DEVAM: 39. Cariyelerin
Kazancı
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ صَالِحٍ
حَدَّثَنَا
ابْنُ أَبِي
فُدَيْكٍ
عَنْ
عُبَيْدِ اللَّهِ
يَعْنِي
ابْنَ
هُرَيْرٍ
عَنْ أَبِيهِ
عَنْ جَدِّهِ
رَافِعٍ هُوَ
ابْنُ خَدِيجٍ
قَالَ نَهَى
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
عَنْ كَسْبِ
الْأَمَةِ حَتَّى
يُعْلَمَ
مِنْ أَيْنَ
هُوَ
Râfi' b. Hadîc (r.a)'den
şöyle dediği rivayet edilmiştir: Rasûiullah (s.a.v.) bizi, nerede kazandığı
bilinmedikçe cariyenin kazancından nehyetti.
İzah:
Bu iki rivayetten
açıkça anlaşıldığı gibi cariyenin menedilen kazancı, meşru olmayan yollarla
elde ettiğidir. Ama el emegı alın teri ile elde ettiği kazancı helâldir, bunda
herhangi bir sorumluluk yoktur.
Hz. Nebi'in cariyenin
kazancı konusunda bu derece titiz davranmasına sebep, bazı cahiliye devri
araplarının cariyelerine fuhuş yaptırarak para kazanmalarıdır. Efendimiz,
eskiden kalma bu kötü âdeti ortadan kaldırmak ve bir daha dönülmesini
engellemek için cariyenin meşru yollar dışında elde ettiği gelirin helâl
olmadığını beyan etmiştir.