SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

HATEM BAHSİ

<< 4239 >>

DEVAM: 8. Kadınların Altın Kullanması

 

حَدَّثَنَا حُمَيْدُ بْنُ مَسْعَدَةَ حَدَّثَنَا إِسْمَعِيلُ حَدَّثَنَا خَالِدٌ عَنْ مَيْمُونٍ الْقَنَّادِ عَنْ أَبِي قِلَابَةَ عَنْ مُعَاوِيَةَ بْنِ أَبِي سُفْيَانَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ نَهَى عَنْ رُكُوبِ النِّمَارِ وَعَنْ لُبْسِ الذَّهَبِ إِلَّا مُقَطَّعًا

 

قَالَ أَبُو دَاوُد أَبُو قِلَابَةَ لَمْ يَلْقَ مُعَاوِيَةَ

 

Muaviye b. Ebî Süfyân (r.a)'dan rivayet edildi ki: Rasûlullah (s.a.v.) kaplanlara (derilerine) binmekten ve parçalanmış olanı hariç, altın takınmaktan nehyetti.

 

 

İzah:

Nesaî, Zinet; Ahmed b. Hanbel, IV-92, 93, 95, 98, 99.

 

Münzirî bu hadiste iki yerde inkıta olduğunu söyler. Buhari: Meymunu'l-Kannad'ın Said b. Müseyyeb'den ve Ebû Kılabe'den Mürsel olarak rivayet ettiğini söylemektedir.

 

Ebû Hatim er Râzî de, Ebû Kılâbe'nin, Muâviye b. Ebî Süfyan'dan birşey duymadığını söylemiştir.

 

Hadis-i şerife göre Rasûlullah (s.a.v.) iki şeyi men etmiştir. Bunlardan bi­ri kaplan derilerinin üzerine oturmaktır. Bundan maksat, atların eğerleri üzerine kaplan derisi koyup üzerine oturmaktır. Nehye sebep de bunun bir kibirlilik alameti veya Acem adeti oluşudur.

 

Hadisle nehy edilen ikinci konu: parça halinde olan hariç, altın takın­maktı. Bu nehye göre, altının parça halindeki olan mubah, büyük olanı ha­ramdır. Bu konuyu birçok alim ele almış ve incelemiştir. Bu incelemeler­den bazılarını buraya aktarmak istiyoruz.

 

Şevkanî, Neylü'l Evtâr'da: "Bu hadisteki parçaların, affedilen bir mik­tar ile kayıtlanması gerekir. Muhtelif hadislerin arasını cem etmek için buna ihtiyaç vardır." demektedir.

 

İbn Reslân'da şöyle der "Bu hadisteki nehyden maksat, çok olan al­tındır. Kadınlar için küpe, yüzük veya erkeklerin kılıçlarını süsledikleri küçük parçalar değildir. İsrafçıların, büyüklük taslayan ve gösteriş peşin-dekilerin adeti olan çok altın ise caiz değildir. Altının çoğu ile azı arasını ayıran ölçü, zekâtın farz olduğu nisap miktarına varıp varmam asıdır".

 

Hattabî'de Mealimü's - Sünen'de buna benzer şeyler söylemiş ve bu­radaki istisnayı kadınlara has kılmış ve şöyle demiştir.

 

"Çünkü altın cinsi, kadınlara haram değildir. Erkeklere ise azı da çoğu da haramdır."

 

İbnü'l Esîr, en - Nihâye adındaki eserinde, az önce İbn Reslân'dan naklettiklerimize çok yakın şeyler söyledikten sonra şunları ilâve etmek­tedir: "Çünkü bazen altının sahibi cimrilik yapıp, zekâtını vermez ve zi-nete zekâtı farz kılanlara göre günaha girmiş olur.

 

İbnü'l Kayyîm'in, İbn Taymiye'den duyduğunu söyleyerek naklettiği şu cümlelerle ulemadan yaptığımız nakillere son vermek istiyoruz: "Mut­lak mânâda, altının mubah oluşu konusundaki Muâviye hadisi, sırf altına değil, elbisedeki alem gibi başka şeye tabî olan hakkındadır."

 

İbn-i Teymiye'nin bu sözleri; parça halinde olan altının, erkeğe mubah kabul edilmesi haline aittir. Kadınlarla ilgili değildir.

 

Ebû Davud'un bu babda geçen hadisleri, müstakil olarak ele alındığın­dan altından yapılan takıların kadınlara da haram olduğu izlenimini ver­mektedir. Ancak, altının kadınlara mubah olduğunu bildiren hâdis-i şerif­lerle birlikte ele alındığı zaman, hadisler arasındaki bir çelişki göze çarp­maktadır. Alimlerimiz bu çelişkiyi şu yollarla tevil etmişlerdir.

 

1- Altını yasaklayan hadisler mensuhtur. (hükmü kakmıştır)

 

2- Yasak olan, zekâtı verilmemiş olanıdır.

 

3- Gösteriş ve kibirlilik için takıldığı takdirde caiz değil, aksi halde ca­izdir. Az ile çoğun sınırı nisaba baliğ olup olmamasıdır.