SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

ET’İME BAHSİ

<< 3844 >>

بَاب فِي الذُّبَابِ يَقَعُ فِي الطَّعَامِ

48. İçine Kara Sinek Düşen Bir Yemeği Yemek

 

حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ حَدَّثَنَا بِشْرٌ يَعْنِي ابْنَ الْمُفَضَّلِ عَنْ ابْنِ عَجْلَانَ عَنْ سَعِيدٍ الْمَقْبُرِيِّ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِذَا وَقَعَ الذُّبَابُ فِي إِنَاءِ أَحَدِكُمْ فَامْقُلُوهُ فَإِنَّ فِي أَحَدِ جَنَاحَيْهِ دَاءً وَفِي الْآخَرِ شِفَاءً وَإِنَّهُ يَتَّقِي بِجَنَاحِهِ الَّذِي فِيهِ الدَّاءُ فَلْيَغْمِسْهُ كُلُّهُ

 

Ebû Hureyre (r.a)'den rivayet olunduğuna göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Birinizin (içinde sulu yemek bulunan) kabına kara sinek düştüğü vakit onu (tamamen yemeğin içine) batırınız. Çünkü onun bir kanadında hastalık (yapan mikrop), diğerinde de şifa vardır ve o (tehlikelerden) içinde hastalık bulunan kanadıyla korunur. (Bu nedenle yemeğe bu kanadıyla düşer, diğer kanadı ise dışarda kalır). Binaenaleyh (şifalı kanadındaki şifayı yemeğe bırakarak öbür kanadıyla bıraktığı hastalığı tesirsiz hale getirmek için) onun her tarafını (yemeğe) batırınız."

 

 

İzah:

Buhari, bedu'l-halk, tıb; Nesâî, fer'; İbn Mâce, tıbb; Dârimî, et'ime; Ahmed b. Hanbel, II, 229, 246, 263, 340, 355, 388, 398, 443, III, 24.

 

Bu hadis-i şerifi açıklarken Hattâbî şöyle diyor:

 

"Hadis-i şerif, köpek gibi hakkında pis olduğuna dair şer'î bir delil bulunmayan tüm hayvanların vücutlarının temiz olduğuna ve sinek gibi akar kanı olmayan canlıların, içine düştükleri sıvıları pisletmeye­ceklerine delâlet etmektedir.

 

Ulemanın pek çoğunun görüşü budur. Ancak İmam Şafiî'nin bu mev-zudaki iki görüşünden birine göre, bu canlılar içine düştükleri az miktarda sulan pisletirler.

 

Yahya b. Ebû Kesîr'in de akrebin içine düştüğü az suyu pislediğini söy­lediği rivayet edilmiştir. Ulemanın büyük çoğunluğu ise aksi görüştedir.

 

Bazı kimseler, sineğin bir kanadında zehir bir kanadında da şifa bulun­masını akıllarına siğd ıramı yarak bu hadisi tenkid etmeye yeltenmişlerdir.

 

Oysa bunun sayılamıyacak kadar örnekleri vardır. Her hayvanın vücu­dunda soğuk ve sıcak, kuruluk ve yaşlılık gibi birbirine zıt unsurların bulun­duğu herkesin malumudur. Yüce Allah bu zıt unsurların arasını uzlaştırarak sahipleri için faydalı bir kuvvet haline getirmiştir. Akıllı insana düşen; kar­nında bal iğnesinde zehir taşıyan arıya bal ve petek yapmasını öğreten yüce Allah'ın, sineğe kendisini zehirli kanadıyla savunmasını öğretebileceğim ka­bul ederek hak ve hakikati inkâra yeltenmemek, hâdiselere ibret nazariyle bakmaktır. Kulluğun ve imtihanın gereği de budur."