بَاب
عِيَادَةِ
النِّسَاءِ
Kadınları Ziyaret
Etmek
حَدَّثَنَا
سَهْلُ بْنُ
بَكَّارٍ
عَنْ أَبِي
عَوَانَةَ
عَنْ عَبْدِ
الْمَلِكِ
بْنِ عُمَيْرٍ
عَنْ أُمِّ
الْعَلَاءِ
قَالَتْ عَادَنِي
رَسُولُ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
وَأَنَا
مَرِيضَةٌ
فَقَالَ
أَبْشِرِي
يَا أُمَّ الْعَلَاءِ
فَإِنَّ
مَرَضَ
الْمُسْلِمِ
يُذْهِبُ
اللَّهُ بِهِ
خَطَايَاهُ
كَمَا تُذْهِبُ
النَّارُ
خَبَثَ
الذَّهَبِ
وَالْفِضَّةِ
Ümmü'l-Ala'dan demiştir
ki: Rasûlullah (s.a.v.) beni hasta iken ziyaret etti ve "Ey Ümm'l-Ala sana
müjde (ler olsun) çünkü ateşin altın ve gümüş'ün paslarını giderdiği gibi bîr
müslüman'ın hastalığı da onun günahlarını giderir " buyurdu.
Diğer tahric: İbn Mace,
tıb
AÇIKLAMA:
Münzirî'nin hasen
olarak nitelendirdiği bu hadis-i şerif, şu hükümleri içine almaktadır:
1. Erkeklerin hasta
kadınları ziyaret etmeleri caizdir. Fakat bu ziyaretin caiz olması mutlak
değildir. Ancak bu cevaz o kadınla yabancı bir erkeğin yalnızca başbaşa
kalmamaları ve tesettüre tam manasıyla riayet gibi şartların gerçekleşmesine
bağlıdır. Bu şartların gerçekleşmemesi halinde bu ziyaret haram olur.
2. Ziyaretçinin
hastaya, hastalığının günahlarına keffaret olacağını hatırlatması ziyaretin
adabındandır. Çünkü bu hatırlatma hastanın gönlüne rahatlık verir ve kendisine
teselli eder.
3. Kaza ve kadere
teslim olmak gerekir.
4. Hastalıklar hastanın
günahlarına kefferat olur.
Bu mevzuda rivayet
edilmiş olan hadis-i şeriflerin meali şöyledir: a) Şeddad b. Evs, arkadaşıyla
birlikte bir hastayı ziyaret ettiği zaman ona "Bu sabah nasılsın?"
diye sorduklarında "Bu sabah Allah'ın nimeti üzerimdedir" diye cevap
verdi. Şeddad da sana müjde (ler olsun. Çünkü hastalıklar) Günahlara
keffarettir. Hataları siler. Çünkü ben Rasülullah (s.a.v.)'i "Aziz ve
Celil olan Allah (bir müslüman hastalandığı zaman meleklerine şöyle) buyurur.
Ben bir mü'min kulumu (hastalıkla) imtihan ettiğimde (o kulum) bana hamdedecek
olursa, o (kulum) yatağından anasından doğduğu günkü gibi bütün günahlardan arınmış
olarak tertemiz kalkar (ey meleklerim) bu kulumu (ibadetlerine devam etmekten)
ben alıkoydum ve onun başına bu imtihanı ben getirdim. Binaenaleyh, sağlığında
(ibadetlerine) karşılık olarak onun için yazmış olduğunuz sevapların aynısını
şimdi de yazınız, buyurur" derken işittim, diye cevap verdi.[Ahmed b.
Hanbel, IV,123.]
b) Bir defasında
Rasülullah (s.a.v.)'ın huzurunda hummadan bahsedildi. (Orada bulunan) bir adam
da hummaya sövdü. Bunun üzerine peygam-ber(s.a.s) (adama)...
"Hummaya sövme.
Çünkü ateş, demirin pasını giderdiği gibi humma (hastalığı) da günahları
giderir " buyurdu.[Tirmizî, tıb]
c) Bir gün peygambe/.
(s.a.v.) beraberinde Ebû Hûreyre olduğu halde humma (sıtma) ateşinin
şiddetinden dolayı hastalanan bir
kimsevi ziyaret etti ve hastaya:
"Sana müjdeler
olsun çünkü yüce Allah buyuruyor ki: Humma benim ateşinidir. Ben onu mü'min
kuluma dünyada musallat ediyorum ki o kulıf-mun ahiretteki ateşten payı
(dünyada çektiği humma ateşi) olsun11 buyurdu.[Tirmizî, tıb; İbn Mace, tıb,
Ahmed b. Hanbel, 11,440.]