DEVAM: MEHDÎ
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
أَنَّ عُمَرَ
بْنَ عُبَيْدٍ
حَدَّثَهُمْ
ح و
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
الْعَلَاءِ
حَدَّثَنَا
أَبُو بَكْرٍ
يَعْنِي
ابْنَ
عَيَّاشٍ ح و
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
حَدَّثَنَا
يَحْيَى عَنْ
سُفْيَانَ ح و
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ
إِبْرَاهِيمَ
حَدَّثَنَا
عُبَيْدُ
اللَّهِ بْنُ
مُوسَى أَخْبَرَنَا
زَائِدَةُ ح و
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ
إِبْرَاهِيمَ
حَدَّثَنِي
عُبَيْدُ
اللَّهِ بْنُ
مُوسَى عَنْ
فِطْرٍ
الْمَعْنَى
وَاحِدٌ كُلُّهُمْ
عَنْ عَاصِمٍ
عَنْ زِرٍّ
عَنْ عَبْدِ
اللَّهِ عَنْ
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ لَوْ
لَمْ يَبْقَ
مِنْ
الدُّنْيَا
إِلَّا
يَوْمٌ قَالَ
زَائِدَةُ
فِي
حَدِيثِهِ
لَطَوَّلَ
اللَّهُ ذَلِكَ
الْيَوْمَ
ثُمَّ
اتَّفَقُوا
حَتَّى
يَبْعَثَ فِيهِ
رَجُلًا
مِنِّي أَوْ
مِنْ أَهْلِ
بَيْتِي
يُوَاطِئُ
اسْمُهُ
اسْمِي
وَاسْمُ
أَبِيهِ
اسْمُ أَبِي
زَادَ فِي
حَدِيثِ
فِطْرٍ يَمْلَأُ
الْأَرْضَ
قِسْطًا
وَعَدْلًا
كَمَا
مُلِئَتْ
ظُلْمًا
وَجَوْرًا
وَقَالَ فِي حَدِيثِ
سُفْيَانَ
لَا تَذْهَبُ
أَوْ لَا تَنْقَضِي
الدُّنْيَا
حَتَّى
يَمْلِكَ
الْعَرَبَ
رَجُلٌ مِنْ
أَهْلِ
بَيْتِي
يُوَاطِئُ
اسْمُهُ اسْمِي
قَالَ
أَبُو دَاوُد
لَفْظُ
عُمَرَ
وَأَبِي بَكْرٍ
بِمَعْنَى
سُفْيَانَ
Bize Müsedded haber
verdi, Onlara Ömer b. Abîd haber vermiş. Bize Ebû Bekir, yani İbn-i Ayaş haber verdi.
(H),
Bize Müsedded haber
verdi, bize Sûfyân'dan Yahya haber verdi (H).
Bize Ahmed b. İbrahim
haber verdi. Bize Ubeyduilah b. Musa haber verdi. Bize Zaide haber verdi. (H)
Bize Ahmed b. İbrahim
haber verdi, bana Ubeyduilah b. Mûsa Fıtri'dan haber verdi, dedi.
(Rivâyetlerdeki) mânâ aynıdır. Bunların hepsi Asım'dan, Asım, Zir'den o da
Abdullah (b.Mes'ûd (r.a) vasıtasıyla Rasûfullah (s.a.v.)'den rivayet etmiştir; Rasûlullah
(s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Dünyada sadece bir gün kalsa, -Zaîde, hadisinde
şöyle dedi - Allah o gün'ü uzatır da - sonra bütün râvîler ittifak ettiler.[şek
râvî'dendir,] -O günde Benden veya ehli beytimden, adı adıma, babasının adı da
babamın adına uyan bir adam gönderir"
Fitr hadisinde şu ilâve
vardır: O şahıs "dünyayı, zulümle dolduğu gibi, adaletle
dolduracaktır" Süfyân hadisinde şöyle dedi. , Araplara, adı adıma uyan
ehl-i beytimden biri hakim olmadıkça dünya son bulmayacak, - Veya gitmeyecektir
-[Şek râvîdendir.]
