بَاب
مَا جَاءَ فِي
تَرْكِ
الْخَاتَمِ
2. Yüzüğü Terketmek
Konusu
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
سُلَيْمَانَ
لُوَيْنٌ
عَنْ
إِبْرَاهِيمَ
بْنِ سَعْدٍ
عَنْ ابْنِ
شِهَابٍ عَنْ
أَنَسِ بْنِ
مَالِكٍ أَنَّهُ
رَأَى فِي
يَدِ
النَّبِيِّ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
خَاتَمًا
مِنْ وَرِقٍ
يَوْمًا
وَاحِدًا
فَصَنَعَ
النَّاسُ فَلَبِسُوا
وَطَرَحَ
النَّبِيُّ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَطَرَحَ
النَّاسُ
قَالَ أَبُو
دَاوُد
رَوَاهُ عَنْ
الزُّهْرِيِّ
زِيَادُ بْنُ
سَعْدٍ
وَشُعَيْبٌ
وَابْنُ
مُسَافِرٍ كُلُّهُمْ
قَالَ مِنْ
وَرِقٍ
Enes b. Mâlik (r.a)
rivayet edildi ki: O bir tek gün Rasûlullah (s.a.v.)'in elinde gümüş bir yüzük
gördü (onu gören) insanlar da yüzük yaptırıp takındılar. Bunun üzerine Hz.
Peygamber (s.a.v.) yüzüğü attı, insanlar da attılar.
Ebû Davûd der ki: Bu
hadîsi Zührî'den Ziyad b. Sa'd, Şuayb ve İbn Müsafir rivayet etti ve hepsi
"gümüş yüzük" dedi.
İzah:
Buharî, libas; Müslîm,
Libas; Nesaî
Hadîsin Buharî ve
Müslim'deki rivayetlerinde "İnsanıar da gümüşten yüzükler
yaptırdılar" cümlesi yer almaktadır. Hadisin siyakı, Hz. Nebi (s.a.v.)'in
başkalarının da yaptırıp takındıklarını görünce, takinmakda olduğu gümüş yüzüğü
attığı anlayışını vermektedir. Halbuki vakıa bu değildir. Çünkü meşhur rivayetlerde
belirtildiğine göre, Hz. Nebi'in takındıktan sonra attığı yüzük, gümüşten
değil, altından idi. Tüm ulemâ Rasûlullah'ın gümüş yüzük takındığında ve bunu
terketmediğinde müttefiktir. Ancak, bu hadîsi tevil ya da diğer rivayetlerle
telifte farklı görüşlere sahip olmuşlardır. Bu görüşleri şu maddelerde
toplayabiliriz:
1- Hadîsin rivayetinde
yanlışlık yapılmıştır. Doğrusu "gümüş yüzük" değil, diğer
rivayetlerde olduğu gibi "altın yüzüktür"
Nevevî, Kâdî İyâz'a
tebean "tüm ehl-i hadîs bunun İbn-i Şihâb'dan bir vehim olduğunu, çünkü
atılan yüzüğün altın yüzük olduğunu söylerler." demektedir.
2- Hz. Nebi (s.a.v.)
altın yüzüğün haram olduğunu bildirmek isteyince gümüşten bir yüzük yaptırdı.
Onun mubah olduğunu anlatmak için, o gün, halka gösterdi sonra da altın yüzüğü
atıp onun haram olduğunu bildirdi. Bunun üzerine insanlar da eskiden ellerinde
olan altın yüzükleri attılar. Buna göre bu hadîsteki "yüzüklerini
attılar" sözünün mânâsı "altından olan yüzüklerini attılar"
demektir.
Nevevî bu tevilin sahih
olduğunu ve hadiste bu anlayışa engel teşkil edecek bir noktanın bulunmadığını
söylemektedir.
Bu tevile Buharî'deki
ve Müslim'deki "İnsanlar da gümüşten yüzükler edindiler" şeklinde
varid olan cümle, itiraz olarak ileri sürülebilir. Nevevî bu itiraza şu cevabı
vermektedir. "Muhtemeldir ki, Hz. Nebi
(s.a.v.)'in gümüşten bir yüzük yaptırmak istediğini öğrenince, onlar da
gümüşten yüzükler yaptırdılar, ve altın yüzükleri ellerinde kaldı. Rasûlullah
(s.a.v.) altın yüzüğünü atınca, onlar da altın yüzüklerini attılar".
3- Hadîs'teki
"yüzüğünü attı" sözündeki yüzükten maksat altın yüzüktür.
4- Hadîste,
Rasûlullah'ın attığı yüzüğün, gümüş yüzük olduğunu gösteren bir kayıt yoktur.
Aksine o mutlaktır. Rasûlullah'ın altın yüzüğünü attığına hamledilir.
Bu son iki tevile,
Buhari haşiyesinde Sindî nakletmekte ve uzak birer tevil olduğuna işaret
etmektedir.
5- Zührî'nin hadisi
muhtasardır. Asıl maksadın anlaşılmasını engelleyen bir hazîf vardır. Akla ilk
gelen mânâ değildir.
Aksine mânâ şudur:
Rasûlullah (s.a.v.) ve Sâhâbîler daha önceden alim yüzüklerini atmışlardı'1
ancak bu anlayışı verecek olan kısım hazfedilmiştir.
Bu izahı Bezlü'l Mechûd
sahibi Sehâr Nefurî, Muhammed Yahya'dan nakletmiştir. Onu bu anlayışa sevkeden
amil, Ebû Davud'un hadisin sonuna aldığı talikin hadiste vehm olduğu
ihtimaline meydan vermeyişidir. Çünkü Ebû Davûd tâîikinda, hadîsi Zührî'den
nakleden tüm ravîlerin "gümüş" diye naklettiklerini söylemektedir.
Hadîsteki vehmin,
İbrahim b. Sad'den kaynaklandığı söylense, Ebû Davud'un taliki ile karşı
çıkılabilir. Ama alimler vehmi İbn Şihâb ez-Zührî'ye nisbet etmişlerdir.
6- Hz. Nebi'in attığı
yüzük gümüştendir. Rasûlullah, halkın gümüş yüzük takarak kibirlenmelerinden
korktuğu için yüzüğünü çıkartıp atmıştır. Yahut attığı yüzük gümüş kaplanmış,
demir yüzüktür.
Bu tevili Şemail şerhinde
Kârî, Begavî'den nakletmiştir. Ancak Ulema arasında pek rağbet gördüğü
söylenemez.
Bu tevillerden
sonuncusu hariç hangi tevil kabul edilirse edilsin kesin olan şudur: Hz. Nebiin
(s.a.v.) halkın da takındıklarını görünce çıkartıp attığı yüzük gümüşten
değil, altından idi.