SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

BUYU’ ve İCARE BAHSİ

<< 3363 >>

DEVAM: 19. Ariyye Yoluyla Yapılan Alışverişler

 

حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ حَدَّثَنَا ابْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ بُشَيْرِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ سَهْلِ بْنِ أَبِي حَثْمَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ نَهَى عَنْ بَيْعِ التَّمْرِ بِالتَّمْرِ وَرَخَّصَ فِي الْعَرَايَا أَنْ تُبَاعَ بِخَرْصِهَا يَأْكُلُهَا أَهْلُهَا رُطَبًا

 

Sehl b. Ebî Hasme'den rivayet edildiğine göre; Rasûlullah (s.a.v.), (taze) meyveyi hurma karşılığında satmayı nehyetti, arâyâya ise ruhsat verdi. O; meyevenin tahmin edilerek kendi mikdarı karşılığında satılmasıdır. Taze meyveyi (satın alan) sahipleri onu taze olarak yerler.

 

 

İzah:

Buharî, buyu'; Müslim, buyu'; Nesâî, buyu'; İbn Mâce, ticârât; Muvatta, buyu'

 

Hadiste söz konusu edilen "meyve"den maksat taze hurmadır.Çünkü konu, aynı cins malların birbirleri mukabilinde satımı ile ilgilidir.

 

Yukarıdaki hadis-i şerif izah edilirken arâyâ ile ilgili olarak yeterli bil­ginin verildiği kanaatindeyiz. Yine orada, Hattâbî'nin bu hadisi ileri süre­rek Şâfiîlerin arâyâ anlayışını savunduğunu belirtmiştik.

 

Karşı görüşte olanların, yani arâyâyı bir hibe olarak gören Hanefî ve Mâlikîlerin bu rivayeti te'vil etmeleri gerekir. Çünkü ravi Hz. Nebi (s.a.v.)'in arâyâya ruhsat verdiğini söyledikten sonra onu bir alım satım olarak izah etmiştir.

 

Umdetu'l-Kârî'de: "Hadiste, bu akdin ravi tarafından "satış" diye ad­landırılması; onu "satış" olarak tasavvur etmesinden dolayıdır. Onun ger­çek manada bir satış olmasından dolayı değildir. Çünkü ariyye, (adından da anlaşıldığı gibi) bir alışveriş değil, atiyyedir" denilmektedir. Aynî bu görüşünü; kendisine iare edilen kişinin malı eline almadan ona sahip olamayaca­ğını, sahib olmadığı bir malı da satamayacağını söyleyerek kuvvetlendirmek ister. Ancak bu, karşı görüş sahiplerini ilzam etmez. Çünkü onlar arayanın bir iare olduğunu kabul etmezler.

 

Bezi sahibi de Aynî'nin bu sözlerini aynen nakletmiş, yeni bir şey ilâve etmemiştir.

 

Hadisin sonundaki; "sahipleri onu taze olarak yerler" ifadesi, akdin cevazını te'kidle ifade için söylenmiş olsa gerektir.