DEVAM: 65. Satın
Alınan Yiyecek Maddesini Teslim Almadan Satmak
حَدَّثَنَا
الْحَسَنُ
بْنُ عَلِيٍّ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الرَّزَّاقِ
حَدَّثَنَا
مَعْمَرٌ
عَنْ
الزُّهْرِيِّ
عَنْ سَالِمٍ
عَنْ ابْنِ
عُمَرَ قَالَ
رَأَيْتُ
النَّاسَ يُضْرَبُونَ
عَلَى عَهْدِ
رَسُولِ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
إِذَا
اشْتَرَوْا الطَّعَامَ
جُزَافًا
أَنْ
يَبِيعُوهُ
حَتَّى
يُبْلِغَهُ
إِلَى
رَحْلِهِ
İbn Ömer (r.a.) şöyle
demiştir: Ben, Rasûlullah (s.a.v.) zamanında götürü usulüyle gıda maddesi satın
aldıklarında onu ev (anbar)Iarına götürmeden sattıklarından dolayı dövülen
insanlar gördüm.
İzah:
Buhari, buyu'; Müslim,
buyu'; Nesâî, buyu'
Hadisten; Rasûlullah
zamanında, satın aldığı gıda maddesini evine götürmeden önce (kabzetmeden önce)
satanların ceza olarak dövüldükleri anlaşılmaktadır. Aslında önemli olan eve
götürmek değil, başka bir yere nakletmektir.
Süyutî; bu dövmenin
muhtesip (zabıta)lar tarafından gerçekleştiğini, alışveriş ve muamelelerde
serî hükümlerin hilâfına hareket edildiği için bu yola başvurulduğunu söyler.
Nevevî de bu hadisin;
fasid yolla alışveriş yapanları yetkili merciin cezalandırabileceğine delil
olduğunu söyler. Verilecek cezanın tayini yetkili merciye aittir. Hatta bedenî
bir ceza da verebilir.
Aym.hadisin şerhi
olarak Kurtubî de şunları söylemektedir: "Hadis, kabzedilmeden önce
satılmalarının caiz olmayışı bakımından götürü usulüyle olanla, ölçekle olan
arasında fark olmadığını söyleyenlere delildir. Yine bu, götürü yoluyla satın
alanın malı nakletmesinin kabz sayıldığının da delilidir. Kûfeli âlimlerle
Şafiî, Ebû Sevr, Ahmed b. Hanbel ve Dâvûd bu görüştedirler."
Şer'i hükümlere aykırı
davrananların dövülerek cezalandırılması pek yadırganmamalıdır. Üstelik bu
dövme ölesiye ya da sakat bırakasıya dövme değil, yaptıkları yanlış işi
düzeltmek için küçük çapta bir te'dibdir. Cezadan maksat, kinin tatmini değil
insanları aynı suçu işlemekten sakındırmaktır. Yani ceza caydırıcı özelliği
olan bir yaptırımdır. Şüphesiz bazen bu onur kırıcı da olabilir. Aslında,
kanunsuz bir davranıştan dolayı verilen her ceza onur kırıcıdır. Bu ceza, ister
para ister hapis isterse dövme cezası olsun; aralarında fark yoktur. Onur
sahibi için önemli olan, çarptırıldığı ceza değil, o suçu işlemiş olmasıdır.
Yani ceza, suçun simgesidir. O devirlerde dayak atılarak ceza vermek âdeti
varsa bu, onur kırıcılık açısından başka cezalardan farksızdır. Bu gün bunun
yadırganması, o yolla verilen bir cezanın bulunmamasından dolayıdır. Hâkimin
hükmü olmadan ceza verilmesi de yadırganmamalıdır. Kanun, bir fiilin cezasını
belirli sınırlar içerisinde vermeyi zabıtaya tammışsa bu normal
karşılanmalıdır. Nitekim birçok batı ülkesinde polis bazı cezalan vermek
yetkisine haizdir.