DEVAM: 51. Alışveriş
Yapanların Muhayyerliği
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
حَدَّثَنَا
حَمَّادٌ
عَنْ جَمِيلِ
بْنِ مُرَّةَ
عَنْ أَبِي الْوَضِيءِ
قَالَ
غَزَوْنَا
غَزْوَةً
لَنَا فَنَزَلْنَا
مَنْزِلًا
فَبَاعَ
صَاحِبٌ
لَنَا فَرَسًا
بِغُلَامٍ
ثُمَّ
أَقَامَا
بَقِيَّةَ يَوْمِهِمَا
وَلَيْلَتِهِمَا
فَلَمَّا أَصْبَحَا
مِنْ الْغَدِ
حَضَرَ
الرَّحِيلُ فَقَامَ
إِلَى
فَرَسِهِ
يُسْرِجُهُ
فَنَدِمَ
فَأَتَى
الرَّجُلَ
وَأَخَذَهُ
بِالْبَيْعِ
فَأَبَى
الرَّجُلُ
أَنْ
يَدْفَعَهُ
إِلَيْهِ
فَقَالَ بَيْنِي
وَبَيْنَكَ
أَبُو
بَرْزَةَ
صَاحِبُ النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَأَتَيَا
أَبَا
بَرْزَةَ فِي
نَاحِيَةِ
الْعَسْكَرِ
فَقَالَا
لَهُ هَذِهِ
الْقِصَّةَ
فَقَالَ
أَتَرْضَيَانِ
أَنْ أَقْضِيَ
بَيْنَكُمَا
بِقَضَاءِ
رَسُولِ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
الْبَيِّعَانِ
بِالْخِيَارِ
مَا لَمْ
يَتَفَرَّقَا
قَالَ
هِشَامُ بْنُ
حَسَّانَ
حَدَّثَ جَمِيلٌ
أَنَّهُ
قَالَ مَا
أَرَاكُمَا
افْتَرَقْتُمَا
Ebu'l-Vadiy' (Abbâd b.
Nüseyb)'in şöyle dediği rivayet edilmiştir: Bir savaş için sefere çıkmıştık.
Bir yerde konakladık. Arkadaşlarımızdan biri, bir köle karşılığında bir at
sattı. Sonra günlerinin kalanını (bu şekilde) geçirdiler. Ertesi gün sabah
olunca asker hazırlandı. Atı alan atını eğerlemek üzere kalktı. (Ama) satan
pişman olup alıcıya geldi ve alışveriş (i feshetmek) istedi. Müşteri ise atı
vermek istemedi. Bunun üzerine satan; Hz. Nebi (s.a.v.)'in arkadaşı Ebû Berze
aramızda hakem olsun, dedi.
Beraberce, ordunun bir
bölümünde bulunan Ebû Berze'ye geldiler ve ona hâdiseyi anlattılar.
Ebû Berze: Aranızda Hz.
Nebi (s.a.v.)'in hükmü ile hükmetmeme razı mısınız? Rasûlullah (s.a.v.);
"Alışveriş yapanlar birbirlerinden ayrılmadıkça (akdi kesinleştirmek veya
feshetmekte) serbesttirler" buyurdu dedi.
Hişâm b. Hassan dedi ki:
"Cemil (İbn Mürre), Ebû Berze'nin: Sizi ayrılmış olarak görmedim, dediğini
haber verdi. "
İzah:
Tirmizî, buyu'; İbn
Mace, ticarat (h.2182); Ahmed b.Hanbel, I, 59.
İbn Mâce'nin rivayetinde
at alım satımından bahseden hâdise hiç anılmamakta, sadece Ebû Berze'nin
Rasûlullah (s.a.v.)'den naklettiği cümle yer almaktadır.
Tirmizî'deki rivayette
ise; at alım satımı ile ilgili olan hâdisenin bir gemide cereyan ettiği
görülmektedir,
Hişâm b. Hassan'ın
Cemil b. Mürre'den yaptığı rivayete göre; Ebû Berze, at alıp satan kişileri
-akdin üzerinden bir gece ve gündüzün bir kısmı geçmiş olmasına rağmen-
birbirlerinden ayrılmış telakki etmemiştir. Halbuki bu iki şahsın tüm bu zaman
zarfında aynı mecliste olmaları düşünülemez. Şüphesiz her biri yemek, içmek,
zaruri ihtiyaçlarını gidermek, namaz kılmak gibi vesilelerle birbirlerinden
ayrılmışlardır. Demek oluyor ki Ebû Berze'nin mec-liten maksadı, alım satımın
yapıldı?' mevki, bölgedir. Taraflar aynı ordunun içinde bulundukları için,
ordugâhın tamamını tek meclis kabul etmiş ve taraflar burasını
terketmediklerine göre, birbirlerinden ayrılmamışlardır. O halde Rasûlullah'ın
hadis-i şerifleri gereğince, taraflardan isteyen akdi feshedebilir hükmüne varmıştır.
Şafiî ve Mâlikîler, Ebû
Berze'nin bu sözlerine bakarak onun da, muhayyerliği kaldıran ayrılmanın
bedenen ayrılma olduğu görüşünü benimsediğini söylerler. Ancak, Ebû Berze
meclisin sınırlarını geniş tutmuş, ayrılmış saymak için tarafların sadece
bedenen ayrılmalarını yeterli görmeyip, akdin yapıldığı yeri terketmelerini de
gerekli görmüştür.
Hanefîler; Ebû
Berze'nin sözlerinin kendi anlayışının eseri olduğunu, onun için hadisin
aleyhlerine delil kabul edilemeyeceğini söylerler.