DEVAM: 4. Öz Evladın
Mirası
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
حَدَّثَنَا
بِشْرُ بْنُ
الْمُفَضَّلِ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ اللَّهِ
بْنُ
مُحَمَّدِ
بْنِ عَقِيلٍ
عَنْ جَابِرِ
بْنِ عَبْدِ
اللَّهِ
قَالَ
خَرَجْنَا مَعَ
رَسُولِ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
حَتَّى
جِئْنَا
امْرَأَةً
مِنْ الْأَنْصَارِ
فِي
الْأَسْوَاقِ
فَجَاءَتْ
الْمَرْأَةُ
بِابْنَتَيْنِ
لَهَا
فَقَالَتْ يَا
رَسُولَ
اللَّهِ
هَاتَانِ
بِنْتَا ثَابِتِ
بْنِ قَيْسٍ
قُتِلَ
مَعَكَ
يَوْمَ أُحُدٍ
وَقَدْ
اسْتَفَاءَ
عَمُّهُمَا
مَالَهُمَا
وَمِيرَاثَهُمَا
كُلَّهُ
فَلَمْ
يَدَعْ
لَهُمَا
مَالًا إِلَّا
أَخَذَهُ
فَمَا تَرَى
يَا رَسُولَ اللَّهِ
فَوَاللَّهِ
لَا
تُنْكَحَانِ
أَبَدًا
إِلَّا
وَلَهُمَا
مَالٌ
فَقَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَقْضِي اللَّهُ
فِي ذَلِكَ
قَالَ
وَنَزَلَتْ
سُورَةُ النِّسَاءِ
يُوصِيكُمُ
اللَّهُ فِي
أَوْلَادِكُمْ
الْآيَةَ
فَقَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
ادْعُوا لِي
الْمَرْأَةَ
وَصَاحِبَهَا
فَقَالَ
لِعَمِّهِمَا
أَعْطِهِمَا
الثُّلُثَيْنِ
وَأَعْطِ
أُمَّهُمَا
الثُّمُنَ
وَمَا بَقِيَ
فَلَكَ
قَالَ
أَبُو دَاوُد
أَخْطَأَ
بِشْرٌ فِيهِ إِنَّمَا
هُمَا
ابْنَتَا
سَعْدِ بْنِ
الرَّبِيعِ
وَثَابِتُ
بْنُ قَيْسٍ
قُتِلَ يَوْمَ
الْيَمَامَةِ
Câbir b. Abdullah'dan
demiştir ki: (Bir gün) Rasûlullah (s.a.v.)'le birlikte çıkmıştık. Medine'nin
hareminde ensardan bir kadının yanına vardık. Kadın (yanımıza) kendisine ait
olan iki kız çocuğu getirdi ve: "Ey Allah'ın Rasûlü bunlar Uhud (savaşı)
günü senin yanında savaşırken şehid edilen Sabit b. Kays'm kızlarıdır. Bunların
amcaları mallarının ve miraslarının tümünü (ellerinden) aldı ve onlara hiçbir
şey bırakmadı. Ey Allah'ın Rasûlü (bu hususta) ne buyurursun? Allah'a yemin
ederim ki bunlar malları olmadıkça asla evlenemezler." dedi.
Rasûlullah (s.a.v.) de (Hele
sabredin bakalım) "Allah bu hususta bir hüküm verir" buyurdu. Ve (bir
süre sonra) Nisa suresinin "Allah size çocuklarınızın alacağı miras)
hakkında erkeğe kadının payının iki mislini tavsiye eder"[Nisa 11] âyeti
nazil oldu. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) "O kadınla, şikayetçi olduğu
adamı çağırınız" dedi. (ve bu emir yerine getirildi kızların) amcasına
(mirasın) "üçte ikisini kızlara, sekizde birini annelerine ver, kalanı da
senindir." buyurdu.
Ebû Dâvûd der ki (bu
hadisi rivayet) eden Bişr el-Mufaddal hata etmiştir. Bu kızlar Sa'd b.
er-Rabi'in kızlarıdır. Sabit b. Kays ise (Uhud savaşında değil) Yemâme gününde
şehid edilmiştir.[34]
İzah:
Tirmizî, feraiz; Ibn
Mâce feraiz
Esvâf Medine-i
Münevverenin harem-i şerifidir. 2886 numaralı hadisin şerhinde de açıkladığımız
gibi aslında kelâleyi açıklayan Nisa sûresinin son âyeti ile miras hükümlerini
açıklayan âyet-i kerimeler Hz. Câbir'in mirası hakkında nazil olmuşlardır.
