Rasulullah (s.a.v.)
"Kim dinini değiştirirse onu hemen öldürünüz" buyurdu. Bu sözler Hz.
Ali'ye ulaşınca; "Vah îbn Abbas!" dedi.
Diğer tahric: Buhari,
cihad; Tirmizi, hudud; Nesaî, Tahrîmu'd-dem; İbn Mace hudud; Ahmed b. Hanbel,
I, 217, 220.
AÇIKLAMA:
Hadisten Hz. Ali
(r.a)'nın dinden dönen bazı insanlan ateşte yaktığını öğreniyoruz. Ateşte
yakılanlar, Hz. Ali'nin Allah olduğunu söyleyen insanlardır. Bunlar Abdullah b.
Se-be'nin saptırdığı kişilerdir.
Metinde görüldüğü üzere
Hz. Ali (k.v), İbn Abbas (r.a)'ın kendisinin mürtedleri yaktığını duyunca
tenkid edip "ben olsaydım onları öldürürdüm" dediğini ve bu konuda
Hz. Nebiin bir hadisini rivayet ettiğini duyunca; "Vah İbn Abbas!"
demiştir. Bazı nüshalarda bu "Vah İbn Ab-bas'm annesi!" şeklindedir.
Hz. Ali'nin bu sözü İbn Abbas'ın söylediği şeyi doğru bulmadığı için ona bir
merhamet eseri olarak söylemiş olması muhtemel olduğu gibi, onu haklı bularak
övmek maksadı ile söylemiş olması da muhtemeldir. Çünkü bu söz, hem bir şey
beğenilmediğinde, söyleyenin hatasından dolayı duyulan üzüntüyü ifade için,
hem de sözü doğru bulup söyleyeni övmek için kullanılır. Birinci ihtimale
göre, Hz. Ali, İbn Abbas'ın haber verdiği hadisi kendisinin de bildiğini ondaki
nehyin tenzihi olduğunu, İbn Abbas'ın ise zahirine hamledip tahrime delâlet saydığını
belirtmek istemiştir. İkinci ihtimale göre ise, îbn Abbas kendisinin bilmediği
ya da unuttuğu bir hadisi haber verdiği için beğenmiş ve onu övmek için bu
ifâdeyi kullanmıştır. Aliyyü'1-Kari ulemanın çoğunluğunun bu sözün medh için
söylendiği görüşünde olduklarını, Şerhus-Sün-ne'deki: "Bu Ali'ye ulaştı. O
da; İbn Abbas doğru söyledi, dedi" şeklindeki rivayetin de bunu teyid
ettiğini söyler. Hattabi de: "Bu söz İbn Abbas için duadır. Onu medh ve
sözünü beğenmedir" der. Hadis-i şeriften iki hüküm çıkmaktadır. Bunlar:
I- İnsanlar ne suç
işlerlerse işlesinler yakılarak cezalandırılmazlar. Çünkü ateşle ceza metinde
de görüdüğü gibi "Allah'a ait bir cezalandırma" şeklidir. Nitekim
Buhari bu hadisi, "Allah'ın azabı ile cezalandırılmaz" adını taşıyan
bab içerisinde vermiştir. Aynı babda, Buhari'nin Ebû Hureyre'den rivayet ettiği
bir başka hadis de şu şekildedir: "Rasulullah bizi bir grup içinde
gönderip falan ve falanı bulursanız ateşte yakınız, buyurdu. Tam biz çıkmak
istediğimizde, ben size falanı ve falanı bulursanız ateşte yakmanızı
emretmiştim. Ama ateşte ancak Allah cezalandırır. Eğer onları bulursanız,
Öldürünüz, buyurdu."
II- İslam dininden
çıkan birisi Öldürülür. Dinden çıkmaya îrtidâd, dinden çıkan kişiye de
mürted denilir. Kur'an-i Kerim'de
İslamdan çıkan kişiye verilecek uhrevî ceza sözkonusu edilmiştir Bir ayet-i
kerimede cenab-ı Hak meâlen şöyle buyurmaktadır: "İçinizden kim dininden
döner ve kafir olarak ölürse, işte onların yaptıkları dünyada ve âhiret-te
boşa gider. Bunlar cehennemliktirler ve orada kalıcıdırlar." (el-Bakara,
218)
Mürted1 in dünyevi
cezasının ölüm olduğu, hadisler ve İslam ulemasının icmaı ile tesbit edilmiştir.
Bu babtaki hadisler, dinden dönene verilecek cezayı net bir şekilde ortaya
koyuyor. İslam müctehidleri, İslam dininden çıkan bir erkeğin öldürülmesi
konusunda fikir birliğine varmışlardır. Ancak aynı cezanın İslamdan çıkan
kadına da uygulanıp uygulanmayacağı tartışmalıdır. Hanefilere göre, bu
durumdaki bir kadın öldürülmez. Çünkü fahr-i kâinat efendimiz, bir hadisinde,
savaş esnasında kadınları öldürmeyi men etmiştir. Cumhura göre ise İslam'dan
çıkan kadınlar da öldürülür. Bunlar Muâz b. Cebel (r.a) Yemen'e gönderilirken,
Rasûlul-lah'ın kendisine söylediği şu sözlere dayanırlar: "Hangi erkek
İslamdan çıkarsa onu İslama davet et. Dönerse ne ala, aksi halde boynunu vur.
Hangi kadın da İslamdan çıkarsa onu tekrar davet et. Dönerse ne ala, aksi halde
boynunu vur."
Cumhur, Hanef ilerin
dayandıkları hadisteki yasaklamayı, İslam'dan dönen değil de aslen kâfir olan
kadının öldürülmemesine hamletmişlerdir.
Yukarıda naklettiğimiz
Muaz hadisinden de anlaşılacağı üzere, mürted öldürülmeden önce tekrar dine
davet edilir. Mürtede karşı uygulanacak esaslar şunlardır:
1- İrtidad bir şüphe
neticesi olmuşsa, mürteddin bu şüphesi izâle edilir, gerçek anlatılır.
2- Tekrar İslama dönmesi
teklif edilir. Bazı alimlere göre, mürtedde düşünme fırsatı verilir. Düşünme
müddeti konusunda üç gün ile bir yıl arasında değişen rivayetler vardır. Mürted
bundan sonra yine İslama girmezse öldürülür. Dinden dönen şahıs bir yabancı
ülkeye kaçar ve oraya sığınırsa malı ve ailesi konusunda özel hükümler vardır.
Konu fıkıh kitaplarının ilgili bölümlerindedir.