بَاب
مَا يُذْكَرُ
مِنْ
مَلَاحِمِ
الرُّومِ
2. Rumlarla Yapılacak
Savaşlar
حَدَّثَنَا
النُّفَيْلِيُّ
حَدَّثَنَا عِيسَى
بْنُ يُونُسَ
حَدَّثَنَا
الْأَوْزَاعِيُّ
عَنْ
حَسَّانَ
بْنِ
عَطِيَّةَ
قَالَ مَالَ
مَكْحُولٌ
وَابْنُ
أَبِي
زَكَرِيَّا
إِلَى
خَالِدِ بْنِ
مَعْدَانَ
وَمِلْتُ
مَعَهُمْ
فَحَدَّثَنَا
عَنْ
جُبَيْرِ
بْنِ نُفَيْرٍ
عَنْ
الْهُدْنَةِ
قَالَ قَالَ
جُبَيْرٌ
انْطَلِقْ
بِنَا إِلَى
ذِي مِخْبَرٍ
رَجُلٍ مِنْ
أَصْحَابِ
النَّبِيِّ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَأَتَيْنَاهُ
فَسَأَلَهُ
جُبَيْرٌ
عَنْ
الْهُدْنَةِ
فَقَالَ
سَمِعْتُ رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
يَقُولُ
سَتُصَالِحُونَ
الرُّومَ صُلْحًا
آمِنًا
فَتَغْزُونَ
أَنْتُمْ وَهُمْ
عَدُوًّا
مِنْ
وَرَائِكُمْ
فَتُنْصَرُونَ
وَتَغْنَمُونَ
وَتَسْلَمُونَ
ثُمَّ تَرْجِعُونَ
حَتَّى تَنْزِلُوا
بِمَرْجٍ ذِي
تُلُولٍ
فَيَرْفَعُ
رَجُلٌ مِنْ
أَهْلِ
النَّصْرَانِيَّةِ
الصَّلِيبَ
فَيَقُولُ
غَلَبَ
الصَّلِيبُ فَيَغْضَبُ
رَجُلٌ مِنْ
الْمُسْلِمِينَ
فَيَدُقُّهُ
فَعِنْدَ
ذَلِكَ
تَغْدِرُ الرُّومُ
وَتَجْمَعُ
لِلْمَلْحَمَةِ
Hassan b. Atıyye şöyle
demiştir; Mekhûl, İbn Ebi Zekeriyya ve ben Halid b. Mi'dan'a gittik. Halid bize
Cübeyr b. Nüfeyr'den naklen,(müslümanlarla Rumlar arasındaki) sulh'u haber
verdi. Cübeyr; "Rasûlullah'in
ashabından olan Zî Mihber'e gidelim" dedi. O'na geldik Cübeyr (müslümanlarla
Rumlar arasındaki sulh'u sordu. Zü'I-Mihber şöyle dedi:
Rasûlullahı (s.a.v.)
şunları söylerken dinIedim: "RumlarIa güvenilir bir sulh yapacaksınız.
Onlar ve siz arkanızdaki bir düşmanla savaşacaksınız. Zafer kazanacak, ganimet
elde edecek ve (tehlikeden) salim olacaksınız. Sonra dönüp, tepecikleri olan
bir otlakta konaklayacaksınız. Rumlardan birisi salibi (haç'ı) kaldırıp, salib
kazandı diyecek. Müslümanlardan bir adam bu'na öfkelenip salib'i kıracak. İşte
o zaman Rumlar ahdi bozup savaş için toplanacaklar.
Diğer tahric: İbn Mace,
fiten
AÇIKLAMA:
Zî Mihber: Bir nüshada,
“veya Zi mıhmer" şeklindedir. Şüphe musannif Ebu Davud'a aittir. Zî Mihber
Nebiimizin hizmetçisi İbn Ebin-Necaşi'dir. Cübeyr b. NüTcyr ve başkaları
kendisinden hadis rivayet dinişlerdir. Şamlılardan sayılmaktadır, İbn Mâcede
de Ebu Davud'un bir nüshasında şüpheli olarak belirttiği Zi Mıhmer şeklinde
varid olmuştur.
Bu hadis,
kitabü'l-Cihad'da 2767 numarada geçmişti. Ancak burada da bir iki noktaya
kısaca temas etmek istiyoruz.: Şerhlerde Rum milletinin kimliği hakkında bilgi
verilmiştir. Bu bilgiler günümüzde Rum diye isimlendirdiğimiz Rumlar
(Yunanhlar)Ia aynı kavme işaret ediyor.Mu'cemü'l- Buldan da Rumlarla ilgili
olarak şu bilgiler verilmektedir:
"Rum, bilinen
millettir. Kendi adlarına izafe edilen geniş bir ülkede otururlar. O ülkeye
Bilâdı rûm denilir. Neseplerinin aslında ihtilaf edilmiştir. Rum ülkesinin
doğu ve kuzeyinde Türkler, güneyinde Şam ve İskenderiye, batısında deniz ve
Endülüs (İspanya) vardır. Kisralar devrinde Rakka ve Şâmât Rum hudutları
içerisindedir. Müslümanlar, Rum ülkelerini fethedip onları kovuncaya kadar
Antakya başkentleri idi. "Mu'ce-mü'l- Buldandaki bu bilgi Bizans
İmparatorluğunu tarif etmektedir. Zaten Bisans halkı Rum idi.
Hadisi şerif, Rumlarla
Müslümanlar arasında yapılacak barıştan söze-diyor. Ancak metinde önce Rumlar
anılmamış, sadece "Sulh" kelimesi sözkonusu edilmiştir. Ama buradaki,
Hüdne'den maksadın Rumlarla yapılacak olan sulh olduğu İbn Mace'nin rivayet
ettiği şu hadisten anlaşılmaktadır: Nebi (s.a.v.), "Sizinle sarı
oğullular arasında bir sulh olacak ve onlar size olan ahidlerini
bozacaklar." buyurmuştur.
Müslümanlarla Rumların
düşmana karşı savaşmalarından maksat, ikisinin birlikte aynı düşmana mı yoksa
her birisinin kendi düşmanına mı karşı savaşacağı meselesi ihtilaflıdır. Ancak
birinci görüş daha kuvvetlidir.
Metinden anlaşıldığı
gibi savaştan sonra iki ordu dönecek ve içerisinde yığma tepecikler olan geniş
bir Mer'aya gelecekler ve Rumlardan birisi sulhu bozmak maksadıyla savaşı
haçın kazandığını söyleyecektir. Yani savaşı Hristiyanların kazandığını iddia
edecektir. Buna öfkelenen bir müslüman da haçı kıracak ve aralarındaki barış
sona erecektir. Böylece Rumlar müslümanlarla savaşmak için toplanmaya
başlayacaklardır.
Hadiste anılan böyle
bir olayın tarihte meydana geldiğini gösteren bir bilgiye rastlayanı adı k.
Şüphesiz hadise için bir zaman sınırı olmadığı için, kıyamete kadar meydana
gelmesi mümkündür.