بَاب
فِي
الرَّجُلِ
يُصِيبُ مِنْ
الْمَرْأَةِ
دُونَ
الْجِمَاعِ
فَيَتُوبُ
قَبْلَ أَنْ
يَأْخُذَهُ
الْإِمَامُ
31. Adam Bir Kadına
Cinsi İlişkinin Dışında Bir Şey Yapar Ve Yakalanmadan Önce Tevbe Ederse (Ne
Yapılır?)
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدُ
بْنُ
مُسَرْهَدٍ
حَدَّثَنَا
أَبُو
الْأَحْوَصِ
حَدَّثَنَا سِمَاكٌ
عَنْ
إِبْرَاهِيمَ
عَنْ
عَلْقَمَةَ
وَالْأَسْوَدِ
قَالَا قَالَ
عَبْدُ
اللَّهِ
جَاءَ رَجُلٌ
إِلَى
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَقَالَ
إِنِّي
عَالَجْتُ
امْرَأَةً
مِنْ أَقْصَى
الْمَدِينَةِ
فَأَصَبْتُ
مِنْهَا مَا
دُونَ أَنْ
أَمَسَّهَا
فَأَنَا
هَذَا
فَأَقِمْ
عَلَيَّ مَا
شِئْتَ
فَقَالَ عُمَرُ
قَدْ سَتَرَ
اللَّهُ
عَلَيْكَ
لَوْ سَتَرْتَ
عَلَى
نَفْسِكَ
فَلَمْ
يَرُدَّ
عَلَيْهِ
النَّبِيُّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
شَيْئًا
فَانْطَلَقَ
الرَّجُلُ فَأَتْبَعَهُ
النَّبِيُّ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
رَجُلًا
فَدَعَاهُ
فَتَلَا
عَلَيْهِ وَأَقِمْ
الصَّلَاةَ
طَرَفَيْ
النَّهَارِ وَزُلَفًا
مِنْ
اللَّيْلِ
إِلَى آخِرِ
الْآيَةِ
فَقَالَ
رَجُلٌ مِنْ
الْقَوْمِ
يَا رَسُولَ
اللَّهِ
أَلَهُ
خَاصَّةً
أَمْ لِلنَّاسِ
كَافَّةً
فَقَالَ
لِلنَّاسِ
كَافَّةً
Abdullah (b. Mes'ud r.a)
şöyle demiştir: Bir adam Nebî (s.a.v.)'e gelerek şöyle dedi: "Ya
Rasulullah ben Medine'nin kenarında bir kadınla oynaştım. Ona cinsi temastan
başka herşeyi yaptım. İşte ben huzurundayım. Bana dilediğin haddi uygula, dedi.
Hz. Ömer (r.a)
"Allah seni (n suçunu) gizledi. Sen de gizleseydin (iyi olurdu)"
dedi.
Rasulullah (s.a.v.) hiç
bir cevap vermedi. Adam gitti. Rasulullah (s.a.v.) peşinden bir adam gönderip
onu (geri) çağırdı ve şu ayet-i kerimeyi okudu: "Gündüzün iki tarafında ve
gecenin gündüze yakın saatlerinde namazı kıl...." [Hud 114] Halktan birisi: "Ya Rasulullah bu sadece
onun için midir? Yoksa tüm insanlar için midir?" dedi. Rasulullah
(s.a.v.): "Tüm insanlar için" dedi.
İzah:
Müslim, Tevbe; Tirmizi,
tefsir sûre
Hud 114- âyetin devamı
şu şekildedir: "Şüphesiz ki iyilikler kötülükleri giderir. Bu, öğüt kabul
edenlere bir hatırlatmadır."
Hadisin Sahih-i
Müslim'de birkaç rivayeti vardır. Bunlar arasında bazı lafız farkları varsa da
mana bakımından aynıdır.
Hadiste, bir kadınla
oynaştığını söyleyen zatın ismi hakkında değişik isimler rivayet edilmiştir.
Bunlar: Ebu'1-Yüsr, Amr b. Aziziyye İbn Muattib, Ebu Mukbil Amir b. Kays,
Nebbah et-Temmar ve Abbad'dır. Bunlar içerisinde en tercihe şayan görülen
Ebu'1-Yüsr Ka'b b. Amr el-Ensari'dir.
Hadiste, anılan zatın
kadınla oynaştığı yerin Medine'nin ucunda olduğu bildirilmektedir. Bundan
maksat; Medine'nin kenarı Mescid-i Harama uzak bir yeridir.
Hadisten; bir kadınla
öpüşmek, kucaklaşmak ve sıkıştırmak gibi bir şekilde oynaşan birisine had gerekmediği
anlaşılmaktadır. Çünkü böyle bir şey yaptıktan sonra pişmanlık duyan zata,
Rasulullah (s.a.v.) hiçbir ceza vermemiş, Hz. Ömer (r.a)'de "Allah senin
suçunu Örtmüş; sen de gizleseydin ya" demiştir. Peşinden de,
"Gündüzün iki ucunda ve gecenin gündüze yakın saatlerinde namazı emreden
ve iyiliklerin kötülükleri gidereceğini" bildiren Hud suresinin 114.
âyeti nazil olmuştur.
Şuna işaret etmek
gerekir ki, bir harekete had cezasının uygulanmayışı, o hareketin meşru olduğunu
göstermez. Cinsi temas olmasa bile, yabancı bir kadına dokunmak haramdır.
Şüphesiz bu şekildeki hareketin günahı zinanın günahı kadar ağır değildir. Ama
günahtır.
Hadisi şerif beş vakit
namazın küçük günahlar için keffaret olduğuna da delalet etmektedir.