Ebû Davûd der ki, Ömer
ve Ebu Bekr'in (rivayetleri) Süfyân'ın (rivayetinin) aynıdır, (yani son ilâve,
bunların rivayetinde de vardır.
İzah:
Tirmizî, Fiten
Tirmizî, hadis-î şerif
için "Hasen Sahîh" demiştir.
Dipnotta da işaret
edildiği gibi bu hadis, müsannıfa beş ayrı isnâdla gelmiştir. Bu isnâdlardaki rivayetler
mânâ itibariyle aynı olmakla birlikte, lâfız olarak aralarına bazı küçük
farklar vardır. Metinde bu farklar gösterilmiş, tercemeye de aynen
aktarılmıştır. Ancak bu: okuyucu için, hadisin mânâsını anlatmakta, bir güçlük
doğurmaktadır. Onun için, hadiste ifâde edilen mânâyı tekrar atkarmak
istiyoruz.
Efendimiz'in beyânına
göre, dünyanın ömründen sadece bir gün bile kalsa Cenab-ı Allah, o günü
uzatacak ve Rasûlullah'in ehl-i beytinden Abdullah oğlu Muhammed isminde bir
zat gönederecektir. Bu zat tüm araplara hakim olacak ve daha önce zulümle
dolan dünyayı adaletle dolduracaktır.
Ulemanın beyanına göre,
Rasûlullah'ın geleceğini haber verdiği bu zat Mehdî'dir. Mehdî'nin,
Rasûlullah'ın ehl-i beytinden olduğu, hadisle sabit olmakla beraber, oun Hz.
Hasan'm mı yoksa Hz. Hüseyin'in mi soyundan geleceği konusunda bir nâss yoktur.
Bu yüzden Ulema bu hususta ihtilâf etmiştir. Aliyyü'l Kârî Mirkat'da, iki
nesebin birlikte bulunmasına bir engel olmayacağını, zahire göre Mehdî'nin
baba tarafından Hz. Hasan, Anne tarafından Hz. Hüseyin'e mensup olacağını
söyler. Bunu söylerken de Hz. İbrahim'in oğullan İsmail ve İshak (s.s)'a kıyas
yapar, îsrailoğullarının bütün Nebileri Hz. îshak'm soyundan geldiği halde
bizim Nebiimiz (s.a.v.), Hz. İsmail'in soyundan gelmiş ve Öbürlerinin tümü
makamına kâîm olmuştur. Aynı şekilde İmamların çoğu ve Ümmetim büyükleri, Hz.
Hüseyin'in soyundan gelmiştir. İşte buna karşılık beklenen Mehdî'nin de Hz.
Hasan'ın soyundan gelmesi muvafıktır. İşte evliyanın sonuncusu olacak olan bu
zat, diğer büyük zevatın yerine ka-îm olacaktır.
Hadisten, gelecek zatın
adının Muhammed, babasının adının da Abdullah olacağı bildirilmektedir. Bu,
beklenen Mehdî'nin, Samerra'daki bir dehlizde gizli olan Muhammed b. Hasen el -
Askerî olduğunu söyleyen Şiâyı reddetmektedir. Çünkü onların iddia ettikleri
Mehdî'nin babasının adı Abdullah değil Hasen'dir.
Efendimiz'in
bildirdiğine göre, Mehdî geldiğinde yeryüzünü adaletle dolduracaktır. Kimi
alimler bundan maksadın tüm dünya, kimi alimler Arap ülkeleri ve ona tâbi
yerler olduğunu söylerler.
Süfyân'ın rivayetine
göre, Mehdî tüm Araplara malik olacaktır. Alimler "Araplar"m galibe
nazaran zikredildiğini, onun sadece Araplara değil tüm kavimlere mâlik
olacağını söylerler. Rasülullah'ın sadece Arapları anması, o zaman
Müslümanların araplardan oluşması, ya da diğer halklar müslüman olunca, ilk
müslüman olan Araplarla tek millet gibi olmalarıdır. Şüphesiz, doğrusunu Allah
bilir.