DEVAM: 88. Ariyetin
Tazmini
حَدَّثَنَا
أَبُو بَكْرِ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ
حَدَّثَنَا
جَرِيرٌ عَنْ
عَبْدِ الْعَزِيزِ
بْنِ
رُفَيْعٍ
عَنْ أُنَاسٍ
مِنْ آلِ عَبدِ
اللَّهِ بْنِ
صَفْوَانَ
أَنَّ رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ قَالَ
يَا
صَفْوَانُ
هَلْ
عِنْدَكَ
مِنْ سِلَاحٍ
قَالَ عَوَرً
أَمْ غَصْبًا
قَالَ لَا بَلْ
عَوَرً
فَأَعَارَهُ
مَا بَيْنَ
الثَّلَاثِينَ
إِلَى
الْأَرْبَعِينَ
دِرْعًا وَغَزَا
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
حُنَيْنًا
فَلَمَّا
هُزِمَ
الْمُشْرِكُونَ
جُمِعَتْ
دُرُوعُ
صَفْوَانَ
فَفَقَدَ مِنْهَا
أَدْرَاعًا
فَقَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
لِصَفْوَانَ
إِنَّا قَدْ
فَقَدْنَا
مِنْ أَدْرَاعِكَ
أَدْرَاعًا
فَهَلْ
نَغْرَمُ
لَكَ قَالَ
لَا يَا رَسُولَ
اللَّهِ
لِأَنَّ فِي
قَلْبِي
الْيَوْمَ
مَا لَمْ
يَكُنْ
يَوْمَئِذٍ
قَالَ أَبُو دَاوُد
وَكَانَ
أَعَارَهُ
قَبْلَ أَنْ
يُسْلِمَ
ثُمَّ
أَسْلَمَ
Abdullah b. Safvân'ın,
ailesinden (bazı) kişilerin rivayet ettiğine göre; Rasûlulah (s.a.v.): "Ya
Safvân! Sende silah var mı?" dedi. Safvân: Ariyet olarak mı, gasb olarak
mı (istiyorsun)? dedi. Hz. Nebi (s.a.v.): "Hayır ariyet olarak."
dedi. Bunun üzerine Safvân, otuzla kırk arası silahı ariyet olarak verdi.
Rasûlullah (s.a.v.) Huneyn savaşını yaptı. Müşrikler hezimete uğrayınca,
Safvân'ın zırhları toplandı, ama onlardan bazıları kayboldu. Rasûlullah
(s.a.v.) Safvân'a: "Biz senin zırhlarından bazılarını kaybettik. Sana
bedellerini ödeyelim mi?" dedi. Safvân: Hayır ya Rasûlallah, çünkü bugün
kalbimde o gün olmayan şeyler var, dedi.
Ebû Dâvûd: "Safvân,
zırhları müsiüman olmadan önce ariyet olarak vermişti, sonra müslüman
oldu" dedi.