DEVAM: 65. Satın
Alınan Yiyecek Maddesini Teslim Almadan Satmak
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ عَوْفٍ
الطَّائِيُّ
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ خَالِدٍ
الْوَهْبِيُّ
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ إِسْحَقَ
عَنْ أَبِي
الزِّنَادِ
عَنْ عُبَيْدِ
بْنِ حُنَيْنٍ
عَنْ ابْنِ
عُمَرَ قَالَ
ابْتَعْتُ زَيْتًا
فِي السُّوقِ
فَلَمَّا
اسْتَوْجَبْتُهُ
لِنَفْسِي
لَقِيَنِي
رَجُلٌ فَأَعْطَانِي
بِهِ رِبْحًا
حَسَنًا
فَأَرَدْتُ أَنْ
أَضْرِبَ
عَلَى يَدِهِ
فَأَخَذَ
رَجُلٌ مِنْ
خَلْفِي
بِذِرَاعِي
فَالْتَفَتُّ
فَإِذَا
زَيْدُ بْنُ
ثَابِتٍ
فَقَالَ لَا
تَبِعْهُ
حَيْثُ ابْتَعْتَهُ
حَتَّى
تَحُوزَهُ
إِلَى رَحْلِكَ
فَإِنَّ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
نَهَى أَنْ
تُبَاعَ السِّلَعُ
حَيْثُ
تُبْتَاعُ
حَتَّى
يَحُوزَهَا
التُّجَّارُ
إِلَى
رِحَالِهِمْ
îbn Ömer (r.a.)'in şöyle
dediği rivayet edilmiştir: Çarşıda zeytinyağı satın aldım. Malı elime geçirince
(akti kesinleştirince) bir adam geldi ve çok iyi kâr verdi, (iyi bir kârla
satın almak istedi). Ben de adamın eline vurmak (yağı satmak) istedim. Ama
ardımdan birisi gömleğimi tuttu, döndüm baktım ki Zeyd b. Sabit! Şöyle dedi: Evine
götürmedikçe satın aldığın yerde satma. Rasûlullah (s.a.v.); tüccarlar evlerine
götürmedikçe malların satın alındıkları yerde satılmalarını nehyetti.
İzah:
İbn Ömer'in,
"Eline vurmak istedim" sözü, malı satmaktan kinayedir. Çünkü bir alım
satım akdi yaptıklarında müşteri ile satıcının ellerini birbirlerine vurmaları
Araplarda âdetti. Nitekim bizde de buna benzer hareketler,
"hayırlaşma" adı altında el sıkışıp kolları sallamak suretiyle uygulanmaktadır.
Bu hadis, satın alman
bir yiyecek maddesinin kabzedilmiş sayılması için, alıcının evine veya deposuna
götürmesinin şart olduğunu gösterir. Ancak ravilerden Muhammed b. İshak pek
sağlam değildir.
Konu, âlimler arasında
ihtilaflıdır.