SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

AKDİYE BAHSİ

<< 3595 >>

DEVAM: 12. Sulh

 

حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ صَالِحٍ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِي يُونُسُ عَنْ ابْنِ شِهَابٍ أَخْبَرَنِي عَبْدُ اللَّهِ بْنُ كَعْبِ بْنِ مَالِكٍ أَنَّ كَعْبَ بْنَ مَالِكٍ أَخْبَرَهُ أَنَّهُ تَقَاضَى ابْنَ أَبِي حَدْرَدٍ دَيْنًا كَانَ عَلَيْهِ فِي عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فِي الْمَسْجِدِ فَارْتَفَعَتْ أَصْوَاتُهُمَا حَتَّى سَمِعَهُمَا رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَهُوَ فِي بَيْتِهِ فَخَرَجَ إِلَيْهِمَا رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ حَتَّى كَشَفَ سِجْفَ حُجْرَتِهِ وَنَادَى كَعْبَ بْنَ مَالِكٍ فَقَالَ يَا كَعْبُ فَقَالَ لَبَّيْكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ فَأَشَارَ لَهُ بِيَدِهِ أَنْ ضَعْ الشَّطْرَ مِنْ دَيْنِكَ قَالَ كَعْبٌ قَدْ فَعَلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قُمْ فَاقْضِهِ

 

Kâ'b b. Mâlik'in haber verdiğine göre; Kendisi, Rasûlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında, İbn Ebî Hadred'de olan alacağını, (ondan) mescidde sert bir şekilde istemiş, ikisinin sesleri de evinde bulunan Rasûlullah (s.a.v.) işitecek kadar yükselmiş. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) onlar(ın yanın)a çıkmak isteyip odasının (önünde gerili bulunan) perdesini açarak Kâ'b b. Mâlik'e; "Ey Kâ'b!" diye seslenmiş. (O da), "Buyur ya Rasûlallah" diye cevap verince, ona "alacağının yarısını düş" diye eliyle işaret etmiş. Kâ'b da: "Ey Allah'ın Rasûlu, (bu tavsiyeyi derhal) yerine getiriyorum" diye cevap vermiş.

 

Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) (borçluya dönerek): "Kalk, (kalan) borcunu (derhal) öde" buyurmuştur.

 

 

Diğer tahric: Buhari, salât, husûmât, sulh; Müslim, müsâkât; Nesâî, kudât; İbn Mâce, sadakat; Dârimî, buyu'; Ahmed b. Hanbel, VI, 390.

 

AÇIKLAMA:

 

Neylü'I-Evtâr müellifi Şevkânî'nin de ifade ettiği gibi, ala­caklı Kâ'b b. Mâlik ile borçlu İbn Ebî Hadred arasındaki münakaşa konusu, borcun miktarı olabileceği gibi borcun ödeme süresi de olabilir. Münakaşa konusunun, borcun miktarı üzerinde olduğu kabul edi­lirse Hz. Nebi, Kâ'b'a, "yarısını düş" derken "borcunun yarısından vazgeç" demek istemiştir.

 

Bu durumda hadis, davalının, aleyhindeki iddiayı reddetmesi halinde de taraflar arasında sulh yapılabileceğine delâlet etmektedir. Bir önceki ha­disin şerhinde de açıkladığımız gibi İmam Ebû Hanîfe ile İmam Ahmed, İmam Mâlik ve alimlerin çoğunluğu bu görüştedirler.

 

Eğer ihtilâf konusunun ödeme süresinin sona erip ermediği meselesi ol­duğu kabul edilirse; o zaman bu hadiste, davalının aleyhindeki iddianın doğ­ruluğunu kabul etmemesi halinde yapılan sulhun caiz olacağına dair bir de­lil yoktur. Sulh konusundaki görüşleri bir önceki hadisin şerhinde açıklamıştık.

 

Metinde geçen "yarısını düş" sözü bir tavsiye niteliğinde olmakla bera­ber; "borcunu öde" sözü vücûb ifade eden bir emirdir.