SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

HUDUD BAHSİ

<< 4471 >>

DEVAM: 32. Muhsan Değilken Zina Eden Cariye Hakkında,

 

حَدَّثَنَا ابْنُ نُفَيْلٍ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَقَ عَنْ سَعِيدِ بْنِ أَبِي سَعِيدٍ الْمَقْبُرِيِّ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بِهَذَا الْحَدِيثِ قَالَ فِي كُلِّ مَرَّةٍ فَلْيَضْرِبْهَا كِتَابُ اللَّهِ وَلَا يُثَرِّبْ عَلَيْهَا وَقَالَ فِي الرَّابِعَةِ فَإِنْ عَادَتْ فَلْيَضْرِبْهَا كِتَابُ اللَّهِ ثُمَّ لِيَبِعْهَا وَلَوْ بِحَبْلٍ مِنْ شَعْرٍ

 

İbn Nufeyl Muhammed b. Seleme, Muhammed b. İshak, Said b. Ebi Said el-Makburî ve onun babası kanalıyla bu (önceki 4470.) hadisi Ebu Hureyre'den rivayet etti. Buna göre (Rasulullah) Her seferinde: "Ona sopa vursun. (Bu) Allah'ın Kitabıdır (farz kıldığı hükümdür). Ona hakaret etmesin." Dördüncüsüne de: "Tekrar yaparsa ona sopa vursun. (Bu) Allah'ın Kitabıdır (farz kıldığı hükümdür); sonra da kıldan yapılmış bir ip karşılığında bile olsa satsın" buyurdu.

 

 

İzah:

Buhari, hudud; Müslim, hudûd; Ahmed b. Hanbel. II. 249, 494.

 

Bu babdaki hadisler zina eden bir cariyeye verile çgjç cezavı sözkonusu etmektedir. Hadislerin zahirine göre, muhsan olmayan bir cariye zina ederse ken­disine celd (sopa vurma) cezası uygulanır. Ayrıca cariyeye hakaret ayıp­lama gibi bir ceza verilmez. Bazı alimlerin izahına göre zina eden cariye­nin cezası daha önce hakaret ve kınama idi. Daha sonra bu hüküm neshe-dildi ve celd cezası meşru kılındı. Rasulullah bu sözü ile; "zina eden ca­riyeyi artık azarlayarak, hakaret ederek cezalandırmayınız. Ona celd vu­runuz." demeyi kast etmiştir.

 

Hadislerde üçüncü veya dördüncü defa zina eden cariyenin satılması öngörülmektedir. Çünkü yeni sahibinin yanında bu işi bir daha yapmama­sı mümkündür.

 

Hadisler, evli veya evlilik yapmamış cariyeye dayak cezası uygulana­cağı izlenimini verecek şekilde varid olmuştur. Halbuki Kuran-ı Kerim-'deki bir ayet muhsan olan cariyenin zina etmesi halinde de celd cezası­nın verileceğine işaret etmektedir. Çünkü bir ayet-i kerimede Cenab-ı Al­lah "Cariyeler muhsan olurlar da fahişelik ederlerse onlara hür muh­san kadınlara olan azabın yarısı vardır...[Nisa 25] buyurmaktadır. Aslında hür muhsan kadınların zina etmeleri halinde cezalan recmdir. Ama rec-min yarısı olamayacağı için alimler bu ayetten maksadın celdin yarısı, ya­ni elli değnek olduğu hükmünü çıkarmışlardır. Buna göre demek oluyor ki bir cariye zina ederse ister muhsan olsun ister olmasın cezası elli değ­nektir. Bu ayetle hadisler arasında bir çelişki intibaının çıkmaması için hadisteki "muhsan" kaydı iki şekilde yorumlanmıştır. Bunlar:

 

1- "Muhsan" kelimesi Rasulullah (s.a.v.)'den mahfuz (sabit) değildir. Bu hadis başka isnadîarla muhsan kelimesi olmadan rivayet edilmiştir.

 

2- Rasulullah'a muhsan olmayan bir cariyenin zina etmesi durumunda cezasının ne olacağı sorulmuş, onun için Efendimiz muhsan kaydını sözkonusu etmiştir. Maksat muhsan olan cariye ile muhsan olmayan cariyenin zina cezalarının farklı olduğuna işaret değildir.

 

3- Burada muhsandan kasıt, evlilikten dolayı olan ihsan değil, iffet ve İslamdir. Yani maksat, hür ve iffetli olmayan demektir.

 

Ulemanın cumhuruna, göre ister muhsan (evli) olsun, ister olmasın bir cariye zina ederse elli değnek vurulur. Dört mezhep imamı bu konuda hemfikirdir. İbn Abbas ve Tavus'tan, evli olmadıkça zina eden cariyeye ceza verilmeyeceği rivayet edilmiştir.

 

Hadislerin zahiri, zina eden cariyeye efendisinin had uygulayabilece­ğine delalet etmektedir. Çünkü Rasulullah (s.a.v.) efendilere hitaben, "onla­ra celd vurunuz" buyurmuştur. İmam Malik, Ahmed b. Hanbel, İmam Şafii, Sahabe ve tabiundan birçok alimin mezhebi budur.

 

İmam-ı Azam Ebu Hanife ve bir grup alime göre ise, efendisi cariye­sinin cezasını tatbik edemez. Bu hak devlet yetkilisine aittir.

 

Hadis-i şerif, fasık ve asilerle birlikte olmayı ve onlarla düşüp kalkma­yı da yasaklamış olmaktadır.