DEVAM: 31-33.
Müslümanların Himayesinde Yaşayan Azınlıklar Ticaretle Uğraştıkları Zaman
Ondabir Vergi Öderler
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ عِيسَى
حَدَّثَنَا
أَشْعَثُ
بْنُ
شُعْبَةَ
حَدَّثَنَا أَرْطَاةُ
بْنُ
الْمُنْذِرِ
قَالَ
سَمِعْتُ
حَكِيمَ بْنَ
عُمَيْرٍ أَبَا
الْأَحْوَصِ
يُحَدِّثُ
عَنْ الْعِرْبَاضِ
بْنِ
سَارِيَةَ
السُّلَمِيِّ
قَالَ نَزَلْنَا
مَعَ
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
خَيْبَرَ
وَمَعَهُ مَنْ
مَعَهُ مِنْ
أَصْحَابِهِ
وَكَانَ صَاحِبُ
خَيْبَرَ
رَجُلًا
مَارِدًا
مُنْكَرًا فَأَقْبَلَ
إِلَى النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَقَالَ يَا
مُحَمَّدُ
أَلَكُمْ
أَنْ تَذْبَحُوا
حُمُرَنَا
وَتَأْكُلُوا
ثَمَرَنَا
وَتَضْرِبُوا
نِسَاءَنَا
فَغَضِبَ يَعْنِي
النَّبِيَّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
وَقَالَ يَا
ابْنَ عَوْفٍ
ارْكَبْ
فَرَسَكَ
ثُمَّ نَادِ
أَلَا إِنَّ
الْجَنَّةَ
لَا تَحِلُّ
إِلَّا
لِمُؤْمِنٍ
وَأَنْ
اجْتَمِعُوا
لِلصَّلَاةِ
قَالَ
فَاجْتَمَعُوا
ثُمَّ صَلَّى
بِهِمْ
النَّبِيُّ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
ثُمَّ قَامَ
فَقَالَ أَيَحْسَبُ
أَحَدُكُمْ
مُتَّكِئًا
عَلَى أَرِيكَتِهِ
قَدْ يَظُنُّ
أَنَّ
اللَّهَ لَمْ
يُحَرِّمْ
شَيْئًا
إِلَّا مَا
فِي هَذَا
الْقُرْآنِ
أَلَا وَإِنِّي
وَاللَّهِ
قَدْ
وَعَظْتُ
وَأَمَرْتُ
وَنَهَيْتُ
عَنْ
أَشْيَاءَ
إِنَّهَا لَمِثْلُ
الْقُرْآنِ
أَوْ
أَكْثَرُ
وَإِنَّ اللَّهَ
عَزَّ
وَجَلَّ لَمْ
يُحِلَّ
لَكُمْ أَنْ
تَدْخُلُوا
بُيُوتَ
أَهْلِ
الْكِتَابِ
إِلَّا بِإِذْنٍ
وَلَا ضَرْبَ
نِسَائِهِمْ
وَلَا أَكْلَ
ثِمَارِهِمْ
إِذَا
أَعْطَوْكُمْ
الَّذِي
عَلَيْهِمْ
İrbad b. Sariye
es-Sülemi'den demiştir ki: Nebi (S.A.V.) le birlikte Hayber'e inmiştik. Yanında
da ashabından (o gün) beraberinde bulunan kimseler vardı. Hayber'in başkanı
inatçı ve kurnaz bir adamdı. Nebi (s.a.v.)'e dönerek "Ey Muhammed sizin,
bizim eşeklerimizi kesmeniz, meyvelerimizi yemeniz ve kadınlarımıza saldırmanız
caiz midir?" dedi. Bunun üzerine Nebi (s.a.v.) öfkelenip:
“Ey Avf'ın oğlu atına
bin ve -Haberiniz olsun! Cennet (e girmek) mu'min'den başkasına helal değildir.
Namaz için toplanınız- diye haykır." buyurdu. (Avf'ın oğlu da bu emri
yerine getirdi). Bunun üzerine (ashab-ı kiram bu da'vet'e uyarak) toplandılar.
Nebi (s.a.v.) onlara (imam olup) namazı kıldırdı. (Namaz kılındıktan) sonra
ayağa kalkıp:
"Sizden biriniz
koltuğuna yaslanarak Allah'ın şu Kur'ân'daki yasakladığı şeylerden başka hiç
bir şeyi yasaklamadığını mı zannediyor? Şunu iyi bilin ki: Vallahi ben (hem)
öğüt verdim (hem bazı şeyleri) emrettim, (bazı şeyleri de) yasakladım. (Benim
emrettiğim ve yasakladığım bu) şeyler Kur'ân (daki yasaklar) kadar vardır.
Yahutta ondan daha fazladır. Yüce Allah sizin izinsiz olarak kitap ehlinin
evlerine girmenizi helal kılmadığı gibi üzerlerinde olan vergiyi ödedikleri
zaman karılarına saldırmanızı ve meyvelerinizi yemenizi de helal kılmadı"
buyurdu.