DEVAM: 3. Dili (Kötü
Sözden) Korumak
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
عُبَيْدٍ
حَدَّثَنَا
حَمَّادُ
بْنُ زَيْدٍ
حَدَّثَنَا لَيْثٌ
عَنْ طَاوُسٍ
عَنْ رَجُلٍ
يُقَالُ لَهُ
زِيَادٌ عَنْ
عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
عَمْرٍو
قَالَ قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
إِنَّهَا
سَتَكُونُ
فِتْنَةٌ
تَسْتَنْظِفُ
الْعَرَبَ
قَتْلَاهَا فِي
النَّارِ
اللِّسَانُ
فِيهَا
أَشَدُّ مِنْ
وَقْعِ
السَّيْفِ
قَالَ
أَبُو دَاوُد
رَوَاهُ
الثَّوْرِيُّ
عَنْ لَيْثٍ
عَنْ طَاوُسٍ
عَنْ الْأَعْجَمِ
Abdullah b. Amr
(r.a)'den rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "İleride
Arapları kaplayan bir fitne olacaktır. O fitnede öldürülenler cehennemdedir. O
fitnede dil kılıç darbesinden daha şiddetlidir."
Ebû Davûd der ki: Bu
hadisi, Sevri, Leys'ten, Tâvus'tan, o da A'cem’den rivayet etmiştir.
İzah:
Tirmizî. Fiten; İbn
Mâce; Ahmed b. Hanbel 11-212.
Daha önce geçen benzeri
hadislerde olduğu gibi, bu hadiste de çıkacak olan fitnede öldürülenlerin
cehennemlik oldukları bildirilmektedir. Çünkü bu tür savaşlarda, tarafların
maksadı, ya mevki ve makam elde etmek veya mal mülk edinmektir. Ya da maksadı
böyle olanlara yardım etmektir. Halbuki İslâm'ın arzu ettiği savaş, İlây-i
Kelimetûllah için olandır. Ancak bu mânâya yönelik olan savaşlarda ölenler
şehiddirler.
Nebi Efendimiz, o fitne
esnasında dilin, kılıç darbesinden daha şiddetli olduğunu ifade buyurmuştur,
el, KevkebuM - DürrîMe dilin kılıç darbesinden şiddetli oluşu şu iki şekilde
izah edilmiştir:
1- Hak söz, kılıçtan daha
şiddetlidir.
2- Dillerin tesiri,
kılıçların tesirinden daha fazladır.
3- Fitnecileri
kötülemek ve onlar aleyhinde konuşmak, bu fitneye katılmaktan daha şiddetlidir.
Burada bir de şu söylenebilir:
Kişi, bizzat savaşa katılmasa bile, taraflardan birisini över, Öbürünü yererse
fitne iyice alevlenir. Kurtubî'ye göre ise bu sözün mânâsı şudur: Fitne
zamanında zalim idarecilerin yanında dedikodu etmek, yalan söylemek, onlara
bilgi toplamak, kılıç darbesi kadar zararlıdır. Çünkü bu tür hareketler kin ve
düşmanlık doğurur ve fitnenin iyice kabarmasına sebep olur.
Mişkat Haşiyesi'nde
es-Seyyid'de Kurtubî'nin yukarıdaki izahına benzer şeyler söylemiştir.