DEVAM: 4. Kadınların
Kına Yakmaları
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
مُحَمَّدٍ
الصُّورِيُّ
حَدَّثَنَا
خَالِدُ بْنُ
عَبْدِ الرَّحْمَنِ
حَدَّثَنَا
مُطِيعُ بْنُ
مَيْمُونٍ
عَنْ
صَفِيَّةَ
بِنْتِ
عِصْمَةَ عَنْ
عَائِشَةَ
رَضِيَ
اللَّهُ
عَنْهَا
قَالَتْ
أَوْمَتْ امْرَأَةٌ
مِنْ وَرَاءِ
سِتْرٍ
بِيَدِهَا
كِتَابٌ
إِلَى
رَسُولِ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَقَبَضَ
النَّبِيُّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَدَهُ
فَقَالَ مَا
أَدْرِي
أَيَدُ
رَجُلٍ أَمْ يَدُ
امْرَأَةٍ قَالَتْ
بَلْ
امْرَأَةٌ
قَالَ لَوْ
كُنْتِ امْرَأَةً
لَغَيَّرْتِ
أَظْفَارَكِ
يَعْنِي
بِالْحِنَّاءِ
Âişe (r.a)'nın şöyle
dediği rivayet edilmiştir; Elinde Resûlııllaha mektup bulunan bir kadın,
perdenin arkasından işaret etti (elini uzattı) Resûlullah elini tuttu (mektubu
almadan çekti) ve: "Bu erkek eli mi, yoksa kadın eli mi bilmiyorum?"
buyurdu. Kadın: "Kadın elidir" dedi. Resûlullah (s.a.v.): "Eğer
sen kadın olsaydın tırnaklanın (n rengini) kına ile değiştirirdin"
buyurdu.
İzah:
Nesaî Zînet: Ahmed b Hanbel,
VI, 262.
Bu üç hadis kadınların
kına yakmalarıyla ilgilidir. Birincisi başa. diğerleri de ellere kına yakmayı
konu edinmişlerdir.
İlk hadisten
anlaşıldığına göre, kadınların başlarına kına yakmaları mubahtır. Ancak Hz.
Nebi, (s.a} kokusunu sevmediği için. Aişe (r.a) başına kına yakmamış. Bu
tamamen beşerî bir özelliktir. Resûlullah'm kına kokusunu sevmemesi, onun
mekruh olmasını gerektirmez.
Hadisten İstifâde
edilmesi gereken diğer bir dersde şudur: Kadınlar, kocalarının sevmedikleri
kılık ve davranışlardan kaçınmalı, onların hoşlanacağı şekilde hareket etmeli
ve giyinmelidirler. Bu erkeklerin kadınlar üzerindeki bir haklarıdır.
ikinci hadisten Hıncı
b. Utbe söz konusu edilmektedir. Bu hanım, Ebû süfyâtı'ın hanımı, Hz.
Musâviye'nin annesidir. Mekke fethedildiğinde, Resûlullah (s.a.v.) kadınlardan
hırsızlık yapmayacaklarına ve zina etmeyeceklerine dair bî'at almıştı. Hadisin
siyakından, Hz. Nebiin hanımlarla elleri ile bî'at ettiği zannedilebilir. Ama
gerçek öyle değildir. Hz. Nebiin kadınlarla olan bî'atı söz ile olmuştur. Hz.
Âişe ''Vallahi onun eli yabancı hiç bir kadının eline değmemiştir."
buyurmuştur. Şâbî ise Efendimiz'in kadınlarla elinde bez sarılı olarak biat
ettiğini söylemiştir. Bu hadiste konu edilen olay şöyle olmuştur. Hz. Nebi, Hind
ile bîat edeceği zaman onun elinde kına olmadığını görmüş ve ellerini vahşî
hayvanın ayaklarına benzeterek, ellerinin şeklini kına yakarak değiştirmedikçe
kendisi ile bîat etmeyeceğini söylemiştir.
Üçüncü hadiste de yine
Efendimiz, elinde kına olmayan kadına tarizda bulunmuş ve ona kına yakmasını
tavsiye etmiştir. Bu iki hadis, kadınların ellerine kına yakmalarının
müstehap, erkeklerin yakmaların ise mekruh olduğuna delâlet etmektedir.
Rasûlullarfın kına yakmayan kadınlara-bu kadar sert davran mas ındaki sebep,
onların bu hâlleri ile erkeklere benzemeleridir. Kadınlar ve erkekler gerek
giyiniş, gerek davranış, gerekse süslenme bakımından birbirlerinden farklı
olmalarıdırlar.
Buharı ve Müslim'in,
İbn AbbasMan rivayet ettikleri bir hâdise göre Nebi (s.a.v.), "Kadınlara
benzeyen erkeklere ve erkeklere benzeyen kadınlara Allah lanet etsin"
buyurmuştur.[Buhari, libas]
Hâdis-i şeriften
anlaşıldığına göre: Kadınların kınalı olan elleri yabancıya karşı mahrem
değildir. Zaten ilgili âyette [Nur 31] açıkta olan zinetlerin gösterilmesinin
caiz olduğu belirtilmektedir.