DEVAM: 25. İki
Yahudinin Recmedilmeleri
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ يَحْيَى
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الرَّزَّاقِ
أَخْبَرَنَا
مَعْمَرٌ
عَنْ
الزُّهْرِيِّ
حَدَّثَنَا
رَجُلٌ مِنْ
مُزَيْنَةَ ح
و حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ صَالِحٍ
حَدَّثَنَا
عَنْبَسَةُ
حَدَّثَنَا
يُونُسُ
قَالَ قَالَ
مُحَمَّدُ
بْنُ مُسْلِمٍ
سَمِعْتُ
رَجُلًا مِنْ
مُزَيْنَةَ
مِمَّنْ
يَتَّبِعُ
الْعِلْمَ
وَيَعِيهِ
ثُمَّ اتَّفَقَا
وَنَحْنُ
عِنْدَ
سَعِيدِ بْنِ
الْمُسَيِّبِ
فَحَدَّثَنَا
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ
وَهَذَا حَدِيثُ
مَعْمَرٍ
وَهُوَ
أَتَمُّ
قَالَ زَنَى رَجُلٌ
مِنْ
الْيَهُودِ
وَامْرَأَةٌ
فَقَالَ
بَعْضُهُمْ
لِبَعْضٍ
اذْهَبُوا
بِنَا إِلَى
هَذَا
النَّبِيِّ
فَإِنَّهُ
نَبِيٌّ
بُعِثَ
بِالتَّخْفِيفِ
فَإِنْ
أَفْتَانَا
بِفُتْيَا
دُونَ
الرَّجْمِ
قَبِلْنَاهَا
وَاحْتَجَجْنَا
بِهَا عِنْدَ
اللَّهِ
قُلْنَا
فُتْيَا نَبِيٍّ
مِنْ
أَنْبِيَائِكَ
قَالَ
فَأَتَوْا النَّبِيَّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
وَهُوَ
جَالِسٌ فِي
الْمَسْجِدِ
فِي أَصْحَابِهِ
فَقَالُوا
يَا أَبَا
الْقَاسِمِ
مَا تَرَى فِي
رَجُلٍ
وَامْرَأَةٍ
زَنَيَا
فَلَمْ
يُكَلِّمْهُمْ
كَلِمَةً
حَتَّى أَتَى
بَيْتَ مِدْرَاسِهِمْ
فَقَامَ
عَلَى
الْبَابِ
فَقَالَ
أَنْشُدُكُمْ
بِاللَّهِ
الَّذِي
أَنْزَلَ
التَّوْرَاةَ
عَلَى مُوسَى
مَا تَجِدُونَ
فِي
التَّوْرَاةِ
عَلَى مَنْ
زَنَى إِذَا
أَحْصَنَ
قَالُوا
يُحَمَّمُ
وَيُجَبَّهُ
وَيُجْلَدُ
وَالتَّجْبِيهُ
أَنْ
يُحْمَلَ
الزَّانِيَانِ
عَلَى
حِمَارٍ
وَتُقَابَلُ
أَقْفِيَتُهُمَا
وَيُطَافُ
بِهِمَا
قَالَ
وَسَكَتَ شَابٌّ
مِنْهُمْ
فَلَمَّا
رَآهُ
النَّبِيُّ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
سَكَتَ أَلَظَّ
بِهِ
النِّشْدَةَ
فَقَالَ
اللَّهُمَّ
إِذْ
نَشَدْتَنَا
فَإِنَّا
نَجِدُ فِي
التَّوْرَاةِ
الرَّجْمَ
فَقَالَ
النَّبِيُّ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَمَا
أَوَّلُ مَا
ارْتَخَصْتُمْ
أَمْرَ
اللَّهِ
قَالَ زَنَى
ذُو قَرَابَةٍ
مِنْ مَلِكٍ
مِنْ
مُلُوكِنَا
فَأَخَّرَ
عَنْهُ
الرَّجْمَ
ثُمَّ زَنَى
رَجُلٌ فِي
أُسْرَةٍ
مِنْ
النَّاسِ
فَأَرَادَ
رَجْمَهُ
فَحَالَ
قَوْمُهُ
دُونَهُ
وَقَالُوا
لَا يُرْجَمُ
صَاحِبُنَا
حَتَّى
تَجِيءَ
بِصَاحِبِكَ
فَتَرْجُمَهُ
فَاصْطَلَحُوا
عَلَى هَذِهِ
الْعُقُوبَةِ
بَيْنَهُمْ
فَقَالَ النَّبِيُّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَإِنِّي
أَحْكُمُ بِمَا
فِي
التَّوْرَاةِ
فَأَمَرَ
بِهِمَا فَرُجِمَا
قَالَ
الزُّهْرِيُّ
فَبَلَغَنَا
أَنَّ هَذِهِ
الْآيَةَ
نَزَلَتْ
فِيهِمْ
إِنَّا
أَنْزَلْنَا
التَّوْرَاةَ
فِيهَا هُدًى
وَنُورٌ
يَحْكُمُ
بِهَا
النَّبِيُّونَ
الَّذِينَ
أَسْلَمُوا
كَانَ
النَّبِيُّ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
مِنْهُمْ
Ebû Hureyre (r.a) -Bu
Ma'mer'in hadisidir ve daha tamdır-
şöyle demiştir. Yahudilerden bir adamla bir kadın zina ettiler.
