DEVAM: 45. Ehli
Kitabın Kaplarında Yemek Yemek
حَدَّثَنَا
نَصْرُ بْنُ
عَاصِمٍ
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
شُعَيْبٍ
أَخْبَرَنَا
عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
الْعَلَاءِ
بْنِ زَبْرٍ
عَنْ أَبِي
عُبَيْدِ
اللَّهِ
مُسْلِمِ بْنِ
مِشْكَمٍ
عَنْ أَبِي
ثَعْلَبَةَ
الْخُشَنِيِّ
أَنَّهُ
سَأَلَ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ إِنَّا
نُجَاوِرُ
أَهْلَ
الْكِتَابِ
وَهُمْ
يَطْبُخُونَ
فِي
قُدُورِهِمْ
الْخِنْزِيرَ
وَيَشْرَبُونَ
فِي
آنِيَتِهِمْ
الْخَمْرَ
فَقَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
إِنْ وَجَدْتُمْ
غَيْرَهَا
فَكُلُوا
فِيهَا وَاشْرَبُوا
وَإِنْ لَمْ
تَجِدُوا
غَيْرَهَا فَارْحَضُوهَا
بِالْمَاءِ
وَكُلُوا
وَاشْرَبُوا
Ebû Sa'lebe
el-Huşenî'den rivayet olunduğuna göre; Kendisi Rasûlullah (s.a.v.)'e: Biz (bazen)
ehl-i kitapla karşılaşıyoruz, tencerelerinde domuz (eti) pişiriyorlar,
bardaklarında şarap içiyorlar. (Bu durumda bizim onların kaplarını kullanmamız
caiz olur mu)? diye sormuş. Rasûlullah (s.a.v.) de: "Eğer onlardan başka
kaplar bulursanız bulduğunuz kaplarda yiyiniz içiniz. Fakat başka kaplar
bulamazsanız onların kaplarını suyla yıkayınız ve (onlarda) yiyiniz,
içiniz" buyurmuş.
İzah:
Buharî, zebâih; Müslim,
sayd; Ebû Dâvûd, edâhi; Tirmizî, sayd, et'ime, siyer ; İbn Mâce, sayd; Dârimî,
siyer; Ahmed b. Hanbel, II, 184, 193, 194, 195.
Hattâbî'nin
açıklamasına göre, 3838 numaralı hadis-i şerif müşriklerin yemek ve su
kaplarından yemek yemenin ve su içmenin caizliğini ifade etmekle beraber,
aslında bu cevaz mutlak değildir. Bu bakımdan söz konusu cevazın 3839 numaralı
hadiste yeralan "başka bir kap bulamama" ve bir de "yıkama"
şartlarıyla kayıtlı olduğunu unutmamak gerekir. Binaenaleyh müşriklerin
kaplarını kullanmanın caiz olabilmesi için onlardan başka bir kap bulamamış
olmak, ikinci olarak da onları temiz su ile iyice yıkamak şarttır.
Onların suları ile
elbiselerine gelince; eğer onlar pislikten sakınmayan, elbise temizlemede idrar
kullanan kavimlerden değillerse suları ve elbiseleri temiz sayılır. Aksi
takdirde pislik değmediği kesin olarak bilinmedikçe pis sayılır.
Bezlü'l-Mechûd
yazarının açıklamasına göre, Şerhu'1-İkna' isimli eserde şöyle deniyor:
"Eğer bu müşrikler
ibadetlerini bir takım necasetler kullanarak yapmıyorlarsa onların kaplarını
kullanmak caizdir. Nitekim Fahr-i Kâinat Efendimiz, müşrik bir kadının
yolculukta kullandığı bir su kabından abdest almıştır."
Hz. Nebi'in hicret
yolculuğu esnasında Hz. Ebû Bekir'in müşrik bir çobana sağdırdığı sütü o
çobanın kabından içmesi de bunu gösterir.
Muğnî yazarı İbn Kudâme,
mecûsilerle puta tapanların ehl-i kitap olmadıklarını söylemiş; Mâlikî
ulemasından Kâdî de onların yemeklerinin ve yedikleri etlerin ölü hayvan
etinden hâli olmayacağı cihetle onların kullandıkları kapları kullanmanın caiz
olmayacağını bildirmiştir.
Ebu'l-Hattâb ise bu
mevzuda ehl-i kitapla ehl-i kitap olmayan müşrikler arasında bir fark
görmemiştir ki İmam Yâfiî'nin görüşü de budur. Delili ise Hz. Nebi'in ve
sahâbîlerinin müşrik bir kadının yolculukta kullandığı su kabından abdest
almalarıdır. Ahmed b. Hanbel'in bu mevzudaki görüşü de Kâdî'nin görüşü
gibidir.
Hanefî ulemasından
el-Aynî de bu mevzuda şöyle diyor: "Aslında ehl-i kitap ile mecusilerin
kapları temizdir. Bununla beraber yıkanması müstehaptır. Pis olduklarının kesin
olarak bilinmesi halinde bu kapları yıkamak icab eder."
Nitekim 3839 numaralı
hadiste, "Onlar tencerelerinde domuz pişiriyorlar... (onların kaplarını
kullanalım mı)?" sorusuna karşılık Hz. Nebi'in,"Başka bir kap
bulamazsanız onları yıkayınız ve onlardan yiyiniz, içiniz"
karşılığını vermesi de
bu görüşü teyid eder.
Bu hususta Ahmed
Davudoğlu ise şöyle demektedir: "Bu tafsilat, başka kap bulunduğu zaman
ehl-i kitabın kaplarım kullanmanın mekruh olmasını iktiza eder. Halbuki fukaha
ehl-i kitabın kaplarından başkası bulunsun bulunmasın, yıkamak şartıyle bu
kaplardan yiyip içmenin kerahatsiz caiz olduğunu söylemişlerdir.
Bu meselenin cevabı
şudur: Yasaklanmadan murad içerisinde domuz eti pişirilen kaplarla şarap
kaplarıdır. Bunlar yıkandığı halde kullanılmasının yasak edilmesi,
iğrençliğinden ve pislik konmak için hazırlanmış olduklanndandir. Fukahamn
muradı ise, küffârın ekseriyetle necasette kullanmadıkları
kaplardır."[Sahih-i Müslim Terceme ve Şerhi, IX, 157.]