DEVAM: 7. Ziyaret
Sırasında Hastaya Şifa Bulması İçin Dua Etmek
حَدَّثَنَا
ابْنُ
كَثِيرٍ
قَالَ
حَدَّثَنَا
سُفْيَانُ
عَنْ
مَنْصُورٍ
عَنْ أَبِي وَائِلٍ
عَنْ أَبِي
مُوسَى
الْأَشْعَرِيِّ
قَالَ قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
أَطْعِمُوا
الْجَائِعَ
وَعُودُوا
الْمَرِيضَ
وَفُكُّوا
الْعَانِيَ
قَالَ
سُفْيَانُ
وَالْعَانِي
الْأَسِيرُ
Ebu Musa el-Eş'ari'den
demiştir ki: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (şöyle) buyurdu: "-
Aç'ı doyurunuz, hastayı ziyaret ediniz, esiri hürriyetine kavuşturunuz."
(Ravi) Süfyan (metinde
geçen) âni (kelimesi) esir (anlamına gehnekte) dir. Dedi.
Diğer tahric: Buhari,
ahkam, cihad, nikah, et'ime, merda; Darimi; Ahmed b. Han-bel IV.394-406.
AÇIKLAMA:
Metinde geçen "açı
doyurunuz'* emrinin hükmü, içinde bulunulan şartlara göre değişir. Eğer, aç
olan kimsenin açlığı, hayatını veya şuurunu kaybetmek gibi zaruret derecesine
varmamışsa, onu doyurmak menduptur. Eğer açlığı zaruret derecesine varmış ve bu
durum birden fazla kişilerce biliniyor ise, onu doyurmak, bilen kimseler
üzerine farz-ı kifayedir. Fakat aç olan kimsenin bu dereceye varan açlığını
sadece bir kişi biliyorsa, onu doyurmak bilen kimse üzerine farz-ı ayn olur.
Hasta ziyareti de
cemiyette karşılıklı sevgi ve saygının doğup gelişmesine ve hastanın bir an
için bile olsa acısını unutup rahatlamasına sebep olur. Hasta ziyareti emrinin
hükmü; âlimler arasında ihtilaflıdır. Âlimlerden bir kısmı, onun farz-ı kifaye
olduğunu söylerken, bir kısmı da sünneti müekkede olduğunu söylemişlerdir.
Ulemanın büyük çoğunluğu bunun sünnet-i müekkede olduğu görüşündedir. Ed-Dâvudî
ise, farz-ı kifaye olduğunu iddia etmiştir. Bu mevzuda itimad edilen görüş,
âlimlerin büyük çoğunluğunun (cumhurun) görüşüdür. Ancak, eğer ziyaretin terki
ve onun ihtiyaçlarını temin etmenin ihmali, hastanın helakine sebep olacaksa,
o zaman onu ziyaret farz-ı ayn olur.
Metinde geçen
"elânî" kelimesi; Ravi, Süfyan-ı Sevri'nin de açıkladığı üzere
"esir" demektir. Ancak burada kasdedilen "müslüman esirdir"
Binaenaleyh hadisi şerifte gerek mal karşılığında gerekse savaşarak müslüman
esirlerin kafir elinden kurtarılmaları emredilmektedir. Cumhura (ulemanın büyük
çoğunluğuna) göre bu emrin hükmü farz-ı kifayedir. Âlimlerden bazılarının
görüşüne göre, bu esirlerin kurtarılması için, beytülmalden de yardım
ayrılabilir. Zulme uğrayarak hapse atılan kimseler hakkındaki hüküm de
böyledir.