بَاب
فِي
الْبِنَاءِ
عَلَى
الْقَبْرِ
70-72. Kabir Üzerine
Bina Yapmak
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ
حَنْبَلٍ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الرَّزَّاقِ
أَخْبَرَنَا
ابْنُ
جُرَيْجٍ
أَخْبَرَنِي
أَبُو
الزُّبَيْرِ
أَنَّهُ
سَمِعَ
جَابِرًا
يَقُولُ سَمِعْتُ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
نَهَى أَنْ
يَقْعُدَ
عَلَى الْقَبْرِ
وَأَنْ
يُقَصَّصَ
وَيُبْنَى
عَلَيْهِ
Cabir (r.a) dedi ki:
Rasûlullah (s.a.v.)'ı kabir(ler) üzerine oturulmasını, (kabirlerin)
kireçlenmesini ve (kabir) üzerine bina yapılmasını yasaklarken işittim.
İzah:
Müslim, cenâiz; Nesai,
cenâiz; Tirmm, cenâiz; İbn Mâce, cenâiz; Ah-med b. Hanbel III-332, 399.
İbn Hazm bu hadisin
zahirine sarılarak, buradaki yasağın hürmet ifade ettiğini, dolayısıyla
kabirleri kireçlemenin haram olduğunu söylemiştir.
Hanefilerle,
Malikilere, Şâfiîlere ve İmam Ahmed'le Davud'u Zahirî'ye ve daha birçok ilim
adamına göre ise, buradaki yasak kerahet içindir, dolayısıyla kabirleri
kireçlemek mekruhtur.
Bu mevzuda Menhel
yazarı şunları söylüyor: "Her ne kadar âlimlerin büyük çoğunluğu bu
hadis-i şerifteki yasağın hürmet ifade etmeyip, kerahet ifade ettiğini
söylemişlerse de, aslında ben hadisdeki bu yasağı asli manâsı olan haramlıktan
çıkarıp kerahete hamlettiren bir delile rastlamadım. Binaenaleyh kanaatimce
buradaki yasağın hükmü kerahet değil hürmettir. Öyle zannediyorum ki ölülerin
kabirlere, baki kalmaları için değil, bilakis çürümeleri için konuldukları
hikmetine bağlı olarak, kabirleri kireçlemek yasaklanmıştır. Çünkü kireç dünya
meskenlerinin zinetidir. Kabirdeki ölününse buna ihtiyacı yoktur."
Hadis-i şerifte kabir
üzerine bina yapmanın yasak olduğu da ifade edilmektedir.
Turtuşî'nin ifadesine
göre, kabir üzerine bina yapmak birisi taş veya benzer; malzemelerle bina
yapmak, diğeri de çadır ve benzeri malzemeleri kabrin üzerine yerleştirmek
suretiyle iki şekilde olur ki hadis-i şerifteki yasak her ikisine de şamildir.
Bu mevzuda fıkıh
âlimlerinin görüşünü şu şekilde özetlemek mümkündür:
1. İbn Hazm bu hadis-i
şerifin zahirine bakarak kabir üzerine bina yap-nanın haram olduğunu
söylemişlerdir. Şâfiîlerle, Hanbelilere göre ise, eğer nezar bu binayı yaptıran
kimsenin mülkü içerisinde bulunuyorsa o zaman ?u mekruh olur. Fakat, mezar,
halkın hayrına bağışlanmış bir arazi içerisinle bulunuyorsa o zaman haram
olur.
2. Şafiî imamlarından
Nevevî: "Bizim arkadaşlarımız umumi mezarlık üzerine yapılan binanın
yıkılması lazım geldiği hususunda ittifak etmişlerdir." diyor.
3. Hanefilere göre ise,
eğer bu bina mezarı süslemek için yapılmışsa haramdır. Onu takviye için
yapılmışsa mekruhtur.
el-Ezhar isimli eserde;
eğer mezar, bu binayı yaptıranın kendi mülkü içerisinde ise, bina yaptırmak
mekruh, kendi mülkü içerisinde değilse haram olur. Eğer bu bina, mescitse
yıkılması gerekir denilmektedir.
4. Malikilere göre ise,
kabir üzerine yapılan bina veya gerilen bir çatı eğer ölünün mülkünde ise veya
başkasının mülkünde olup da sahibi tarafından kabir yapılması ve üzerine bina
inşa edilmesi için izin verilmişse veya bu bina gösteriş için yapılmamışsa,
kubbeli olmasa bile mekruhtur. Fakat ölüleri defn için vakfedilmiş, yani umuma
ait olan mezarlıkta bulunan bir kabir üzerine bina yapmak, yahutta her nerede
olursa olsun herhangi bir kabir üzerine gösteriş için bina yapmak haramdır.
Çünkü bu hareket hem başkalarının bu kabristandaki hakkını kısıtlamaktır, hem
de Allah'ın yasaklamış olduğu kibirlenme veya gösteriş için yapılmıştır.
Bu bina, mezarı bir
takım zararlardan korumak için yapılmış bile olsa, yapılan bu işin haramdan
başka bir şey olmadığında Malikilerce ittifak vardır . Kabir üzerine oturmanın
hükmü bu mevzuya hasredilen 71-73. numaralı babda ele alınacaktır. (İnşaallah)