DEVAM: 15. Cessase'nin
Haberi
حَدَّثَنَا
وَاصِلُ بْنُ
عَبْدِ
الْأَعْلَى
أَخْبَرَنَا
ابْنُ
فُضَيْلٍ
عَنْ الْوَلِيدِ
بْنِ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
جُمَيْعٍ عَنْ
أَبِي
سَلَمَةَ
بْنِ عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
عَنْ جَابِرٍ
قَالَ قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
ذَاتَ يَوْمٍ عَلَى
الْمِنْبَرِ
إِنَّهُ
بَيْنَمَا
أُنَاسٌ
يَسِيرُونَ
فِي
الْبَحْرِ
فَنَفِدَ طَعَامُهُمْ
فَرُفِعَتْ
لَهُمْ
جَزِيرَةٌ فَخَرَجُوا
يُرِيدُونَ
الْخُبْزَ
فَلَقِيَتْهُمْ
الْجَسَّاسَةُ
قُلْتُ
لِأَبِي
سَلَمَةَ
وَمَا الْجَسَّاسَةُ
قَالَ
امْرَأَةٌ
تَجُرُّ
شَعْرَ جِلْدِهَا
وَرَأْسِهَا
قَالَتْ فِي
هَذَا الْقَصْرِ
فَذَكَرَ
الْحَدِيثَ
وَسَأَلَ عَنْ
نَخْلِ
بَيْسَانَ
وَعَنْ
عَيْنِ زُغَرَ
قَالَ هُوَ
الْمَسِيحُ
فَقَالَ لِي
ابْنُ أَبِي
سَلَمَةَ إِنَّ
فِي هَذَا
الْحَدِيثِ
شَيْئًا مَا
حَفِظْتُهُ
قَالَ شَهِدَ
جَابِرٌ
أَنَّهُ هُوَ
ابْنُ
صَيَّادٍ
قُلْتُ
فَإِنَّهُ
قَدْ مَاتَ
قَالَ وَإِنْ
مَاتَ قُلْتُ
فَإِنَّهُ أَسْلَمَ
قَالَ وَإِنْ
أَسْلَمَ
قُلْتُ فَإِنَّهُ
قَدْ دَخَلَ
الْمَدِينَةَ
قَالَ وَإِنْ
دَخَلَ الْمَدِينَةَ
Ebu Seleme b.
Abdurrahman’ın, rivayetine göre Cabir (r.a.) demiştir ki: Rasûlullah (s.a.v.)
bir gün minber üzerinde şunları söyledi: "Bazı insanlar denizde giderlerken
yiyecekleri bitti. Karşılarına bir ada çıktı. Ekmek aramak üzere adaya
çıktılar. Onları Cessase karşıladı."
(Velid b. Abdullah der
ki:) Ebu Seleme'ye; Cessase nedir? dedim. Bedeninin kıllarını ve saçlarını
sürüyen (saçı ve vücudunun kılları uzun) bir kadın dedi. (Ravi sözüne devamla
şöyle dedi:) Cesase: "Şu köşkte (biri var....)" dedi. Hadisi zikretti
köşkteki (Deccal) Beysan hurmalığını ve Zuğar pınarını sordu.
Ravi Ebu Seleme: "O
Mesih Deccal'dir" dedi. Velid b. Abdullah şöyle dedi: "Ebu Seeme'nin
oğlu bana bu hadiste bir şey var ama onu hatırımda tutamadım" dedi. Ebu
Seleme şöyle dedi: "Cabir onun (Deccal'in) İbn Sayyad olduğuna yemin
etti."
Ben kendisine: Ama o
öldü, dedim; Ölmüş de olsa o, dedi, O müslüman oldu, dedim. Müslüman olsa da
dedi, O Medine'ye girdi, dedim. Medine'ye girmiş olsa bile, dedi.
İzah:
Bu rivayette
Cessase'nin kadın olduğuna işaret edilmektedir. Halbuki daha önceki bazı
rivayetlerde onun hayvan olduğu söylenmişti. Bu tezatın izalesi yoluna önce
geçen hadislerin izahı esnasında temas edilmiştir. Yine bu hadiste Deccal'in bulunduğu
yerin bir köşk olduğu bildirilmektedir. Oysa bundan önceki rivayette onun bir
manastırda bulunduğu söylenmişti.
Bu rivayette, Cabir
(r.a), hadisede anılan Deccal'in İbn Sayyad olduğunu söylemiş, hem de sözünü
yemin ederek te'yid etmiştir. Ebu Seleme ise, İbn Sayyad'm öldüğü, Müslüman
olduğu ve Medine'ye girdiği gibi DeccaT ie bulunmaması gereken özellikler
taşıdığını söylemiş ama Cabir "Öyle de olsa İbn Sayyad, Deccal'dir"
demiştir. Çünkü Rasûlullah (s.a.v.) Deccal'i Hz. İsa'nın öldüreceğini, onun
kafir olarak öleceğini, Mekke ve Medine'ye giremeyeceğini haber vermiştir. Oysa
İbn Sayyad'm yaşayış ve ölümü bu özelliklere zıt olmuştur.
Suyutî, Mirkatü's-
Sıîud adındaki eserinde Deccal'in Medine'ye girememesini, oradan çıktıktan
sonra bir daha girememe şeklinde yorumlamış ve bu üç maddeden birisindeki
çelişkiyi izale cihetine gitmiştir. Ancak Hafız İmamiiddin İbn Kesir'in şu
açıklaması daha yerindedir.: "Bazı sahabeler, İbn Sayyad'in ahir zamanda
çıkacak olan Deccali ekber (büyük Deccal) olduğunu zannediyorlardı. Fakat
doğrusu o, Fatıma binti kays hadisinde haber verilen küçük Deccaî'dir."
Beyhaki'de Fatıma binti
kays haberi hakkında şunları söylemektedir:
"Büyük Deccaî, İbn
Sayyad değildir. İbn Sayyad Hz. Nebi (s.a.v.)'in çıkacaklarını haber verdiği
yalancı Deccallerde'n birisidir. Onların da çoğu çıkmıştır. İbn Sayyad'ın
Deccal olduğunu söyleyenler Temim kıssasını duymamış olsalar gerek..."
Bu nakilleri 4333 ve
4334 numarada gelecek olan hadisler te'yid etmektedir. Çünkü o hadislerde otuz
tane yalancı Deccalin çıkacağı bildirilmektedir. Bundan anlaşıldığına göre
otuz tane Deccal çıkacak ama ahir zamanda çıkıp Hz. İsa tarafından öldürülecek
olan Deccal büyük Deccal olacaktır. Hz. Nebi (s.a.v.)'in sağlığında yaşayan İbn
Sayyad da küçük Deccallerden birisidir. Kendisinde görülen bazı olağanüstü
hallerden ve Rasulullah'm onun hakkındaki sözlerinden dolayı bazı sahabiler onu
büyük Deccal sanmışlardır.