SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

CENAİZ BAHSİ

<< 3106 >>

بَاب الدُّعَاءِ لِلْمَرِيضِ عِنْدَ الْعِيَادَةِ

8. Ziyaret Esnasında Hastaya Dua Etmek

 

حَدَّثَنَا الرَّبِيعُ بْنُ يَحْيَى حَدَّثَنَا شُعْبَةُ حَدَّثَنَا يَزِيدُ أَبُو خَالِدٍ عَنْ الْمِنْهَالِ بْنِ عَمْرٍو عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنْ ابْنِ عَبَّاسٍ عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ مَنْ عَادَ مَرِيضًا لَمْ يَحْضُرْ أَجَلُهُ فَقَالَ عِنْدَهُ سَبْعَ مِرَارٍ أَسْأَلُ اللَّهَ الْعَظِيمَ رَبَّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ أَنْ يَشْفِيَكَ إِلَّا عَافَاهُ اللَّهُ مِنْ ذَلِكَ الْمَرَضِ

 

İbn Abbas'dan (rivayet olunduğuna göre) Nebi (s.a.v.) (şöyle) buyurmuştur: "-Her kim eceli gelmedik bir hastayı ziyaret eder de onun yanında iken yedi defa Ulu Allah ve arşın yüce Rabbinden sana şifa vermesini dilerim." diye dua ederse Allah o hastayı kesinlikle bu hastalıktan kurtarır."

 

 

İzah:

Tirmizî, tıb; Ahmed b. Hanbel, 1,375, 382, 414, 430.

 

Ecel: Hayatın sonu, ölüm için tayin ve takdir edilmiş vakit demektir. Ehli sünnete göre ecel, Allah tarafından ezelde tesbit edilmiş olup ne öne alınır ne de sonraya kalır.[Yunus, 49, Münafikûn, 63.] Ecel geldi mi ölüm de ge­lir. Olağandışı ölümler ecelin öne alındığı manasına gelmediği gibi, tersi de ecelin tehir edildiğini göstermez. Çünkü Allah o kimsenin ne zaman ne için öleceğini daha önceden bildiği için ecelini de bu bilgisine göre tesbit et­miştir.[Debbağoğlu Ahmed, Ansiklopedik Büyük İslam İlmihali, 133.]

 

Arş: Taht, çatı, tavan gibi anlamlara gelir. Kur'an-ı Kerim ve hadisler­de anlatıldığına göre, arş yedi semanın ve kürsinin üzerinde bulunur. Bunla­rın hepsini kuşatır. Kur'an-ı Kerim de Allah'ın arşın sahibi ve Rabbi olduğu belirtilir. "Allah yüce arşın sahibidir.[Nemi 26] "Allah gökleri ve yeri altı günde ya­ratmış ve sonra onun emri arş üzerinde hükümran olmuştur."[A'raf 54; Yunus /3] "Alem ya­ratılmadan önce arşı su üstünde idi."[Hud 7] "Allah arş üstünde istiva etmiş, onun emri ve hükmü arşı kaplamıştır.”[Ta-Ha 5; Secde 4; Hadid 4]

 

Ehl-i sünnet âlimleri, Allah'ın arş üzerine istiva etmesinden, orada otur­masının ve mekâna muhtaç bulunmasının gerekmeyeceğini söyleyerek, bu gibi ifadeleri müteşabih saymışlar ve te'vili cihetine gitmişlerdir. Buna göre, arş; "Allah'ın mutlak hüküm verme ve yürütme gücünün ifadesidir. Arş Al­lah'ın kudret ve saltanatının tecelli yeridir. O, bir manâda bütün kâinatı ifade etmektedir.[Debbagoğlu Ahmed, Ansiklopedik Büyük İslâm İlmihali 58-59.]

 

Bir hadis-i şerifte şöyle buyurulmuştur: "Yedi semanın kürsideki duru­mu, bir halkanın içine atılmış yedi para gibidir. Arşa göre, kürsi de büyük bir sahraya atılmış demir halka gibidir."[islâmi Bilgiler Ansiklopedisi, Bergâh yayınlan 1981, I, 239.]