SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

BUYU’ ve İCARE BAHSİ

<< 3473 >>

بَاب فِي مَنْعِ الْمَاءِ

60. Suyu Başkasına Vermemek

 

حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ عَنْ الْأَعْمَشِ عَنْ أَبِي صَالِحٍ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لَا يُمْنَعُ فَضْلُ الْمَاءِ لِيُمْنَعَ بِهِ الْكَلَأُ

 

Ebû Hureyre (r.a)'den, Rasûlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "Sonucu (etrafındaki) otu vermemeye varacağı için, suyun fazlası (ihtiyaç sahibinden) sakınılmaz."

 

 

Diğer tahric: Buhari, müsâkât; Müslim, müsâkât; Tirmizî, buyu'; İbn Mâce, rühûn; Nesâî buyu'; Ahmed b. Hanbel, II, 463.

 

AÇIKLAMA:

 

Hadisin Buharî'deki rivayeti ve Müslim'in üç rivayetinden birisi aynen buradaki gibidir. Müslim'in bir rivayetinde muhataba hitaben "sakınılmaz", diğerinde de "...satılmaz" denilmiştir.

 

Sarihlerin ifadesine göre; suyun ihtiyaç sahiplerinden esirgenmesinin ya­saklanışına sebep; bunun, dolayısıyla otu esirgemeye vesile olacağından do­layıdır.

 

Hattâbî'nin hadisle ilgili verdiği bilgiler özetle şöyledir: Hadis-i şerif; işlenmemiş sahipsiz bir arazide kuyu kazıp da oraya sahip olan kişi hakkındadır. Bu kuyunun etrafında veya yakınında otlaklar varsa insanların oralarda hayvanlarını otlatmaları ancak kuyu sahibinin su verme­siyle mümkündür. Hz. Nebi (s.a.v.) kuyu sahiplerine, ihtiyaçlarından fazla olan suyu hayvan sahiplerinden esirgememelerini emretmiştir. Çünkü on­lara su vermezse, otu da vermemiş sayılır. Zira su olmadan hayvanların ora­da barınmaları ve otlamaları mümkün değildir. İmam Şafiî, İmam Mâlik, Evzaî veLeys b. Sa'd hadisi bu manada anlamışlardır. Bu âlimlere göre ha­disteki nehy harama hamledilir. Yani kişinin, ihtiyacından fazla suyu ver­memesi haramdır.

 

Diğer âlimler ise, hadisteki nehyin haramlık için olmadığı görüşünde­dirler. Ancak, ihtiyaç sahibine suyu vermek bir fazilettir. Ama bir kimse ver­mek istemezse suyu elinden zorla alınamaz. Bu konuda, suyun diğe mallar­dan farkı yoktur. Ancak gönül rızasıyla alınabilir.

 

Bir başka grup da, su sahibinin suyu esirgemesinin caiz olmadığı, an­cak hayvan sahiplerinin suyun kıymetini vermek zorunda oldukları görüşün­dedir. Bunlar suyu, başkasına ait yemeği yemek zorunda kalan kişiye ben­zetmişlerdir. Bu durumda olan kişi o yemeği yiyip, kıymetini verir. Eğer su sahibine karşılıksız olarak suyunu vermesi gerekli olsaydı, arazisindeki otu. da karşılıksız olarak vermesi gerekirdi. Aynı şekilde, yakınındaki bir ekin o su olmadan yaşayamayacaksa, o araziyi sulamak üzere de suyu vermek zorunda olması lâzımdır.

 

Hadisi, vücub değil de müstahaphk manâsına alanların, zahirî manayı terki gerektirecek bir delil getirmeleri gerekir. Nehy esas itibariyle haramlık ifade eder. Suyun fazlasını ihtiyaç sahibine vermemek hadisin zahirine göre mahzurdur. Suya karşılık kıymeti kadar parayı gerekli görenler, hadisin hi­lâfına hükmetmişlerdir. Hz. Nebi (s.a.v.) suyun fazlasını satmayı yasak­lamıştır..

 

Suyun yemeğe benzetilmesi de mümkün değildir. Çünkü su aslında her­kesin faydalanabileceği mubah bir şeydir. Menbamda olduğu müddetçe ar­kası gelir. Yemek ise böyle değildir. Kıymeti olan bir maldır ve tükenir, yeri­ne gelmez. Âdeten, diğer mallar gibi yemek cinsi de mal olarak saklanır. Su ise genelde mal olarak saklanmaz.

 

Suyu, sahibi bir kapta, sarnıçta veya havuzda biriktirip saklarsa, baş­kasına vermeyebilir. Çünkü onu sadece kendisi için ayırmıştır, başkası or­tak olamaz. Bu, kuyu suyuna benzemez. Çünkü kuyunun suyu çıkarıldıkça yerine yenisi gelir. Kaptaki su ise böyle değildir. Ayrıca kaplara alınan su genelde ihtiyaçtan fazla olmaz. Hadis-i şerif, ihtiyaç fazlası olan su hakkın­da varid olmuştur.

 

Hattâbî'nin hadis hakkındaki söyledikleri özet olarak bunlardır. Hattâbî'nin söylerinden; İmam Şafiî ve İmam Mâlik'in görüşünün; ihtiyaç fazlası suyu vermemenin haram olduğunu anlamıştık.

 

Bazı âlimlere göre ise, ihtiyaç sahiplerine su vermenin vacip olmayıp, müstehap olduğu da Hattâbî'nin sözleri arasında yer almıştı.

 

Hanefîlere göre; kuyu ve nehir sahibi, suyu insan ve hayvanların içme­sine mani olamaz; ama başkasının arazisine girmesine izin vermeyebilir. Bu durumda eğer yakında başka su yoksa ve tarlasına girmeye izin vermezse, kendisinin suyu çıkarıp vermesi gerekir. Bu, kuyunun veya kanalın bir kim­senin şahsî arazisinde olması halindedir. Ama sahipsiz, ölü bir arazide kuyu açan kişi, ihtiyaç sahibinin gelip su almasına veya hayvanını sulamasına ma­ni olamaz. Eğer mani olmak isterse ve ihtiyaç sahibi kendisinin veya hayva­nının susuzluktan telef olmasından korkarsa, silah gücüyle su alabilir.

 

Su sahibi, arazisini sulamak isteyen kişiye su vermeme hakkına sahiptir.

 

Bahsimizi Nevevî'nin şu sözleriyle bitirelim: "Kuyu sahibi, ihtiyaç faz­lası suyunu arazisini sulamak isteyene vermeyebilir. Hayvan sulamak için isteyene ise vermek zorundadır. Ancak bu, bazı şartlara bağlıdır:

 

1- Hayvan sahibinin başka mubah bir su bulamaması,

 

2- Suyun sadece hayvanın ihtiyacı için verilmesi,

 

3- Kuyu sahibinin bu suya muhtaç olmamasıdır.