Fakat bu âyetlerin esas nüzul sebebi, mevzumuzu teşkil eden hadis-i şerifte de
açıklandığı üzere Hz. Sabit b. Kays'ın kızlarının başından geçen miras
olayıdır. Sözü geçen âyetlerin Hz. Câbir'in mirasıyla ilgili olması bu
âyetlerin iniş sebebinin Hz. Sabit'in kızlarının başından geçen hadise olmasına
mâni değildir.
Miraslarının ellerinden
alındığı ifade edilen kızların annesi, bu hususta Hz. Peygambere "Allah'a
yemin ederim ki bunlar malları olmadıkça asla evlenemezler" demekle
"kadınlarla dört (meziyeti) için evlenilir. Malı için, soyu için,
güzelliği için" mealindeki 2047 numaralı hadis-i şerife işaret edilmeyi
gerektiren sebeblerden biri onlarda yoktur, demek istemiştir.
Fahr-i Kainat efendimiz
Allah'ın "eğer (çocuklar) ikiden fazla kız iseler, (ölenin geri
bıraktığının) üçte ikisi onlarındır...”[Nisa 11] emrine uyarak mirasın üçte
ikisini yeğenlerine verilmesini emrettiği gibi "... çocuğunuz varsa
bıraktığınızın sekizde biri onlarındır...”[Nisa 12] âyetine uyarak mirasın
sekizde birini de kızların annelerine verilmesini emretmiştir.
Kızlar ve anneleri
mirastan paylarını aldıktan sonra kalan mirasın da asabe durumunda olan
amcasına ait olduğuna peygamber olarak kendisi hükmetmiştir.
Sözü geçen kızlar
hakkında inen âyet-i kerimede "eğer kızlar ikiden fazla iseler (ölenin
geriye) bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer (çocuk) yalnız bir kadınsa (mirasın)
yarısı onundur." buyurularak bir kızla, ikiden fazla kızların mirası
açıklanmışsa da iki kızın alacağı miras hakkında bir açıklama yoktur. Bu
bakımdan erkek kardeşleri bulunmayan iki kızın varislik durumu hakkında
ihtilaf edilmiştir. İbn Abbas bu iki kızı bir kız hükmünde tutarak her ikisine
mirasın yarısını vermiştir. Ona göre yüce Allah "(çocuklar) ikiden fazla
kız iseler, geriye bıraktığının üçte ikisi onlarındır." buyurarak ikiden
fazla oldukları zaman kızlara üçte iki pay vermiştir. Ancak:
Birinci olarak:
Müctehidlerin çoğunluğuna göre iki kızda ikiden fazla kızlar gibi üçte ikiyi
alırlar: Bu görüş, birkaç yönden daha isabetli kabul edilmektedir. Evvela bu
hükümde kızlar iki bacının durumu ile karşılaştırılmıştır. Ölen kişinin iki
kızkardeşi varsa "Eğer (Ölenin) iki kızkardeşi varsa, bıraktığının üçte
ikisi onlarındır" âyetine göre bu iki kızkardeş, üçte ikiyi alırlar.
İnsanın iki kızı, kendisine iki kızkardeşinden daha yakındır. Yüce Allah, iki
kızkardeşe üçte ikiyi verdiğine göre, iki kıza da üçte ikinin verilmesi
lâzımdır.
İkinci olarak: Kız,
erkek kardeşiyle beraber üçte bir alır. Kızkardeşiyle beraber de bunu alması ve
her ikisine üçte ikinin verilmesi doğru olur.
Üçüncü olarak: Hz.
Peygamber (s.a.v.)'in varis olan kız, oğul kızı ve kız-kardeşten: Oğul kızına
altıda bir, kıza yarı verdiği, böylece kız ve oğul kızına birlikte üçte ikiyi
hükmettiğini ifade eden 2890 numaralı hadis de buna delalet eder. O halde iki
kıza üçte iki verilmesi gayet tabiîdir. Kaldı ki... (çocuklar) ikiden fazla
kadın iseler..." cümlesinin ... iki ve ikinin üstünde kadın iseler
şeklinde manâlandırılması da caizdir. Nitekim "... Onların boyunlarının
üstüne vurun" cümlesi de "... boyunlarını ve boyunlarının üstünü
vurun anlanunadır."
Mevzumuzu teşkil eden bu
hadis-i şerifte ortaya konan miras taksimin çözüm şeklide şöyledir: 1/3
Sülüsân_________Sümün_________K____________________________
kız kız anne Amca
8 8 3 5
3x8 = 24