بَاب
فِي
اقْتِضَاءِ
الذَّهَبِ
مِنْ الْوَرِقِ
14. Gümüşün Yerine
Altın Almak
حَدَّثَنَا
مُوسَى بْنُ
إِسْمَعِيلَ
وَمُحَمَّدُ
بْنُ
مَحْبُوبٍ
الْمَعْنَى
وَاحِدٌ
قَالَا
حَدَّثَنَا
حَمَّادٌ
عَنْ سِمَاكِ
بْنِ حَرْبٍ
عَنْ سَعِيدِ
بْنِ
جُبَيْرٍ عَنْ
ابْنِ عُمَرَ
قَالَ كُنْتُ
أَبِيعُ الْإِبِلَ
بِالْبَقِيعِ
فَأَبِيعُ
بِالدَّنَانِيرِ
وَآخُذُ
الدَّرَاهِمَ
وَأَبِيعُ بِالدَّرَاهِمِ
وَآخُذُ
الدَّنَانِيرَ
آخُذُ هَذِهِ
مِنْ هَذِهِ
وَأُعْطِي
هَذِهِ مِنْ
هَذِهِ
فَأَتَيْتُ
رَسُولَ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
وَهُوَ فِي
بَيْتِ
حَفْصَةَ فَقُلْتُ
يَا رَسُولَ
اللَّهِ
رُوَيْدَكَ أَسْأَلُكَ
إِنِّي
أَبِيعُ
الْإِبِلَ
بِالْبَقِيعِ
فَأَبِيعُ
بِالدَّنَانِيرِ
وَآخُذُ
الدَّرَاهِمَ
وَأَبِيعُ
بِالدَّرَاهِمِ
وَآخُذُ
الدَّنَانِيرَ
آخُذُ هَذِهِ مِنْ
هَذِهِ
وَأُعْطِي
هَذِهِ مِنْ
هَذِهِ
فَقَالَ
رَسُولُ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ لَا
بَأْسَ أَنْ
تَأْخُذَهَا
بِسِعْرِ
يَوْمِهَا
مَا لَمْ
تَفْتَرِقَا
وَبَيْنَكُمَا
شَيْءٌ
İbn Ömer (r.a.)'dan
rivayet edilmiştir; der ki: Bakî'da deve satardım; (bazan) dinar karşılığında
satar dirhem alır, (bazan da) dirhem karşılığı satar, dinar alırdım.
(Sattığımda) bunun dirhemin) yerine şunu (dinarı) alır ve (aldığımda da) bunun
yerine şunu verirdim.
Rasûlullah (s.a.v.)'a
gidip: Ya Rasûlallah, müsaade eder misin, sana (bir şey) soracağım. Ben (bir
malı) dirhem mukabilinde satıp, dinar alıyorum. Bunun yerine şunu alıyor ve
bunun yerine şunu veriyorum (altının yerine gümüşü alıp veriyorum), dedim.
Rasûlullah (s.a.v.): "Aranızda (ödenmemiş) bir şey kalmadıkça o günün rayici
ile (birinin yerine ötekini) almanda mahzur yok" buyurdu.
Diğer tahric: Tirmizî,
buyu'; Nesâî, buyu'; İbn Mâce, ticârât; Dârimî, buyu'