DEVAM: 44-45.
Cenazenin Önünde Yürümek
حَدَّثَنَا
وَهْبُ بْنُ
بَقِيَّةَ
عَنْ خَالِدٍ
عَنْ يُونُسَ
عَنْ زِيَادِ
بْنِ جُبَيْرٍ
عَنْ أَبِيهِ
عَنْ
الْمُغِيرَةِ
بْنِ شُعْبَةَ
وَأَحْسَبُ
أَنَّ أَهْلَ
زِيَادٍ
أَخْبَرُونِي
أَنَّهُ
رَفَعَهُ
إِلَى
النَّبِيِّ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ الرَّاكِبُ
يَسِيرُ
خَلْفَ
الْجَنَازَةِ
وَالْمَاشِي
يَمْشِي
خَلْفَهَا
وَأَمَامَهَا
وَعَنْ
يَمِينِهَا
وَعَنْ
يَسَارِهَا
قَرِيبًا
مِنْهَا
وَالسِّقْطُ
يُصَلَّى عَلَيْهِ
وَيُدْعَى لِوَالِدَيْهِ
بِالْمَغْفِرَةِ
وَالرَّحْمَةِ
Ziyad (in) Nebi
(s.a.v.)'e kadar ulaştırdığı merfu bir hadiste Hz. Nebi Efendimiz şöyle)
buyuruyor: "Binitli, cenaze'nin arkasında yürür, yaya ise (cenaze'nin)
önünden ve arkasından o'na yakın olarak sağından ve (ya) solundan yürüyebilir.
Düşük üzerine namaz kılınır anne ve babası için de (Allah'dan) mağfiret ve
rahmet istenir."
İzah:
Tirmizi, cenâiz; Nesaî,
cenâiz; İbn Mace, cenâiz; Ahmed b. Hanbel IV-247, 248, 249, 252.
Bu hadis-i şerif,
cenazeyi kabre götürürken bir vasıtaya binmenin caiz olduğuna delalet
etmektedir. Fakat bu cevaz, bir cenazeyi kabre kadar uğurlayabilmek için
kesinlikle bir vasıtaya binmeye muhtaç olan kişiler içindir. Çünkü Hz. Nebiin
bir cenazeyi kabre götürürken binmesi için kendisine takdim edilen bir hayvana
binmeyi kabul etmediğini ifade eden 3177 ve 3178 numaralı hadis-i şerifler
buna delalet etmektedir. 3177 ve 3178 numaralı hadisi şeriflerdeki cenazeyi
uğurlamaya bir vasıtayla gitmekle ilgili yasak, cenazeyi uğurlarken özürsüz olarak
vasıtaya binmeye ait olduğuna göre, bu hadislerle mevzumuzu teşkil eden
hadis-i şerif arasında bir çelişki yoktur. Çünkü sözü geçen hadislerdeki yasak,
cenazeyi uğurlarken mazeretsiz olarak vasıtaya binmekle ilgilidir. Mevzumuzu
teşkil eden hadis-i şerifteki cevaz ise, mazereti olan kimselerle ilgilidir.
Mevzumuzu teşkil eden
hadis-i şerife dayanarak, Maliki âlimleri ile Hanefi, Hanbeli âlimleri ve
cumhur ulema cenazeyi uğurlarken mazeretinden dolayı bir vasıtaya binmek
durumunda kalan bir kimsenin cenazeyi arkadan ta'kibetmesinin daha faziletli olduğunu söylemişlerdi.
Şafiî âlimlerine göre,
efdal olan binitli kimselerin de yayalar gibi cenazenin arkasından
yürümeleridir. Fakat mevzumuzu teşkil eden hadis-i şerifin zahiri Şafiîlerin
aleyhine bir delildir.
Süfyan-ı Sevrî (r.a) de
bu hadisin zahirine dayanarak cenazeyi uğurlamaya çıkan kimsenin cenazenin
dört tarafında da yürüyebileceğini söylemiştir.
Buraya kadar
anlattığımız meseleleri şöylece özetlememiz mümkündür:
1. Cenazeyi uğurlarken mazeretsiz
olarak bir vasıtaya binmek mekruhtur.
2. Cenazeyi uğurlarken
dört tarafında da yürümek caiz olmakla beraber, önünde yürümenin mi yoksa
arkasında yürümenin mi daha faziletli olduğu mezheb imamları arasında
ihtilaflıdır.
İbn Hazm'a göre, binitli
olan kimseler, cenazenin arkasında yürürler, yayalarsa cenazenin istedikleri
tarafından yürüyecebilirler. Fakat arkasından yürümeleri daha iyidir.
Mevzumuzu teşkil eden
bu hadis-i şerif, ayrıca düşük çocuk üzerine namaz kılmanın meşruluğuna delalet
etmektedir. Nitekim İmam-ı Ahmed ile Dâvud Zahiri bu hadisin zahirine sarılarak
doğunca ister ağlayıp ta ölsün isterse tamamen ölü olarak dünyaya gelsin, düşük
üzerine namaz kılınması gerektiğine hükmetmişlerdir. Bu görüş , Hz. İbn Ömer'le
İbn el-Müseyyeb ve İbn Sîrîn'den de rivayet olunmuştur.
İmam Ebû Hanife ile
taraftarları, İmam Malik, el-Evzaî ve Şafiî (r.a)'e göre, düşük doğunca, sesi
işitildikten sonra Ölürse, cenaze namazı kılınır, fakat tamamen ölü olarak
dünyaya gelir de hiç sesi işitilmezse namazı kılınmaz. Çünkü "Çocuk canlı
olarak dünyaya gelmedikçe, ona cenaze namazı kılınmaz."[Tirmizi, cenâiz]
meâlideki hadis-i şerif buna delalet eder.
Çocuğun sesinin
duyulmasından veya ağlamasından maksat, aksırıp, tıksırması, bağırıp-çağırması
gibi hayat belirtilerinden birinin onda görülmesidir.
Her ne kadar
Tirmizî'nin bu rivayetinin senedinde çeşitli yönlerden tenkide uğrayan İsmail
b. Müslim el-Mekkî varsa da aslında bu hadisi şerif Nesai, İbn Hibban ve Hakim
tarafından da rivayet edilerek takviye edilmiştir. İbn Mace, bu hadisi şu
manâya gelen lafızlarla rivayet etmiştir: "Çocuk doğarken istihlal ettiği
(hayat belirtisi gösterdiği) zaman üzerine cenaze namazı kılınır ve (kendisi)
mirasçı da olur."[İbn Mace, cenâiz]