Birbirlerine: "Şu Nebi'e gidelim. Şüphesiz o hafifletmek üzere gönderilen
bir nebidir. Eğer bize recimden başka bir fetva verirse kabul ederiz. Onunla
Allah katında ihticâc eder ve senin Nebilerinden birisinin fetvası, deriz"
dediler.
Rasulullah (s.a.v.)
mescidde sahabeleri arasında otururken geldiler, ve: "Ya Ebe'l-Kasım! Zina
eden erkek ve kadın hakkında ne dersin?" dediler. Rasulullah onların okuma
evine gelinceye kadar, kendileri ile bir kelime konuşmadı. (Oraya gelince)
kapının yanında durdu: "Size, Tevratı indiren Allah adı ile soruyorum.
Zina eden birisi muhsan olduğu zaınan, onun hakkında Tevratta ne ceza
buluyorsunuz?" dedi. "Yüzü kömürle boyanır, tecbih edilir ve deynekle
dövülür." dediler.
Tecbih: Zina edenlerin
sırt sırta gelecek şekilde bir eşeğe bindirilip, dolaştırılmalarıdır. Ama
onlardan bir genç sustu. Rasulullah (s.a.v.) onun sustuğunu görünce ona yemin
vermekte ısrar etti. Genç: "Sen bize yemin verdiğin için söylüyorum: Biz
Tevrat'ta recmi buluyoruz" dedi. Rasulullah (s.a.v.): "Âliah'ın
emrini yumuşatıp kolaylaştırdığınız ilk olay nedir?" dedi. Genç: "Kırallanmızdan birisinin bir
akrabası zina etti. Kıral onu recmetmeyi geciktirdi. Sonra, halktan bir aileden
birisi zina etti, onu recmetmek istedi. Bunun üzerine tebaası karşısına dikildi
ve "Senin akraban getirilip de recmedilmedikçe bizim arkadaşımız
recmedileniez" dediler. Neticede, aralarında bu ceza üzerinde anlaştılar,
dedi. Rasulullah (s.a.v.): "Şüphesiz ben, Tevrattaki ile
hükmedeceğim" buyurdu, recmedilmelerini emretti ve recmedüdiler.
(Ravilerden) Zühri şöyle
dedi: "Şüphesiz biz, yol gösterici ve nur olarak Tevrâtı indirdik.
Kendisini Allah'a teslim eden Nebiler onunla hükmeder....."[Mâide 44] ayetinin
bu yahudiler hakkında indiği haberi bize ulaştı. Rasulullah (s.a.v.) de (onunla
hükmeden) Nebilerdendir.
İzah:
Senede dair: Hadis, Ebû
Davud'a bir kaç kanaldan gelmiştir. Bunlardan birisi Macmer vasıtasıyla
gelendir.
Bu hadisin isnadında
Müzeyne'den bir adam var. Hattâbî onun bilinmediğini söyler.
Tecbih: İbn Hacer'in
dediğine göre, tecbihinin bu izahı Zührî'ye aittir.